English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ P ] / Post

Post Çeviri Fransızca

3,371 parallel translation
Bir tür post.
Une sorte de peau.
- Travma sonrası stres yüzünden.
- C'est du stress post-traumatique.
Travma sonrası stresle alakası yok.
Ca n'a jamais été lié au stress post-traumatique.
Amanın.
C'est le Dr Werner pour une consultation post-opératoire. Mon dieu.
Travma sonrası stres bozukluğu.
Syndrome de stress post-traumatique.
Gaziler Bakanlığı'nda ki dosyalarına göre travma sonrası stres bozukluğuyla ilgili tedavi görmüşler.
Et selon leurs dossiers dans le V.A., ils ont tous été traités pour troubles de stress post-traumatique.
Her hafta Gaziler Bakanlığı'nda, stres bozukluğu veya intiharın eşiğinde olan sadece hükümetin kötü adamların doğrularını umursadıkları kadar kendi doğrularının da umursanmasını dileyen benim gibi adamlar görüyorum.
Chaque semaine, je vois des gars comme moi au Dep. des Anciens Combattants. Stress post-traumatique, à deux doigts du suicide... souhaitant juste que notre gouvernement s'occupe un peu plus de leurs droits comme il le fait avec les droits des méchants.
Stres bozukluğu olan paranoyak bir eski askeri, seri katile yem olarak kullanıyoruz.
On utilise un vétéran parano avec du stress post-traumatique, comme appât contre un serial killer.
Hadi yarasını kapatalım, yoğun bakımdan çıkarın. Bunun için uygunum.
On ferme, sortez-la de l'USPA ( unité de soins post-anesthésie ) et séchez la.
Genelde tecavüz kanıtlarını kayda ben geçiririm.
Je suis celle qui en général procède aux examens post viols.
Tabii ki ameliyattan sonra uyandığında yanında olucak.
Bien sûr, et il vous attendra en post-op quand vous vous réveillerez.
Vergi daireleri kapatıldığı için, Amerikalılar'dan yanlışlarını en yakın postanede itiraf etmeleri isteniyor.
Avec la fermeture du DMC, les américain sont priés de se confesser à leur bureau de post.
- Travma sonrası stres bozukluğu.
Préventif de quoi? Du syndrome de stress post traumatique.
Muhtemelen akıntı tarafından uzun süre sürüklendiğinden oldu.
Elles ont été faites post-mortem, vraisemblablement quand le corps a été transporté par le courant.
Daha yeni ameliyattan çıktı.
C'est son premier jour de post-op.
Ameliyattan çıkan hastalar için boş yatak bulmalıyız.
Nous devons libérer des lits pour les patients de post-op.
Hazır gelmişken neden ameliyattan çıkmış hastaların kontrolleriyle ilgilenmiyorsun?
Oh, eh bien, puisque tu es là, tu pourrais donner un coup de main et admettre ton patient de post-op préféré?
Redüksiyon sonrası röntgenlerinin çekilmesi gerek.
Je vais vous emmener pour une radio de post-réduction.
Ameliyat sonrası bulgularını kontrol etmek istedim.
Je... veux vérifier tes signes post-op.
Diğer öneriler yoğun bakım ünitesini gözden geçirmek, ameliyat öncesi bakımı yeniden düzenlemek gibi...
Donc... les autres propositions incluent moins d'unités de soins intensifs. avec une réorganisation du traitement des post-opératoires.
- Hayır... Ölene kadar sürüklenmiş.
- Non... elle a été déplacée post-mortem.
Travma sonrası stres bozukluğu yaşamaktan veya beyin hasarının kararlarınızı etkilemesinden endişeleniyor musunuz?
Ayant échapper à une tentative d'assassinat y a-t-il des inquiétudes concernant le Trouble de Stress Post-Traumatique ou une détérioration du cerveau qui pourrait affecter votre jugement?
- 80ler. Post-punk.
Post-punks.
- Post-punk.
Des post-punks.
Görünüşe göre öldükten sonra.
C'est post-mortem, apparemment.
Lentz şifresi kendi bilgisayarının tarafında Post-it üzerindedir.
Le mot de passe de Lentz est sur un post-it sur le côté de son ordinateur.
Ben lisedeyken bu en sevdiğim'ayrılık sonrası güç verici şarkı'ydı.
Retour au collège, c'était ma chanson post-rupture d'autonomisation préféré.
ISAN, DA sonrası gecikmeyi baskılar.
Le I.S.A.N soulage le retard de post D.A.
Ailelerin ölüm sonrası konuşmalardaki birincil amacının tam olarak ne olduğunu öğrenmek olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
Gardé en mémoire que les motifs principaux des membres de la familles. Quand ils ont ces conversations post-mortem. Est simplement de comprendre ce qu'il c'est passé.
Liam bence, sende travma sonrası stres bozukluğu var.
Liam, je pense que vous souffrez d'un stress post-traumatique.
TSSB mu?
Post-traumatique?
Doğru dozaja bakınca, bunlar ondaki anksiyete ve TSSB'yi gösterir.
Avec le bon dosage, ça régule son anxiété et son syndrome post traumatique.
Ameliyat olalı üç gün oldu, tamam mı?
Elle est à 3 jours de post-op maintenant.Okay?
Birincilik ödülü bir post.
Le premier prix est une polaire.
Evet bunu ameliyat sonrası onarabilirim.
Bien... Je peux faire ça en post-op.
İçinde, Williamsburg'daki Royal Dove Inn'in adresi, 09 : 30 saati ve Klemmer / Stein'in muhasebecisi Damon Moore'un ismi yazan bir post-it vardı...
A l'intèrieur il y avait un post-it avec une adresse au Royal Dove Inn à Williamsburg, à 9 : 30, au nom de Damon Moore, un expert-comptable de Klemmer / Stein.
"Pipim içine kaçtı ve memelerimden de süt fışkırıyor." "Cinsiyetsiz."
"Mon pénis est rétracté et j'allaite, très post-genre."
Doktora sonrası çevre dostu bir projede mühendislik yapıyormuş.
Elle fait un post-doc d'ingénieur en design écologique.
Çünkü her şey beklediğimden daha hızlı gelişiyor ve özgeçmişim küçük bir not kağıdına rahatlıkla sığıyor.
{ \ pos ( 120,270 ) } Désolée, je suis super nerveuse. { \ pos ( 120,270 ) } Tout va bien plus vite que je ne l'imaginais. { \ pos ( 120,270 ) } Et parce que mon CV tiendrait sur un Post-it.
Dexter? Adli tabip öldükten sonra olduğunu belirtti.
Les médecins m'ont indiqué que ça a été fait post-mortem.
Kafasının etrafındaki kanın azlığına bakılırsa bu da öldürüldükten sonra yapılmış derim.
À en juger par le manque de sang autour de la tête, celui-là a aussi été fait post-mortem.
Ya da Sussman öldükten sonra biri ağzına silahı dayayıp ateş etti.
Ou quelqu'un lui a mis dans la bouche et a tiré post-mortem.
Başkomiser LaGuerta'nın ölümünden sonra posttravmatik stres bozukluğu geçiriyor gibi.
Sûrement un stress post-traumatique après la mort du capitaine LaGuerta.
İçkiler ve ilaçlar seni hissizleştirip travma sonrası stres bozukluğu semptomlarını iyice azdırıyordu.
L'alcool et les drogues vous engourdissaient, aggravant les symptômes de votre syndrome post-traumatique.
Travma sonrası stres bozukluğu yaşarken, insan düzgünce düşünemez.
Le stress post-traumatique embrouille l'esprit.
Evet. - Sana yardımı dokunsun da...
Oui, pas de chance il n'y a pas de médoc magique pour guérir un syndrome post-traumatique.
Kafası kanamaya başlayınca bulaşmış.
Transfert post-hémorragique.
Ee, şuana kadar kıyamet sonrası film maratonumuzdan ne öğrendin?
Donc, qu'as-tu appris jusqu'ici de notre programme ciné post-apocalyptique?
Belki de travma sonrası strestir.
C'est peut-être dû au choc post-traumatique.
- "Post" gazetesi. - "Başkan yardımcısı ve ekibi'sağlam'hareketler yapıyor."
"Le Sister Act de la veep robustifie les mesures"?
- Neymiş o?
Seulement le "Post".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]