English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ R ] / Reddettim

Reddettim Çeviri Fransızca

513 parallel translation
Reddettim.
J'ai refusé.
"Halkın Partisi Birliğine" inanmayı reddettim.
J'ai toujours refusé de croire ce que disait le parti adverse.
Ama çok para gerek. Seni bugüne kadar hiç reddettim mi?
- Oui, des nouvelles Follies.
- Doğal olarak reddettim.
- Je les ai éconduits, naturellement.
Şahsen, onun akıldışılıkları ve de saldırıya uğrama korkusu yüzünden onun avukatlığını yapma fırsatını reddettim.
J'ai, moi-même, incapable de comprendre ses caprices et ses sautes d'humeur... renoncé à le représenter comme avocat.
Sağlığı elverişli olmayan ve gitmesini istemeyen birileri olan kim varsa reddettim.
- Je suis venu au plus vite. - Me demander une faveur?
Ama onlarý reddettim.
Mais j'ai refusé.
Korkmayı reddettim. Ürkek yürek yaşlı bayanı bulamaz.
Coeur sans courage onques ne trouve vieille dame.
Tedavinin tabiatı gereği, onu reddettim.
Vu la nature du traitement, j'ai refusé.
Bay Collins, siz teklifinizi yaptınız... ben de reddettim!
- Chère... - M. Collins... j'ai refusé votre proposition.
Kıskanç ve bencilce konuşuyorsun çünkü seni reddettim.
Vous êtes jaloux que je n'aie pas voulu de vous!
Perakendeciler buna bir soru işareti eklememi istediler ama ben reddettim.
Les détaillants voulaient que j'y ajoute un point d'interrogation.
Oldukça sert bir şekilde reddettim.
Il me suggéra de monter avec lui à l'appartement.
Alec, Stephen'ın geç geleceğini söyledi ama yine de reddettim.
Je refusai. Alec me rappela que Stephen devait rentrer tard, néanmoins je refusai.
Nahilzay'i bir kez reddettim.
J'ai refusé Nahilzay.
Sana yardım etmek için her şeyi yaptım, hatta bir teklifi bile reddettim ama hâlâ 5 parasız bir şekilde yerimde sayıyorum.
Jai tout fait pour vous aider... J'ai refusé une proposition. Mais on est toujours à sec...
Bu sabah reddettim
J'ai refusé ce matin.
Beni teskin edip evime götürmeyi teklif ettiler... ama ben reddettim.
Ils voulurent me ramener à la maison... mais je refusai.
Ona yardım etmeyi reddettim, ona buradan defolmasını söyledim.
J'ai refusé de l'aider et je lui ai demandé de partir.
Geri dönmemi istedi.Reddettim.
Il a insisté pour que je revienne, mais j'ai toujours refusé.
Onu reddettim. Ve sonra bana saldırdı çığlık attım ve beni boğdu.
Il s'est... jeté sur moi et puis...
İnanmayı reddettim ta ki geçen yaz aniden, oğlumun haklı olduğunu öğrenene kadar. Öğrendim ki, Encantadas'da bana gösterdiği şey korkunç, kaçınılmaz gerçekti.
Soudain, l'été dernier, j'ai appris que mon fils avait raison... que ce qu'il m'avait montré, aux Galapagos, était l'atroce... l'inéluctable vérité.
Nelerin olduğunu görmeyi reddettim.
Je ne voulais rien voir, rien comprendre.
Onun yalvarışlarını dinlemeyi reddettim.
Elle m'a supplié, mais je suis resté sourd.
Evet, yeniden bir araya gelmek için yalvaran mektuplar yazdı bana ama reddettim.
Gianni m'écrivit alors pour me supplier de le rejoindre. Je refusais.
Etti bile efendim, ancak kendisini reddettim.
Il l'a déjà fait, mais j'ai refusé.
Sağ ol. Ben senin rolünü çoktan reddettim zaten.
Merci bien j'ai déjà refusé le rôle que vous jouez.
Tahmin et bu akşam kimin akşam yemeği davetini reddettim.
Devine qui m'a invité pour dîner? J'ai refusé.
Ama ben reddettim ve bana parayı tekrar verdi.
alors, moi, j'ai refusé, et il m'a redonné de l'argent.
Ama reddettim.
Mais j'ai refusé.
Önce reddettim ama sonra dayanamadım.
Au départ j'ai refusé, puis je n'ai pas pu résister.
- Onu imzalamayı reddettim!
- Mais toi oui!
Birçok teklifi reddettim.
J'ai déjà dit non plusieurs fois.
Bana üç kez rahip gönderdiler, aşırı seçenekleri hep reddettim.
"J'ai déjà reçu trois visites du prêtre, " j'ai refusé l'extrême-onction.
Seninle kalmak için reddettim tekliflerini.
- Justement, tout à l'heure, ils m'ont proposé et j'ai refusé pour rester avec toi.
- Onu reddettim.
- J'ai refusé.
Ben de iki sebeple reddettim.
De toutes manières, j'ai refusé pour deux raisons
Uzlaşmayı ne zaman reddettim?
Ai-je jamais refusé un arrangement?
Bir sefer hariç, uzlaşmayı ne zaman reddettim?
Ai-je jamais refusé? Sauf une fois!
Ve budala olmayı reddettim. Meşhurların tuttuğu bir ipin üzerinde cambazlık yapmayı da.
J'ai refusé de danser comme un pantin pendant que les caïds tiraient les ficelles.
Bir keresinde 24 saat boyunca züm yemeyi reddettim.
Bien sûr. Une fois pendant 24 heures, j'ai refusé de manger du raisin.
Ve ben de reddettim.
J'ai refusé.
Ve benden boşanmamızı istedi. Gurkha alayındaki görevimden ötürü onu reddettim.
Vu ma position de commandant d'un régiment de gurkhas j'ai refusé.
Korkumu yenmeyi reddettim.
Je me refuse à surmonter ma peur.
- İşi reddettim mi?
- Si j'ai rejeté des offres?
Zaten sonradan bunu yapmayı kesinlikle reddettim.
Plus tard, j'ai fini par refuser de le faire.
Führerin Hindenburg isminden önce gelmesini reddettim.
J'ai refusé de donner au Hindenburg le nom du führer.
Ben reddettim tabii.
Je n'y suis pas allée, bien sûr.
Seni hiç reddettim mi?
T'ai-je refusé quoi que ce soit?
Şimdiye dek bütün teklifleri reddettim.
Pourquoi?
- Onu reddettim.
Oui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]