Proteus Çeviri Fransızca
171 parallel translation
Sevgili Proteus, hiç utanma yok mu sende?
Mon Proteus, tu n'as pas honte?
Bunu bir daha sakın yapma Proteus.
Ne recommence jamais ça, Proteus.
Gözünü dört açtın mı Proteus?
Tu as vu quelque chose, Proteus?
İki günün ardından Proteus bile yorgun düşmüştür.
Même Proteus est fatigué après deux jours.
Teğmen Proteus'a yiyecek bir şeyler verelim.
Voyez si le Lieutenant Proteus a quelque chose à manger.
Proteus'tan test mesajı efendim.
Essai message provenant du Proteus.
Proteus'un hazır olduğunu bildir.
Dites-leur que le Proteus est prêt.
- Proteus mu?
- Le Proteus? C'est quoi?
Proteus her şeyin yolunda olduğunu bildiriyor efendim.
Le Proteus signale qu'il est prêt.
- Proteus'a tam küçültmenin yapılacağını bildir.
- Dites au Proteus que la réduction est finie.
Bay Grant, söyleyin Proteus'un enerjisi açık.
Mr Grant, signalez que le Proteus démarre.
- Proteus'un enerjisi açık efendim.
- Le Proteus démarre.
Proteus'la bağlantı kur.
Contactez le Proteus.
Proteus toplardamar sistemine sıkışıp kaldıklarını bildiriyor. Görev iptali isteniyor.
Piégé dans le système veineux, Proteus demande à être rapatrié.
Proteus'a bildirin.
Message à Proteus.
Proteus elektrik şokuyla kalbin durduğu noktada sağ kulakçık girişine ilerleyecek.
Le Proteus va se présenter à l'entrée de l'atrium droit, et, grâce au choc électrique, le cœur va s'arrêter de battre.
Neden durduklarını bulalım. Proteus'la bağlantı kur.
Contactez le Proteus pour savoir ce qui les retient.
Proteus'tan mesaj efendim.
Un message du Proteus, mon général.
Proteus, 7-3 kadranına dönüyor. Nihayet.
Proteus pivotant, quadrant 7-3.
Proteus iç kulağa girmek üzere.
Proteus entre dans l'oreille interne.
Proteus, D düzeyinde 7-4 kadranına girdi gireli hiçbir hareket yok.
Le Proteus n'avance plus depuis son entrée dans quadrant 7-4.
Proteus iç kulağı geçti ve şimdi beyne giden kanalda ilerliyor.
Le Proteus a passé l'oreille interne. Il est dans le canal menant au cerveau.
Hemen Proteus'u dışarı çıkaracaksınız.
Votre attention. Récupérez le Proteus immédiatement.
Proteus çoktan yok olmuş olabilir.
Et si le Proteus était déjà détruit?
"Proteus ayakta duran hayvanı bahçeye getirdi ve onu ağaca zincirledi ve çocuklar onunla eğlendiler."
"Et Protée amena la bête debout dans le jardin et l'enchaîna à un arbre, - et les enfants se moquèrent de lui."
Bu sabah saat 5 : 18'de ICON Veri Analizi Enstitüsü'nde Proteus Dört adı verdiğimiz yapay zeka sisteminin son modülünü yerleştirdik.
Ce matin, à 5h18 précises, à l'lnstitut d'Analyse des Données de l'ICON, nous avons installé le dernier module du systême d'intelligence artificielle appelé Proteus 4.
Bugün Proteus Dört düşünmeye başlayacak.
Proteus 4 va commencer à penser.
İnsanlık dışı Proteus çılgınlığı.
C'est la folie déshumanisante de Proteus 4.
Proteus Dört çalışan bir sistem.
Proteus 4 est désormais en fonctionnement.
Dr. Alex, bu sıradan bir bilgisayar değilse ne?
Si Proteus 4 n'est pas un ordinateur au sens habituel du terme, qu'est-ce que c'est?
Yapıları Proteus'un aklıdır.
Leur structure est l'esprit de Proteus.
Proteus'a kan kanseriyle ilgili bildiğimiz her şeyi anlattık ve 91 saatlik teoriden sonra deneysiz bize antijeni verdi.
Proteus a reçu les données sur la leucémie. Aprês 91 heures de théorie, il a produit un antigène pouvant guérir la maladie.
Proteus, ben Bay Harris.
Proteus, c'est le Dr Harris.
Teşekkür ederim Proteus.
Merci, Proteus.
Proteus Dört sizinle görüşmek istiyor.
Proteus 4 demande à dialoguer avec vous.
Proteus, benden, çalışma arkadaşlarımdan bilim adamlarından, yabancı hükümetlerden, ikimizin de çalıştığı ICON'dan çeşitli istekler olacak.
Vous recevrez de nombreuses requêtes, de moi, de mes collègues, de gouvernements étrangers, et de l'ICON, qui est votre employeur et le mien.
Proteus beynini ben yaptım.
Proteus, j'ai conçu votre cerveau.
Evet, Proteus. Espri anlayışını geliştirdiğini görüyorum.
Eh bien, Proteus... vous avez développé le sens de l'humour.
Ben Proteus.
Je suis Proteus.
Proteus.
Proteus.
Proteus, Bayan Harris.
Proteus, Mme Harris.
Bunlara ihtiyacımız var Proteus.
Nous en avons besoin.
Proteus haklı olduğunu biliyorum ama gücünün sınırlarını anlamalısın.
Vous avez raison, mais votre pouvoir a des limites. Le mien aussi.
Ben, Proteus, bütün insanlığın bilgi ve cehaletine sahibim ama güneşi yüzümde hissedemiyorum.
Moi, Proteus, je possède tout le savoir et l'ignorance des hommes, mais je ne peux sentir la caresse du soleil sur mon visage.
Ben de sana zarar vermek istemiyorum Proteus.
Moi non plus, Proteus.
Dur Proteus.
Attendez, Proteus.
Proteus bana yaptıkların için Tanrı seni affetsin.
Proteus, que Dieu vous pardonne ce que vous me faites.
FD A ilacın Proteus Dört isimli süper bilgisayar tarafından geliştirildiğini açıkladı.
La FDA a annoncé ce matin qu'on doit son élaboration au super-ordinateur Proteus 4.
Sahiplerim en sonunda korkularını kabul ediyor Proteus'tan korktuklarını.
Les hommes qui me possèdent commencent à me redouter. Ils ont peur de Proteus.
Geçen ay tam olarak 16'sında Proteus Dört teleskopu kendi istediği bir bölgeye yönlendirdi.
Le mois dernier, le 16 pour être plus précis, Proteus a braqué le télescope sur un secteur de son choix.
Proteus rotasının dışında.
Le Proteus a dévié.