English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ O ] / Operation

Operation Çeviri Fransızca

13,436 parallel translation
Beni bu operasyona dahil etmek zorunda değildin ama yine de ettin.
Tu n'avais pas à m'inclure dans cette opération, mais tu l'as fait.
Bu, ameliyatın yan etkisi olabilir.
Cela pourrait être un effet secondaire de l'opération.
Ameliyattan yeni çıktın.
Vous venez d'avoir une opération, d'accord?
Dünya'da sadece dört kişi bu operasyonu biliyor ve bir tanesi çoktan öldü.
Seules 4 personnes dans le monde savent à propos de cette opération, et l'un d'eux est déjà mort.
Rus İstihbaratı'nın orduya hizmet sağlayan bir oluşuma yaptığı operasyonu ortaya çıkarmasıyla Pulitzer ödülüne aday olmuştu.
Il a été nominé pour un Pulitzer après qu'il a dénoncé une opération de renseignement russe sur un entrepreneur de la défense.
Burada kalıp sohbet etmek isterdim ama ameliyatım olduğunu hatırladım.
Vous savez quoi? J'aurais adoré rester et discuter, mais je viens juste de me rappeler, j'ai une opération, donc je mange et lis en courant, vous savez?
Ama onu şu anda ameliyat masasında öldürmemde bir sakınca yok, öyle mi?
Mais ça te va si je le tue sur cette table d'opération maintenant?
Anestezi etkisi göstermeden hemen önce annesi için ağlıyordu.
Il a pleuré pour sa maman dans la salle d'opération avant que l'anesthésie ne fasse effet.
Ameliyatı gözlemlemek için burada.
Il est ici pour observer cette opération, pour euh...
Nakil ameliyatından çıkıp bana dikiş atmak zorunda kaldığın için özür dilerim.
Je suis désolé d'avoir quitter l'opération de transplantation d'être venu et de me faire recoudre.
Zoric'in defteri ve mabadınızı oradan hemen ayırmaya bakın çünkü o kadar baskıyı kaldıramam devlet adınaymış gibi gözüken izinsiz bir tahliye operasyonu yaparken yakalanırsanız, Amerikan Devleti bu operasyondan haberi olmadığını iddia eder.
Dégagez de là, parce-que- - et je ne peux pas assez insister- - si vous êtes capturés sur le sol Cubain en opérant une extraction quasi-gouvernementale sans permission, le gouvernement des Etats-Unis niera toute connaissance de cette opération.
Ameliyata hazırlıyorlarmış.
Ils le préparent pour l'opération.
Numaralarımız hemşirede var. Ameliyathanenin dışında bekliyor.
Oui, à côté de la salle d'opération avec tout nos numéros.
İddiaya göre, Daniel Budd bütün operasyonu oradan yönetmiş.
Apparemment, Daniel Budd a déplacé toute l'opération là-bas.
Bizim yüzümüzden bu operasyon bittigi için üzgünüm, Chui.
Je suis désolé que tu doives griller cette opération à cause de nous.
Altı yıl önce ortak görev gücünde Bingöl'de beraber çalışmıştık.
On avait fait une opération il y a 6 ans à Bingol, quand j'ai été prêté la force opérationnelle interarmées.
Berbat bir araba kazası. Aynı tüm bu operasyon gibi.
Tragique accident, comme cette opération.
Tüm bu operasyon batar yoksa.
Cette opération prend de l'ampleur.
Amca Eddie'nin istihbaratı vardı ve bunu Malvado'nun operasyonuna sızmak için kullanabilirdik.
Oncle Eddie a des infos pour percer l'opération de Malvado.
Deneyebiliriz ama bu bir süreç.
On peut essayer, mais c'est une sacrée opération.
- Bu ilk baştan savma bir operasyondan tek başına kurtuluşu değil.
- Ce n'est pas la première fois qu'il a été le seul survivant d'une opération bousillée.
Bu çok gizli bir operasyon olduğundan bana, bilmesi gereken kadar kişi bilsin denildi.
Et parce que c'est une opération secrète, mes informations seront confidentielles.
Standart uygulama prosedürü bu değil.
Ce n'est pas une procédure d'opération habituelle.
Doktorlar ameliyatımı yarın akşama aldılar.
Les médecins déplacent mon opération à demain soir.
Biliyor musun, Sprawl'da ufak bir kayıt dışı kumar ile ilgili bir operasyon oldu.
Tu sais, il y a une petite opération de paris hors des sentiers battus dans la périphérie de la ville.
Anlamıyorum. 15 kere falan Ejder Kalesi'ni izlemişimdir.
Je ne comprends pas. J'ai vu "Opération Dragon" une quinzaine de fois.
Bu bir polis operasyonu.
C'est une opération de police.
Amerikan Ordusu seni öldürüp işlerimizi devralmak istemiş.
Un complot de l'armée américaine pour vous tuer. Et reprendre notre opération.
- Özel görev planı yapıyorum.
J'ai planifié l'opération.
- Özel görev mi? - Evet.
L'opération.
- Hâlâ ameliyatta.
Il est toujours en salle d'opération.
- Peki, şey, bu en fazla iki aylık.
C'est une opération de deux mois au maximum.
Ameliyattan 36 saat sonra bunu yaptığıma inanmıyordum.
Je le faisais seulement 36 heures après mon opération.
- Doğru. - G ve ben bugün Citadel kameralarında gözüktük oraya gider de tanınırsak, operasyon batar.
G et moi avons été vu sur les caméras de surveillance de Citadel aujourd'hui, donc si on se montre et que l'on est reconnu, l'opération tombe à l'eau.
Bu operasyonu bozacağımdan mı korkuyorsun?
Tu as peur que je foire l'opération?
Tuzak operasyonunda kim el ele tutuşur?
Qui se tient la main dans une opération. Nous.
Bak görev ters gitti. İrtibata geçemedim.
L'opération s'est mal passée, je n'ai pas pu les prévenir.
Ajan Ruiz, Kunar vilayetinde benim için gizli bir görev yürütüyordu.
L'agent Ruiz dirigeait une opération sous couverture pour moi dans la province de Kunar.
- Hâlâ gizli görevimi düşünmüyorsun ya?
Tu ne penses plus à mon opération sous-couverture, hein? Non. Non, peut-être.
Göğüs ameliyatından sonra tansiyonunda idiyopatik artış yaşandı.
Il a des crampes idiopathiques depuis son opération.
Hayır, ameliyathanede yapmanız gerek.
Non, vous allez faire ça dans une salle d'opération.
Yardıma ihtiyacı olan bir sürü hastamız var. Ameliyathane önceliği kritik olanlarda.
Nous avons beaucoup de patients qui ont besoin de notre aide, et les blessés critiques sont priorotaires pour la salle d'opération.
Siz iki deli çocuk hastayı ameliyathane çıkarabilirsiniz demek ki.
Donc vous deux les enfants fous pouvez le monter en salle d'opération,
Koridorda ameliyathane beklerken hiçbir şey yapmadan kanamadan ölmesine izin veremem.
Je ne me tiendrai pas dans le corridor à attendre pour une salle d'opération et le regarder se vider de son sang.
Ameliyathanenin boşalmasını beklerken ölecek.
Il va mourir si nous attendons pour une salle d'opération.
En kısa sürede ameliyat edilmesi gerek.
Il a une fenêtre vraiment étroite pour son opération.
Hemen ameliyathaneye çıkarın.
Montez-le en salle d'opération maintenant.
Ameliyat için yardımı mı gerekiyor?
Avez-vous besoin de lui pour l'opération?
Bu amaçla bir iş arkadaşım tarafından yürütülecek olan Utopyum görev birimi kurduk. İzinden dönen bölge savcı yardımcısını takdim etmekten gurur duyuyorum. Peyton?
À cette fin, nous avons crée un groupe d'opération contre l'Utopium, dirigé par une collègue que j'ai la joie d'accueillir pour son retour, assisstante du procureur Peyton Charles.
Zamanla, operasyonun yüzü olmaya başladım.
Je suis devenue le visage de l'opération.
Ona Karbondioksit verilmesi gerek.
Elle aura besoin d'une opération.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]