English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ P ] / Picker

Picker Çeviri Fransızca

46 parallel translation
Dedektif Lowes, ben Picker.
Inspecteur Lowes?
- Unutma. Picker, botanik bahçesi için Sheraton Boston'da bu gece benim şerefime bir yardım toplantısı düzenliyor.
Picker organise ce soir, en mon honneur, une soirée de bienfaisance au Sheraton.
Picker geç kalmandan nefret ediyor.
Picker déteste quand tu es en retard.
Önce Picker, sonra uçkur.
Picker d'abord, Popaul après.
Napolyon, Lew Wasserman ve David Picker icin ne düsünürdü acaba?
Je me demande ce qu'il penserait de Lew Wasserman et de David Picker.
Bugün Sophie'yi, babası dışarı çıktığında bir otel odasına 3 saattir kitlenmiş şekilde buldum.
Je l'ai trouvée enfermée dans sa chambre au Cherry Picker Motel, durant trois heures, alors qu'il était sorti.
- Picker, kaç adam geliyor?
Picker, combien d'hommes doivent venir?
Picker'la.
Picker.
Picker'ı yanıma almama izin verirseniz Drew Thompson'ı getiririm, ölü veya diri.
Vous me laissez prendre Picker, je vous ramène Drew Thompson, mort ou vif.
- Adı Picker.
Son nom est Picker.
Çünkü Bay Picker, Tanrı'nızın benden çok daha büyük problemleri var.
Parce que, M. Picker, ton Dieux a de plus gros problème que s'occuper de moi.
Ama Picker hâlâ burada, değil mi?
Mais j'ai toujours Picker, n'est ce pas?
- Bay Picker bizi davet edenin siz olduğunu, bizim etmediğimizi hatırlatmak zorunda mıyım?
Picker, dois-je vous rappelez que vous nous avez invité, et non pas l'inverse?
Özür dilemen gereken merdivenler değil, bu seyahate gerek olması Bay Picker.
C'est pas pour la p tite trotte que vous devriez être désolé, M. Picker. C'est le fait même que ce voyage ait été nécessaire.
- O çanta Bay Picker'ı öldürmemizi engelliyordu.
Cette valise nous a empêché de tuer M. Picker. Bien, mais le truc est...
- Olay şu ki çantadaki paranın yarısı bana ait ve Bay Picker benim derdim değil.
la moitié de l'argent dans cette mallette m'appartient et Mr Picker n'est pas mon problème
- Artık gidebilirsiniz Bay Picker.
Vous pouvez y aller maintenant, M. Picker
Meksika'da tanıdıklarınız var mı Bay Picker?
Vous connaissez du monde au Mexique, M. Picker?
- Peki. Bak. Bütün hikâyeyi istiyorsan, Picker'la konuşman lazım.
- Écoutez, si vous voulez toute l'histoire, vous devez parler à Picker.
Picker dedim.
C'était Picker.
Picker olduğunu söyledim.
Je leur ai dit que c'était Picker.
Böylece sen de Bay Picker olmalısın, değil mi?
Maintenant, vous devez être... M. Picker, hein?
Çok asil bir profilin var Bay Picker.
Vous avez un profil plutôt noble, M. Picker.
- Öyle olsaydı, Bay Picker'a Sammy Tonin cinayetini sormam icap ederdi.
Si je l'étais, je contraindrais M. Picker ici présent à me parler du meurtre de Sammy Tonin.
- Yürüyüşe çık Bay Picker.
- Faites le tour, M. Picker.
Bay Picker, Markos'u bulmamıza yardım etmenizi istiyoruz.
On aimerait votre aide pour trouver Markos.
Picker'ın bizle kafa bulduğunu mu düşünüyorsun?
Picker nous a bananés?
Picker'ı neden arıyordun?
Pourquoi tu es allé chercher Picker?
Picker'a ne olacak?
Et pour Picker?
Picker bir dedikoduyu da çözmede gönüllü oldu.
Picker a lâché une info.
- Picker olay sırasında orada olduğunu her şeyi gördüğünü söyledi.
Picker a dit qu'il était sur le tarmac, à regarder ce qui se passait.
Hani şu bir federal kanun adamının Nicky Augustine'in öldürülmesine yardımcı olduğu söylentisi vardı ya Picker olay sırasında orada olduğunu ve her şeyi gördüğünü söyledi.
- Il y a une rumeur qui circule qu'un fédéral a joué un rôle dans la mort de Nicky Augustine. Picker était sur le tarmac, il a tout vu. Vous voulez savoir qui
Parayı önden talep ettiğimizi sanırım Bay Picker söylemiştir.
M. Picker vous a dit que nous exigeons - le paiement d'avance. - Il l'a fait.
Gidip, Bay Picker'a ve Bay Duffy'ye malın yarısını nasıl kaybettiğimizi açıklamam lazım.
Je dois expliquer à M. Picker et M. Duffy comment on a perdu la moitié de cette cargaison.
Bay Picker, hayatım boyunca tek yaptığım açıklama, gelmem gereken saatten sonra eve gizlice girerken yakaladığı için annemeydi.
La seule explication que j'ai dû donner dans ma vie, c'était à ma mère quand je rentrais en douce le soir.
Olur böyle şeyler Bay Picker.
Ça arrive, les emmerdes.
Bay Picker, şu anlama geliyor. Eğer bu otel odasında ölürsem, malın geri kalanını yanı başıma gömme kararını vermiş gibi olacaksınız.
- Ce que je veux dire, c'est que si je meurs ici, ce sera comme si vous enterriez le reste de cette dope avec moi.
- Bay Picker, görüşmeyeli çok oldu.
- M. Picker. Ça fait longtemps. - Chef.
- Bay Picker. Bu sohbeti bugün yapmazsak, yarın ya da ertesi gün yapacağız.
Si on a pas cette conversation aujourd'hui, on l'aura demain ou le jour d'après.
Eğer fark etmiyorsa Bay Picker, olup bitmesini tercih ederim.
De toute façon, - je préfèrerais que ce soit fait.
- Boyd Crowder'ın kellesini kutuya koyalım derim! - Bay Picker!
Mettons la tête de Boyd Crowder dans une boîte!
Haritayı buradaki en yaşlı toplayıcıdan aldım.
Je l'ai obtenue du plus ancien Picker.
- Picker.
- Picker.
- Picker.
- Picker?
Picker'i yakaladığımızda yanındakilerin listesi.
- quand on a coincé Picker.
Bir sigara ister misin Bay Picker?
Une cigarette, M. Picker?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]