English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Sike

Sike Çeviri Fransızca

241 parallel translation
Sike sike öldürecekler bizi!
Ils vont nous faire la peau, je te dis!
Ve sike sike ödeyecek!
Et moi, on me paie.
Sen ne sike bakıyorsun?
Tu regardes quoi?
Ne sike bakıyorsun?
Qu'est-ce que tu regardes, putain?
Vur şu sike! Vur!
Frappe-le, l'enfoiré!
Umarım, bu şike, utanç verici durumun olur.
J'espère que ça résout votre sac de nœuds.
ŞİKE
NOUS AVONS GAGNÉ CE SOIR
Bir beysbol oyuncusu, 34 7 atışı olan bir atıcı ve bir oyunda şike yapmış.
Un jeune joueur de base-ball de talent a jadis trempé dans un hold-up.
Bana sahip çıkmalıydın ki bahis parası için şike yapmak zorunda kalmayayım.
Si tu m'avais aidé, j'aurais pas été forcé d'accepter les combats à la gomme pour bouffer.
- Şike olmadığını mı söylüyorsun?
Quel doute? Le combat n'était pas truqué?
Benim sersem şike yapmıyor. Fikrini değiştirmiş.
Mon poulain refuse de se laisser battre.
- Yani şike mi yapayım?
- Tu veux que je me couche?
Bölge Savcısı Şike Konusunda Graziano'yu Sorguladı
Le procureur interroge Graziano
Graziano Çete Korkusundan Şike Konusunda Ağzını Açmıyor
La crainte d'une vengeance expliquerait le silence de Rocky
Boks Komisyonu Şike Konusunda Bugün Graziano'yu Dinleyecek
Graziano passe devant la commissión aujourd'hui
Delillere ve kendi ifadene dayanarak Shank maçında şike yapılmak istendiği, bunun için sana 100 bin dolar önerildiği belirlenmiştir.
Nous savons, d'aprês les preuves et d'aprês vos révélations, qu'on vous a demandé de truquer le match avec Shank pour la somme de 100000 $.
Şike, değil mi?
Deux rounds garantis.
Şike varmış diyorlar ama nede yok ki!
On dit que c'est arrangé, comme tout le reste.
Ben 90 dakika deliler gibi koşup kan ter içinde kalayım, beyimiz şike yapıp gol yiyecek. Bunu önceden düşünmeliydi.
Je ne vais pas me crever pendant 90 minutes pour qu'il me sabote mon jeu.
1919 Beyzbol Dünya Kupa'sına şike karıştıran oydu.
Il a truqué les World Series de 1919.
Şike karıştırıldığını bilmiyordum. Dürüst bir oyun sanıyordum.
Je n'aurais jamais cru que c'était possible.
Bu yarışta şike mi var yoksa?
La course est truquée?
Tek bildiğim şu, her oyunda, ister kağıt olsun, ister zar oyunu, at yarışı, boks, her neyse... bahis oynanıyorsa, şike de yapılabilir pekala.
Quel que soit le jeu, poker, boxe, courses... Si on peut parier, on peut truquer.
Boksu bilen herkes dövüşte şike olduğunu anlardı. "
Quiconque connaît la boxe sait que le match était truqué. "
Beni şike ile suçluyorlar, sahtekar olduğumu söylüyorlar.. .. ve okulda çocuklarıma hakaret ediyorlar.
Qui m'accusent d'avoir fait truquer le combat, d'être bidon, et qui insultent mes enfants à l'école.
şike yapıyordu ve kendi bankasına karşı bahis oynuyordu.
Il truquait les matches et parlait contre sa banque.
Bu serserinin seni yenmesine izin verme. Hala başarabiliriz. Antrenör, avukat ve futbolcu şike yapıyorlardı!
Ne vous laissez pas faire, ça peut encore marcher l'entraîneur, l'avocat et le joueur qui trichent.
- Şike mi?
- Truquée?
O yarışma programında şike yapıIdığını biliyordum zaten.
Je savais que la question à 64 000 $ était préparée.
Dunny-on-the-Wold seçimlerinde şike yaparak,
Pour m'empêcher de mettre le Prince en faillite, vous allez trafiquer l'élection de Dunny.
Ve üçüncüsü, elbette ki, şike yapacağız.
Enfin, bien entendu... nous allons frauder. Bonsoir.
Annenizin şike yapması gereken bir seçim var.
Maman a une élection à arranger.
- Ah. Şike var. Kesinlikle şike var.
- Il y a eu de la triche.
Şu Boston'daki şike işini duydunuz mu?
T'es au courant du match de Boston?
Şike yapıldığını anlamayan var mı?
Ça sent l'arrangement, non?
Ortada şike lafı geçmeye başlayınca bahisler tavan yaptı.
Dès qu'on a su que c'était truqué, la cote s'est envolée.
Söylediklerini tekrarlıyorum, şike yapmasını istemişsiniz.
Il dit qu'on l'a "obligé à se coucher".
- Şimdi izin verir misiniz lütfen? - 21'e şike karışmış.
"21" est truqué pour faire de l'audience.
- Bazı yarışmacılara... - sorular önceden verilmiş. - Yarışma programında şike.
Apparemment, certains candidats connaissaient les réponses à l'avance.
Yani şova şike bulaştırdığını açıkça kabul ediyorsun.
- La pression était aussi forte à la télé? Vous reconnaissez donc avoir truqué le jeu?
Bay Freedman, bu şovda şike yaptığınızı kabul ediyor musunuz?
M. Freedman... vous reconnaissez avoir participé au trucage du jeu?
- Şike söylentisi dolaşıyor. - Peki ya Nets için ne düşünüyorsun?
Elles discutent d'une affaire.
Olimpiyat hokey oyununda şike mi yaptınız?
Vous avez truqué le match olympique de hockey?
Şike yok!
Il y a des coups bas!
Şike var!
C'est truqué!
Milyonluk transfer ücretleri. Şike gibi şeylerle ilgili. Saha içi ve dışı şiddet.
Avec des transferts chiffrés en millions, de la corruption, de la violence, du dopage.
Washington takımı şike yaptı.
- Oui. Washington déclare forfait.
Neden şike yaptınız?
- Pourquoi déclarer forfait?
O bilim yarışmasında şike yapılıyor.
L'expo-sciences est truquée.
Yarışmada şike var!
Le concours est truqué!
Şike yaptı... Peder.
Coup double, mon Père.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]