Rol Çeviri Fransızca
5,928 parallel translation
"Rol yap."
" Imagine juste
Onlara isim taktığımız zamanlar bu şeyler kötü değilmiş gibi rol yapıyorduk.
Quand on leur donnait des noms, on prétendait que ce n'était pas grave.
Artık rol yapamayız.
On ne peut plus faire semblant.
Ben rol yapmıyorum ki.
Je ne fais pas semblant.
"Düşman Bilmemne". - Belki bu rol onu ünlü yapar.
- Ça la lancera peut-être.
Rol yapmakta hiç iyi olmadım.
Je n'ai jamais été bon pour faire semblant.
Daha çok seçme, daha çok rol.
Plus d'auditions, plus de rôles...
Rol yapıyordum, önlerine bakıp durumdan çıkar sağlamaktan memnunlar.
Mais c'était tes amis. "Amis" est un bien grand mot.
Rol kesmiş.
Il a prétendu le faire.
Karın iyi rol kesiyormuş.
C'est une bonne comédienne votre femme.
Zaman kazanmak için rol yapıyor.
Elle fait semblant pour se donner du temps.
Acele et Felix, rol yapma gösterisi için toplantıya yetişmem lazım.
Dépêche toi. Je dois aller à l'assemblée pour le jeu de rôles.
- Rol yapma.
- Le jeu de rôles.
Rol yapmak istediğini hep biliyor muydun?
As-tu toujours su que tu voulais faire du théâtre?
Sadece rol, değil mi?
C'est juste faire semblant, non?
Rol yapabiliriz biz de.
Tu peux le faire.
Cardiff'e değişiklik geliyor ve her birinizin bu şirketin parlak geleceğinde rol alacağını bildirmekten memnuniyet duyuyorum.
Le changement arrive à Cardiff et je suis heureux d'annoncer que chacun d'entre vous aura un rôle à jouer dans le brillant futur de cette société.
Ortak bir şekilde tatmin edici iki cinsel ilişki bir mastürbasyon, başından sonuna kadar rol yapıldı.
Deux actes sexuels, mutuellement satisfaisants, un acte masturbatoire, avec jeu de rôle.
Umuyoruz ki tüm bunların içerisinde Lester için de bir rol vardır.
On espérait que... Est-ce qu'il y a un rôle pour Lester dans tout ça?
Ve kahverengi ve sarılar yaşadığın bu trajedide ; ailenin vurulması olayında hiç bir rol oynamadıklarını bilmeni istediler.
Et que tu saches, les Bronzés et les Jaunes n'ont rien à voir avec la tragédie qui touche ta familia.
Rol yapmayı bırak Iütfen!
Tu peux arrêter la comédie.
Herkes okula gitmemek için rol yaptığımı düşünüp bana takılırdı.
Tout le monde se moquait de moi en disant que je faisais semblant pour ne pas aller en cours.
İyi rol yapıyorsun Dae-gil.
Bonne performance, Dae-gil.
Rol yapıyorum.
Je fais semblant.
2007'deki Sakallı Wonder Woman Vakası'nda sen de mi rol aldın?
Tu as participé à la Wonder Woman barbue de 2007?
Acaba küçük bir rol için seçmelere katılabilir mi diye merak ediyorduk.
On se demandait s'il pouvait passer un casting pour un petit rôle.
Ama en azından bu şekilde Rath'a beni gördüğünü ve harika rol yaptığımı söyleyebilirsin.
Mais comme ça tu peux dire à Rath que tu m'as vu et que j'étais génial.
Ayrıca rol için soyunurum.
Et la nudité ne me pose pas de problème.
İpucu için annesiyle iki dakika rol yapabilirizi.
On peut jouer le jeu avec sa mère deux minutes pour une piste.
Biraz rol yapmaya ne dersin?
Que diriez vous d'un jeu de role?
Tamam, sürekli bahsettiğin bu rol nereden çıktı?
Ok, c'est quoi ce truc dont tu n'arrêtes pas de parler?
Webster'ın ilk ve ikinci karısında da yangın suçlamasının rol oynaması nedeniyle Webster'a karşı bu iddiaları mühim ve uygun bularak bize bir Osman mektubu çıkarmaya razı oldu.
Ce qui donne au feu un rôle clé dans les affaires concernant la première et la seconde épouse de Webster. il l'accepte comme fait nouveau et significatif à charge contre Webster et il nous donne son accord pour une lettre Osman.
Görüşeceğim bizzat Şansölye ile senatörlerin bu konuda ne rol oynadıklarını görmek için.
Parler personnellement avec le Chancelier, je vais pour voir quel rôle dans cela les politiciens du Sénat ont joué.
Sonunda sana uygun bir rol buldun mu?
Tu as fini par trouver un rôle qui te convient?
Diğer bilim insanları Faraday'ı geçmişin eski, modası geçmiş bir siması olarak görüyor ve geleceğin fiziğinde ona herhangi bir rol biçmiyorken James Clerk Maxwell işin aslını biliyordu.
Alors que les autres scientifiques étaient amenés à penser que Faraday était démodé ; un grand symbole du passé mais qui ne prendra pas part au futur de la physique, James Clerk Maxwell était mieux avisé.
Floransa'dan çıkacak bir yetenek var mı, yoksa sen de sadece rol mü kesiyorsun?
Florence, a-t-elle un champion en vous? Ou n'êtes-vous juste qu'un autre prétendent?
- Rol kesmeyi bırakabilirsin.
{ \ pos ( 192,220 ) } Cessez votre petit jeu.
Um... Karma'yla ben... rol yapıyoruz.
Karma et moi, on fait semblant.
Hayır. Lezbiyenlik konusunda rol yapıyorduk.
On fait semblant d'être lesbiennes.
Karma rol yapıyordu.
Karma, en tout cas.
Karma ve ben rol yapıyoruz.
Karma et moi faisons semblant.
Eğer insanlar rol yaptığını anlarsa, sen farkına varamadan seni linç ederler.
Si on découvre que vous simulez, les gens vous lyncheront sans remarquer l'ironie.
Sorunda bu ben rol yapmıyorum.
Je ne simule pas et c'est ça le problème.
Bilemiyorum.İnandırıcı bir şekilde belki rol bile yapabilir.
Je sais pas. Je pense que c'est bien établi. Elle est plutôt douée pour faire semblant.
- Evet. Ayrıca rol yapmakta üstümüze yok.
En plus, on excelle à faire semblant.
Rol yapmamı istiyorsun ama ben bu rolü yapmaktan çok sıkıldım.
Je sais quel rôle tu veux que je joue, et j'en ai marre de le jouer.
Bir süre daha rol yapmamız gerekecek. Ama söz veriyorum hayatımın sonuna kadar bunu telafi etmeye çalışacağım.
Et je sais que ça veut dire qu'on va devoir continuer à faire semblant un peu plus longtemps, mais je te promets que je passerai le reste de ma vie à me racheter auprès de toi.
Yani, bütün bu olan bitenler ve... Rol yapıyorum.
Je veux dire, avec tout ce qui se passe et... je fais semblant.
Ne kadar rol yaparsam o kadar çok inanacağımı ve mutluluğun gerçeğe dönüşeceğini umut ediyorum.
Tu vois, j'éspère que plus je fais semblant, plus j'y croirais jusqu'à ce que le bonheur devienne réel.
Benim problemim hiç rol modelimin olmaması.
Mon problème c'est que je n'ai aucun modèle.
Rol yapıyordun.
Tu faisais semblant.