English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ P ] / Pasaport

Pasaport Çeviri Fransızca

1,061 parallel translation
Yanlış pasaport alan biri var mı acaba?
Personne ne s'est trompé de passeport?
- Pasaport sürem de doldu.
Mon passeport a expiré.
Bize bir çift pasaport ve yurt dışına çıkmamıza yetecek parayı verecek kadar mutlu olacaklardır, değil mi?
Ils seront ravis de nous délivrer deux passeports et assez d'argent pour quitter le pays, non?
- Bir de pasaport.
- Et un passeport.
Pasaport? Pasaport yok. Bilet de yok.
Ni passeport, ni billets.
Göçmen bürosunu ara. Renick'in pasaport başvurusunu yollamalarını söyle.
Obtiens un télex de la demande de passeport de Renick.
Pasaport sahibine teslim edildi.
Retour à son propriétaire.
- Pasaport burada.
- Le passeport vous attend.
Tutuklandığında bu pasaport varmış yanında.
Même compris, Que c'était des faux papiers que Sartet avait sur lui. Quand on l'a arrêté, tu vois!
Pasaport resimleri çekmiyorum.
Je ne fais pas la photo d'identité.
Pasaport yapıyorsun ve sana ihtiyacı var.
C'est toi, qui lui as fait cela, donc, il a encore besoin de toi.
Biletlerden hemen sonra pasaport gerek.
Tu en auras besoin juste après les tickets.
Pasaport kontrolü yapıldı. Atlayışa hazır.
Son passeport a été contrôlé et il est prêt à y aller.
Pasaport.
Passeport... Certificat de naissance.
Denizci evrakları, pasaport, kaptana rüşvet, tüm bunlar dahil dokuz yüz sterlin.
Ça inclut papiers de matelot, passeport et graissage de patte. Neuf cents livres,
Pasaport resmi boyutlarında - vesikalık- bir şey istiyorsun, değil mi?
Vous vouliez un format passeport, c'est ça?
Pasaport efendim?
Passeport, monsieur?
Pasaport Kontrolde size bir mesaj var.
Il y a un message pour vous au guichet de contrôle.
Sam Milford için çehrem sorgulanmayan bir pasaport gibidir.
Un laissez-passer pour accéder à Milford.
Burada tek duyduğunuz şey : Pasaport, pasaport! Dönüş yolculuğumu ayarlamak için konsolosluğa gittim.
Vous me parlez de passeport, mais moi, au consulat, j'avais demandé un certificat de rapatriement, ne pouvant pas payer le voyage!
Pasaport gerekmişti.
Il me fallait un passeport. Je vois.
Nedir bu otomobil, müzik ve pasaport şamatası?
Quel est le rapport entre les voitures, la musique et le passeport?
Meksika vizesi ve pasaport istiyorum.
Je veux des visas mexicains, et des passeports.
Peki ya pasaport hakkında söylediklerin?
- Je ne l'ai pas avec moi. - Et cette histoire de passeport?
Şakacıktan pasaport gösterdin...
- Je vois. Une blague... Vous m'avez montré un passeport juste pour jouer?
- Pasaport? - Yok!
Passeport!
Kafamı karıştıran bir şey var. Seni madem bırakıcaktı da niye sana pasaport yaptırdı?
Mais alors... s'il voulait te laisser, pourquoi t'avoir fait un passeport?
İNGİLİZ PASAPORT BÜROSU
BUREAU DES PASSEPORTS
Pasaport Bürosundan da kontrol ettik.
Nous avons vérifié avec le bureau des passeports.
Son beş yıI içinde, Charles H. Calthrop adına... 23 pasaport düzenlenmiş.
23 passeports ont été délivrés à des Charles H. Calthrop ces cinq dernières années.
Şimdi Pasaport Bürosuna gideceksiniz. Son üç aya dair bütün pasaport başvurularını alacaksınız.
Maintenant, vous allez vous rendre au bureau des passeports et demander chaque demande de passeport pour les trois derniers mois.
Bu yıI 14 temmuzda pasaport için başvurmuş.
Passeport demandé le 14 juillet, cette année.
Pasaport, 17 temmuzda Paddington'da bir adrese postalanmış.
Passeport posté le 17 juillet à une adresse à Paddington.
Pasaport numarası 29491.
Le numéro du passeport est 29491.
Tek ihtiyacımız olan, Per Lundquist'in pasaport fotoğrafı.
Il ne nous manque que la photo de passeport de Per Lundquist.
Per Lundquist'in pasaport fotoğrafı elimizde.
Nous avons maintenant la photo de Per Lundquist.
Yeni bir pasaport getirdim.
Voici un nouveau passeport pour vous.
Pasaport, bilet, kaçış detayları.
Un passeport, des billets, pour partir.
Bayan sizin de bildiğiniz gibi, bu pasaport eşinizin isim ve diğer bilgilerini vermektedir... ama sizinle ilgili hiçbir detay burada görülmemektedir. Sadece imzanız ve kızlık soyadınız :
Ce passeport madame, donne les noms et qualités de votre mari... mais n'exige aucun détail vous concernant sauf votre nom de jeune fille :
- Pasaport mu?
- Un passeport?
- Sıradan bir pasaport değil. Odessa üyeleri için çkarılan sahte pasaport. Bununla birlikte bir de yeni kimlik.
- Pas un passeport ordinaire, un faux passeport, tels que Ies donne I ´ Odessa, avec une nouvelle identité.
Sahte bir pasaport taşıyordu.
Il avait un faux passeport.
Pasaport ve öteki belgeler bu dolaptan alındı, Komiser.
Le passeport et les autres papiers ont été pris dans ce secrétaire.
Ve ayrıca tüm bilgileriniz : doğum yeri ve tarihi, pasaport vesaire.
Il nous faut aussi : vos date et lieu de naissance, votre passeport, etc.
Pasaport bilet, lütfen.
Contrôle des passeports.
Tüm yolcuların pasaportları ve bagajları kontrol edilene kadar yerlerinde kalmaları rica olunur. - Pasaport, lütfen.
Contrôle des bgges, il est interdit de descendre.
Demiryolu kenarındaki eşyalar arasında polis bir pasaport buldu. Pasaportun Münih ikametli Margaret Hollendorf'a ait olduğu- -
On retrouvé une crte d'identité u nom de Mrgret Hollendorf, de Munich.
Gulf veya Exxon sana sahte bir pasaport vermiş olabilirler.
Gulf ou Exxon ont pu te filer un faux passeport.
Bilet de yok, pasaport da.
On prend pas le passeport?
Bir pasaport.
Un passeport.
Sana bir pasaport ayarlarım. - Ülkeden çıkmamı mı söylüyorsun yani?
Tu veux dire pour quitter le pays?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]