Smell Çeviri Fransızca
69 parallel translation
You smell like a monkey
Tu pues comme un singe aussi
- Evet! Sanki onu elde etmişim gibi duruyor.
Je crois que je connais "Smell like".
Sanki onu elde etmişim gibi duruyor.
Je crois que je connais "Smell like".
Bu Howard Co-smell.
Ici Thierry Croulant.
Alexander Mackendrick'in "Sweet Smell of Success" filmi başka türde bir bağımlılığı gözler önüne serdi. İktidar bağımlılığını.
Dans Le Grand Chantage, Alexander Mackendrick, s'en prend à un autre genre d'addiction, celle du pouvoir.
Hediye ver karışmayız yoksa, Ayaklarımızı koklarsın sonra... Birşey ver karnımızı doyurmaya.
Trick or Treat, smell of eat, give us something good to eat...
/ / Icansmellapig from amile away / /
/ / I can smell a pig from a mile away / /
You take away the makeup, the clothes the way she wears her hair, the smell of her perfume that cute face she makes when she's tonguing my balls....
Si on met de côté le maquillage, les fringues... sa coiffure, son parfum... sa moue quand elle me lèche les couilles...
- I smell a bet.
- Je flaire un pari.
You smell her.
On la respire.
You smell good.
Tu sens bon.
In my shirt I smell your fresh scent.
Ma chemise porte encore ton parfum frais.
There's a wall between us, we can't smell each other or taste each other.
Il y a un mur entre nous, on ne peut pas se sentir ou se savourer.
Or that that burger smell is appealing?
Que l'odeur de friture, c'est attirant?
¤'Güzelliklerin... ¤'
¤'The smell ¤'
öğreniyorsun. Just smell some fucking roses already.
Tu apprends... et détends-toi, un peu!
Gelemem. Smell'de çalacağız.
On joue au Smell.
Darrius Smell.
Darrius Sale.
Smell'den hoşlanıyorsun, değil mi?
Smell te branche, hein?
Smell'den hoşlanıyor musun?
- Elle te plaît, Smell?
- Smell demek artık reşitsin.
Ça y est, Smell, enfin la majorité sexuelle.
- Smell içkileri tazele. - Kronik ağrım tuttu yine.
J'avais des douleurs chroniques.
Mutlu yıllar Smell!
Bon anniversaire, Smell!
Mutlu yıllar Smell.
Bon anniversaire, Smell.
- Smell. - Bu da ne?
Qu'est-ce que c'est?
Smell hazır mısın?
Smell, regarde.
- Teşekkürler. Burada olmamızın bir sakıncası var mı Smell?
Ça te dérange pas qu'on soit venus, Smell?
Mutlu yıllar Smell.
Bon anniversaire.
Sana neden Smell diyorlar?
Pourquoi on t'appelle "Smell", "Odeur"?
- Hadi Smell.
- À toi, Smell.
Dur ve gülleri kokla.
"Stop and smell the roses."
Bu deneyimdir, tahmin değildir. "Gülü hangi isimle çağırırsak çağıralım yine güzel kokacaktır"
"That which we call a roseby any other name would smell as sweet."
"Smells Like Teen Spirit" şarkısındaki gibi değil mi?
C'est très Smell like teen spirit ici? *
çeviri : alpercingir
Saison 1, épisode 7 "Smell of Success"
Evet, kasa gibi kokuyorum, uyuşturucu satardım.
# Yeah, I smell like the vault I used to sell dope
* Şarap ve ucuz parfüm kokusu *
A smell of wine and cheap perfume
Ve sallama buğdayın Tatlı koktuğu
And the waving wheat can sure smell sweet
* Tatlı ay ışığı *
Your sweet moonbeam The smell of you
Kokan ne...?
Smell...
Söylemesi yapmaktan daha kolay, Smell.
- Plus facile à dire qu'à faire.
Evet, öyle, Smell.
Oui, bien sûr, Smell.
Biraz önce Smell'e söylüyordum,... biraz sıra dışı ve sert davrandım, onunla senin hakkında söylediğim şeyler falan...
Désolée. Je disais justement à Smell que j'avais été dur et déplacé dans mes propos sur lui... et sur toi.
Smell seni hastanede görmüş. Bir daha öpüşmek istiyor.
Smell t'a vu à l'hosto, elle veut un autre patin.
- Bana prenses mi diyorsun, Smell?
Tu me prends pour une princesse? Une rebelle, oui.
- O yüzden mi ona havuç kafa denmiş?
- Ça vient de là? - Oui, Smell.
- Evet, Smell. Hadi ama, Jeremy.
Allez, Jeremy.
Methan'nın en sevdiği film The Sweet Smell of Success.
"Le Grand Chantage".
# I smell lithium now # # smelling lithium now # # how is she when she doesn't surf? # Şimdi lityumun kokusunu alıyorum # # lityum kokuyor şimdi #
Ça sent le lithium
Olan bize oldu. Smell'i görmeye can atıyorum.
J'ai hâte de voir Smell.
Sadece Michelle'i, Smell'e çevirdiler işte.
Michelle, Smell.
Smell, bu Combo.
C'est Combo.