Sen oradaydın Çeviri Fransızca
595 parallel translation
Sen oradaydın.
Et voilà.
Geldiğimde, sen oradaydın.
J'arrive, vous êtes là.
- Ama sen oradaydın. - Değildim.
Pourtant, vous étiez là-bas.
- Dickerman, sen oradaydın.
- Dickerman a pris note.
Sen oradaydın.
Tu es venu chez nous.
Sen oradaydın.
Tu étais là.
Neredeyse ümidimi yitiriyordum ama bir gün sen oradaydın.
J'avais abandonné tout espoir, mais un beau jour... tu es revenue.
Ben orada yoktum. Sen oradaydın.
Je n'y étais pas, vous oui.
Sen oradaydın, bilmen gerekir.
Sûr que tu dois le savoir puisque tu y as été.
İlk gün sen oradaydın, bu hayvanları aldım.
Votre premierjour, je les ai achetés.
- Sen oradaydın.
- Vous étiez là.
Sen oradaydın ve bir zamanlar Kate'in çıktığı diğer 3 adam da oradaydı.
Y a même pas de sensations. - Faisons une pause. - Oui, c'est une bonne idée.
Oh, herhalde sen oradaydın.
Puis, j'ai vu M. Ochmonek se saisir d'un pic à glace.
Oh, herhalde sen oradaydın.
Tu devrais aller dans la cuisine.
Sen oradaydın.
Tu étais en bas.
Sen oradaydın ve beni bir iki içki içerken gördün.
Vous étiez là. Vous m'avez vue boire.
Sen! Geçen gece.... sen oradaydın...
Tu étais là ce soir là...
Sen, sen, sen ve sen de oradaydınız.
Vous tous... Vous y étiez.
Sen de oradaydın ve ölümleri gördün.
Si vous étiez au front, vous l'auriez vu mourir, non?
Ön kapıyı kilitlemeyeceğimi söylerken sen de oradaydın.
Je lui ai dit que ce serait ouvert devant.
Hem sen de oradaydın, sen de sessiz kaldın.
Toi aussi tu étais là et n'as rien dit.
Ve sen de oradaydın.
et ainsi que toi.
Sen de oradaydın Frank.
Tu étais là, Frank.
Sen de oradaydın.
Vous y étiez.
Sen de oradaydın, kendin gördün.
Vous l'avez vue!
Bir kazaydı, sen de oradaydın.
Tu étais sur leur chemin.
Dün akşam Steward Dillard'ın evinde bir parti vardı. - Sen de oradaydın, Paul. - Evet.
Hier, au cours d'une soirée... le sénateur Prentice m'a parlé de l'alerte.
Sen, güzellik abidesi, bir melek ; oradaydın.
Tu étais la beauté incarnée, l'ange en personne.
Dağda bir bebek bulduğumda sen de oradaydın.
Un jour j'ai trouvé un bébé et tu y étais.
Sen de oradaydın. Beni duydun.
Tu as entendu?
Sen de oradaydın.
Vous y étiez aussi.
- Sen de oradaydın.
Sur Triacus. - Vous y étiez.
- Bernie, sen de oradaydın!
Tu y étais!
Daha ilk parçayı kesmeden önce yanıtınız oradaydı. Oh, sen otopsi cerrahısın.
J'avais votre réponse avant d'avoir fait la première incision.
- Ne zaman oradaydın ki sen?
- Comme si tu y étais allé!
Sen de oradaydın, öldüreceğim seni.
Je vais te tuer, salope!
Ve sen hep oradaydın?
Vous étiez là tout le temps?
- Usturayla oradaydın. Sen söyle.
Vous étiez là, rasoir à la main, c'est à vous de me le dire.
Doktor Levi'yle konuştuğumda, sen zaten oradaydın.
Le temps pour moi de parler au Dr. Levy... tu étais déjà là-bas.
Sadece hatırla, Monsenyör. Ona rastladığımızda sen de oradaydın.
Tu étais là quand on l'a rencontrée.
- Sen niye oradaydın?
Vous semblez sincère.
Sen satıcısın... Oradaydın, değil mi?
Mais tu étais là?
Sen de oradaydın?
Et lui?
Sanki sen gerçekten oradaydın.
C'était presque comme si tu étais là.
- Ama... sen oradaydın!
- Non...
Sen oradaydın.
Vous connaissez ça.
Sen de oradaydın ve gerçeğe oldukça yakın şeyler söyledin.
Ce que vous disiez semblait réel.
Annenle birlikte sen de oradaydın kabak taşıyordun.
Tu étais avec ta mère, avec une coucourde sous le bras.
- Sen de oradaydın, o bahsi birlikte yaptık!
- Tu m'as laissé faire le pari!
Sen de oradaydın.
Tu étais là.
Sen de oradaydın, unuttun mu?
Je croyais que c'était sérieux.
oradaydın 38
sen öyle san 131
sen oku 28
sen osun 16
sen öyle diyorsan 53
sen öldürdün 24
sen olmasaydın 39
sen orada kal 30
sen olamazsın 19
sen otur 63
sen öyle san 131
sen oku 28
sen osun 16
sen öyle diyorsan 53
sen öldürdün 24
sen olmasaydın 39
sen orada kal 30
sen olamazsın 19
sen otur 63