Soyguncular Çeviri Fransızca
530 parallel translation
Haydutlar, soyguncular, onun gibi şeyler.
Les gangsters, - les voleurs et tout.
Soyguncular her köşede.
- Il y a des voleurs partout.
O, tren soyguncularını pek sevmeyen St. Louis Yargıcı Rankin'e rapor eder.
Il a été remplacé par le juge Rankin de St Louis, qui ne fait pas de sentiment avec les cambrioleurs de trains.
Banka soyguncuları. 2 kişiydiler.
Des cambrioleurs, deux!
Ne zaman banka soyguncuları yakalayacağın belli olmaz.
On ne sait jamais quand on va attraper des cambrioleurs de banque.
Banka soyguncuları şu yöne gitti.
Cambrioleurs, par là.
- Aynen öyle. - Soyguncular gibi mi?
Comme des voleurs?
O mezar soyguncuları yok mu, gözü dönmüş hepsinin onları işe koşan arsız doktorların da.
Les voleurs de cadavres ne reculent devant rien, tout comme les docteurs fous qui les poussent à agir.
Mezar soyguncuları Burke ve Hare hakkında şaka yaptım sadece.
Je n'ai fait que mentionner Burke et Hare.
Görüyorsunuz, elimde size yatırmak istediğim büyük bir para var ama şu banka soyguncuları...
J'ai un important dépôt à faire - et avec tous ces vols...
"Birkaç saniye sonra baş veznedar ve asistanları... " günlük işleriyle uğraşırlarken... " soyguncular aniden ortaya çıktı.
Quelques secondes plus tard, alors que le caissier était en plein travail, les bandits ont surgi dans le bureau menaçant les employés de leurs revolvers.
Banka, soyguncuların kaçma riskini göze alamaz.
Ces bandits ne doivent pas nous échapper.
Birincisi yiyecek bulmak, ikincisi soyguncular için.
À cause des bandits.
Evet. Soyguncular, ha?
Des bandits?
Bir akaryakıt istasyonunu soymak. Hayır, asla, Şerif olurdum, ve o soyguncuları ve sığır hırsızlarını yakalardım. Tıpkı senin gibi.
Non, je serais le shérif, et j'attraperais tous les chauffards et les voleurs de bétail, comme vous.
Evet, bu fazlasıyla heyecanlı olmalı. - Gazete soyguncuların -
Ce devait être formidable.
Bu planların her biri büyük bir mezar için kullanıldı ve hiçbiri mezar soyguncularından kurtulamadı.
Aucun de ces stratagèmes n'a eu raison des profanateurs.
Örgütümüz bir mücadele topluluğudur, silahlı soyguncular değil.
On est une organisation de combat, pas un ramassis de flingueurs.
Basit. Bu adamlar sıradan soyguncular.
Ces gars sont des truands.
Şu soyguncular.
Les voleurs.
Yani o soyguncuları bulmadan önce onlar kendilerini arayan adamın nerede olduğunu bilirlerse parayı harcamak için daha iyi bir şansları olur.
Alors j'imagine que s'ils savaient où trouver celui qui les cherche avant qu'il les trouve, ils auraient plus de chances de dépenser cet argent.
Kalbin, uzaydan gelen mezar soyguncularının hikâyesine dayanabilecek mi?
Chers amis, votre coeur pourra-t-il tenir le choc des terribles révélations concernant les profanateurs venus d'outre-espaaaaace?
Siz başka bir ekip oluşturup, soyguncuların peşinden gidin.
Et vous, menez une autre équipe pour chercher le braqueur.
O soyguncuları dışarı çıkarıp asacağız, Blaisedell.
On va pendre ces bandits!
SOYGUNCULAR
L'Inconnu de Las Vegas
Adi soyguncular!
Vandales!
Yardım edin, soyguncular!
A l'aide, aux voleurs!
Soyguncular!
Filous!
Soyguncular.
Elles sont truquées.
Evet, senin cihazların, benim zekamla bu soyguncuların parasını alabiliriz dostum.
Avec votre matériel et ma finesse, ils vont en avoir pour leur argent. - Notre argent.
Soyguncular birazdan burada olur.
Les voyous vont pas tarder.
Gelmiş geçmiş en büyük tren soyguncularından biri.
Un pilleur de trains. Il est connu.
Kıytırık araba soyguncuları. Hepsi bu.
Une bande de minables qui pillent des bagnoles!
Çünkü biz, soyguncuları soyarız.
Nous avons volé des voleurs!
Serseriler ve soyguncular her yerde.
Il y a des filous partout.
Sadece soyguncuları mı soyar?
Un voleur est un voleur!
Kelp bölgede soyguncular var diyor, bu yüzden soğukkanlı olun.
Et Kelp dit qu'il y a des agressions dans ce coin.
Soyguncular!
Cambrioleurs!
Clancy, soyguncular kaçtı mı?
Clancy, les malfrats vous ont semé?
Sanırım o soyguncular yakında yakalanır.
Je pense qu'ils ne tarderont pas à se terrer.
Soyguncuları vadide bir kulübede buldular.
Ils ont trouvé les malfrats dans une grange dans le ravin.
Soyguncuların ikisi de Bay Crowder'i öldürdüğünü kabul etmedi.
Et aucun des malfrats n'a avoué le meurtre de M. Crowder.
Şu banka soyguncularını gördün mü? Baykuş ötünce korkudan nasıl sıçradılar?
Ils ont tremblé dans leur culotte quand le hibou a hué.
Savaşmalıyız, arkadaşlarım. İngiliz yaşam tarzının niteliğini baltalamak isteyen herkesle savaşmamız gerekiyor. Bu düşmanlar sokaklardaki silahlı soyguncular da olabilir yabancı ülkelerin tahrip edici unsurları da.
Nous devons lutter, mes amis, lutter contre tous ceux qui cherchent à ébranler les valeurs britanniques, que ces personnes soient des tireurs dans les rues, des éléments subversifs agissant depuis l'étranger ou bien qu'elles soient
Söyleyeceklerimi yaz. Davar hırsızlarını, boğaz kesenleri, katilleri, servet avcılarını... haydutları, kiralık katilleri, geri zekalıları... esrarkeşleri, canileri, dolandırıcıları, Kızılderili ajanları, Meksikalı haydutları... hırsızları, çetecileri, soyguncuları, eşkıyaları... at hırsızlarını, lezbiyenleri, tren soyguncularını... bok karıştırıcılarını ve Metodistleri istiyorum!
Voleurs de bétail, assassins, coupe-jarrets, aigrefins, soudards, voyous, boxeurs, brigands, crétins, dégénérés, demeurés, serpents, excréments, bluffeurs, agents indiens, bandits mexicains, égorgeurs, coureurs, viveurs, écornifleurs,
... Soyguncular başka bir kadını rehine aldı ve şu anda kaçıyorlar.
L'un des malfrats, encore non identifié, a perdu la vie lors de l'incident. Des portraits-robot des trois criminels sont en cours.
Kayıtları alın ve ailesi soyguncular tarafından öldürülen kim var bakın.
Recherche les familles dont un membre a été tué par des agresseurs.
Soyguncular için elleri dolu bir adamdan daha iyisi yoktur.
Rien de mieux qu'un sac de courses, pour se faire agresser.
SOYGUNCULAR POLİSİ ATLATIYOR.
LES VOLEURS TOUJOURS EN FUITE
Soyguncular ne olacak?
- Et les escrocs?
Soyguncular asla uyumaz, tabii Clouseau da.
- lls ne dorment jamais. Clouseau non plus.