Petrol Çeviri Fransızca
3,030 parallel translation
Elimize bir bilgi geçtiğini söylemeye geldim Kuzey Kharun, Güney'in petrol gelirinin yüzde 10'unu çalıyormuş.
Je suis venue pour te dire que nous sommes en possession d'informations qui prouvent que le Nord, depuis la guerre civile, a escroqué le Sud pour un montant d'à peu près 10 % des revenus pétroliers.
Petrol Grubu'nda da epey ilerleme kaydedildiği söyleniyor.
Quant au groupe pétrole, même si c'était mal engagé, il semble que les deux parties opposées aient bien progressé.
Bir zamanlar palalarla savaşan insanlar şu anda demokrasinin en güzel örneğini vererek toprak ve petrol konusunda pazarlık ediyorlar.
Des gens qu'on pouvait voir, il n'y a pas si longtemps, se battre à coup de machettes, et que sais-je encore, sont en train de discuter de manière démocratique le partage des terres et des ressources pétrolières.
Petrol hâlâ tamamlanmadı.
Et maintenant, on n'a plus qu'à négocier le pétrole. Il faut négocier le pétrole.
Maalesef Al-Jahwar petrol pazarlığını yeniden açmak istiyor.
Désolé de jouer les trouble-fête. Al-Jahwar exige de renégocier le pétrole.
Anladığıma göre petrol pazarlığını yeniden açmak istiyormuşsunuz.
Il paraît que vous voulez rouvrir les négociations sur le pétrole.
Bu belgeler, yıllardır Güney Kharun'un petrol gelirinin yüzde 10'dan fazlasını çaldığınızı gösteriyor.
Ces documents prouvent que vous avez spolié le Sud au-delà de 10 % de ses revenus pétroliers depuis des années.
Son iki yılını, GG E'de Petrol Bölümü Yöneticisi Olarak gizli görevde geçirdi.
Elle a passé deux ans sous couverture, directrice de la branche pétrole de GGE.
Ben Annie Walker yıkıcı petrol sızıntısının üzerinden neredeyse bir yıl geçmiş olan Liberty Pond'dan bildiriyorum.
Ici Annie Walker, je suis à Liberty Pond qui a subi une marée noire il y a un an.
Biz sadece ülkemizi, havamızı, suyumuzu ve toprağımızı zehirleyen petrol şirketlerinden korumaya önem veriyoruz.
Nous voulons protéger notre pays des compagnies pétrolières, qui empoisonnent notre air, notre eau et notre sol.
Bu petrol yöneticileri gerçek teröristlerdir.
Ces compagnies pétrolières sont les terroristes.
GG E bu bölgedeki diğer petrol şirketleri arasında en iyi güvenlik siciline sahip olan şirket.
GGE est la société la plus sûre des environs.
Körfezdeki petrol platformu infilak edince kim tutuklandı?
Qui arrête-t-on quand un forage pétrolier explose?
Bulunmuş en büyük petrol kaynaklarıdır.
La meilleure source de carburant.
Görünüşe göre petrol işinde önemli biriymiş.
On dirait qu'il est une grosse légume dans le monde pétrolier.
Irak petrol yangınları.
Incendies de pétrole iraquien.
Ama ya Brezilya ve Arjantin petrol yataklarını teminat olarak gösterirse?
Et si le Brésil et l'Argentine donnaient leur pétrole en garantie?
Buna kimyasal fabrikalar petrol şirketleri, maden şirketleri de dahil.
Industrie chimique, pétrolière ou minière.
1 8 saat önce bir Rus petrol ekibi haber verdi.
Une équipe pétrolière russe l'a détecté il y a 18 heures.
¶ Petrol çıkarmak için çalışırım firmada
♫ Got a job with a company drilling for oil ( j'ai eu un boulot de chercheur de prétrole )
- Rus petrol sahası hakkındaki dedikodular. - Olacak.
Le pétrole russe...
Musaddık, İngiliz ve Amerikan petrol holdinglerini kamulaştırıp İran'ın petrolünü halka iade etti.
Il nationalise les intérêts pétroliers britanniques et américains, rendant le pétrole iranien à son peuple.
Kapitalistler ve büyük petrol şirketleri büyük propaganda sistemlerini kontrol ediyor.
... sont contrôlés par les capitalistes et les compagnies pétrolières.
Bu arada Bay Spirou OPEC raporunu okudum ve petrol yatırımlarımıza ağırlık verirsek cidden -
Au fait, M. Spirou, j'ai lu le rapport de l'OPEP. Si on couvre notre position sur le pétrole...
Fakat esas tehlike, kararları veren adam menajeri Paul Gill, adam o kadar yağcı ki petrol şirketleri onun hissesini alabilir. "
"Mais le plus grand danger " est l'homme qui tire les ficelles, son manager Paul Gill, " un homme si gluant
Ama ben, bugün, burada size söylüyorum petrol için tek çözüm vardır. Bu çözüm nükleer enerjidir.
mais je suis là pour leur dire que le remède pour le pétrole... existe et ce remède, c'est l'énergie nucléaire.
Petrol şirketlerinin lobileri.
ce sont des magnats de compagnies pétrolières.
Büyük petrol şirketleri, nükleer reaktörü işletmesi için neden Lloyd Hooks ile anlaşsın?
pourquoi quelqu'un d'aussi important, s'oppose-il à Llоyd Ηооkѕ Pour détruire un réacteur nucléaire?
Ailem şehrin çoğunun yok olduğu Transworld'ün petrol rafinerisindeki kazadan kaynaklanan büyük patlamada öldü.
Mes parents sont morts dans la Grande Explosion. Une explosion à la raffinerie Transworld qui a détruit une grande partie de la ville. Heureusement, il y avait les weeks-ends.
Petrol sızıntısı! Koruyucu elbise gerekli!
tenue de protection indispensable.
Bu yeterli mi? Kocam bunun petrol borusundan paslanmaz çelik olduğunu söylüyor.
Ça suffira? Mon mari m'a dit que c'est de l'inox... qui provient du pipeline principal.
Ana petrol borusundan çalınan metal parçası ciddi petrol sızıntısına yol açtı. Transword güvenlik önlemlerini arttırdı.
Un vol de métaux sur le pipeline principal, a entraîné une nouvelle fuite de pétrole, obligeant Transworld à doubler la sécurité.
Hepinizin bildiği gibi Bristol Körfezi petrol sondaj hakları için teklifler ABD İçişleri Bakanlığ'ına teslim edildi ve sır olarak tutuldu.
Comme vous le savez, les offres pour les droits de forage de Bristol Bay ont été soumises au département américain de l'Intérieur et sont restées confidentielles.
Balinaların en sevdiği şey büyük petrol sızıntılarıdır.
Les baleines adorent les nappes de pétrole, c'est certain.
Reagan yönetimi doğal kaynaklarımızı petrol sektöründeki McGraw gibi dostlarına satmaya devam ediyor.
L'administration Reagan continue de vendre nos ressources naturelles à ses amis de l'industrie pétrolière, comme M. McGraw.
Bayan Kramer salondan çıkartıldıktan sonra petrol ihalesi sorunsuz devam etti.
Mme Kramer a été expulsée de la salle, et les enchères se sont poursuivies sans incident.
Bir gün petrol bitecek.
Un jour, il n'y aura plus de pétrole.
İnan bana, petrol yüzeyde olsaydı hayatım daha kolay olurdu ama yüzeyde değil.
Croyez-moi, si le pétrole était au-dessus du sol, ça me rendrait la vie bien plus facile, mais ce n'est pas le cas.
Sayın Başkan, Alaska Kuzey Petrol mavnanın çözüm olacağını söylemişti.
Monsieur le président, Alaska Northern m'avait assuré que la barge était une option valable.
50 yıl, petrol imtiyazlarımız artık yok.
Encore 50 ans, et nos exploitations pétrolières sont finies.
Olanları sineye çekip bizim petrol sahalarını çalmalarına izin mi verseydim?
ESt-ce que vous allez les laisser nous rouler et mettre la main sur nos exploitations pétrolières?
Çikolata ve petrol, bunların ikisi.
Le chocolat et le pétrole sont deux de ces choses.
Amerikan petrol şirketlerine 50 yıllık imtiyaz verildi... bu oldukça cömertçe.
Les compagnies américaines de pétroles ont été promues concessions pour 50 ans ce que je consdière très généreux.
Şimdi Amerikan petrol çıkarları için farklı bir konum düşünüyorum ve uzun bir yol katetmeliyiz..
Maintenant, je pense qu'une position différente sur les interêts pétroliers américains aurait une forte influence.
Irak, Saddam Hüseyin'in devrilmesinden bu yana petrol rezervlerinin seviyesini % 24 oranında arttırdı.
L'Iraq a augmenté ses réserves de pétrole de 24 % depuis que Saddam Hussein n'est plus au pouvoir.
Şimdi de kanlı petrol için Irak'ı işgal ettiler.
Et maintenant, ils ont envahi l'Irak pour leur putain d'huile.
Kaybediyor, çocuklar. BP'nin petrol sızıntısı gibi kaybediyor.
Elle perd des hommes et de l'argent comme un déversement de pétrole de BP.
Eksantrik ve sınırsız petrol zenginliği ile kısa süre önce kendi Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yaptı...
Excentrique et riche de son pétrole, il a récemment organisé ses propres Jeux Olympiques...
Petrol haklarımızı Cellabi Çölü'ne rahatça satabiliriz o zaman.
On vendra notre pétrole au désert de Jalabiya.
Söylentilere göre petrol şirketlerine sabit fiyat için yasa çıkartmak üzereymiş.
Sortons d'ici.
Orinoco Petrol.
- Le lieu?