Sure Çeviri Fransızca
31,381 parallel translation
So shouldn't we make sure we're at least living it right?
Donc faisons en sorte de la vivre comme il faut.
- Elbette olur.
ne Sure!
Fikrini isteyeceklerine eminim.
Je suis sûre que ton opinion compte.
Eminim.
J'en suis sûre.
Daima korktuğunu, hiçbir zaman güvende hissetmediğini başına ne geleceğinden asla emin olamadığını biliyorum.
Je sais que tu as toujours peur, tu ne te sens jamais en sécurité, tu n'es jamais sûre de ce qui t'attend.
Her an gelebilir kendisi.
Je suis sûre qu'il sera là dans une seconde.
- Evet. Tabii ki biliyordu.
Bien sûre que oui.
Val, bütün hayatını başka insanlara bakarak harcadın ve eminim bu duygular sana tanıdık ve rahatlatıcı geliyordur. Ama hayır.
Val, tu as passé ta vie entière à prendre soin des autres, et je suis sûre que ça te sembles familier et confortable, mais non.
Tabii.
Bien sûre.
- Yeniden sevişeceğimiz inanmak için her türlü sebebim var.
Et je suis sûre qu'on recommencera.
Her şey yolunda mı?
T'es sûre que tout va bien?
Ayrıca paylaşmayı da hiç sevmiyor ve bunu kanıtlayamam ama arkamı döndüğümde bana top atanın o olduğundan eminim.
Elle n'aime pas non plus partager et bien que je ne puisse pas le prouver, je suis presque sûre qu'elle m'a jeté une balle derrière la tête quand je me suis retournée.
- Mary'e ne kastın var bilmiyorum ama, olur!
Je ne suis pas sûre de savoir ce que tu as contre Mary, mais ok!
Buna emin misin?
T'en es sûre?
Yüzlerini görmedim ama sokağın aşağısında birkaç tane daha olduğunu gördüm.
J'ai pas vu leurs visages, mais je suis presque sûre qu'il y en avait d'autres dans la ruelle, que le couple.
O kadar emin olma.
Ne sois pas si sûre.
Az sonra gelir eminim ki...
Il va bientôt rentrer, j'en suis sûre.
- Sorun olmadığına eminim.
Je suis sûre que c'est bon.
- Bundan emin misin?
- T'es sûre de ce que tu fais?
Eğer oradaki Iris'in olsam eminim şu anda ne söylemem gerektiğini bilirdim ama bilmiyorum.
Si j'étais la Iris de là-bas, Je suis sûre que je saurais exactement quoi dire, Mais ce n'est pas le cas.
Amerika yı güvenli hale getiririz.
Rendre l'Amérique sûre.
Tabii... Tabii ki hatırladım.
Bi... bien sûre que je m'en souviens.
Adamın kendisini aldattığına emin.
Elle est sûre qu'il la trompe.
Bryce'ın eski karısı hala burada mı yaşıyor? Emin misin
Tu es sûre que l'ex-femme de Bryce vit ici?
Ama zor olmalı.
Mais je suis sûre que c'est difficile.
İyi olduğundan emin misin?
Tu es sûre que ça va?
Sadece seninle yaşayabileceğimden emin değilim.
Mais je ne suis pas sûre de pouvoir vivre avec toi.
İyi olduğundan emin misin?
Tu es sûre que ça ira?
Ama arada bir kendine bir kıyak geçip rahatlamanın iyi bir şey olduğuna dair bir şeyler söylemiştir elbet.
Mais je suis sûre qu'elle a parlé d'être utile... de se relaxer et de se faire plaisir de temps en temps.
Emin misin?
T'es sûre?
Biliyorsun, onu sevip sevmediğimden hiç emin olamadım zaten.
Tu sais, je n'ai jamais été sûre si je l'aimais vraiment.
Eminim ki o...
Je suis sûre qu'il va...
Eminim ki, ben yokken çoğunuz, hiç dönemeyeceğimi düşünüyordu.
Je suis sûre que plusieurs d'entre vous espéraient que je sois partie pour de bon
Onlara Wes'in ismini Frank'in verdiğinden emin değilim.
Je ne suis pas sûre que Frank leur ait donné le nom de Wes.
- Ne sorduğundan emin değilim.
Je ne suis pas sûre de ce que vous demandez.
Belki gitmeden önceden her şeyi anladığımdan emin olmak için bazı önemli noktaları tekrarlayabilirsiniz.
Hey, avant que je parte vous pourriez juste résumer les points importants de la discussion que je sois sûre de tout me rappeler.
Bunu yapmak istediğine emin misin baba?
Tu es sûre que tu veux le faire, papa?
- Emin misin?
Sûre?
- Emin misin?
T'es sûre?
Minal, her şey yolunda mı?
Minal... T'es sûre que ça va?
Onlara karşı şikayetçi olmaktan emin misiniz?
Vous êtes sûre de vouloir porter plainte?
Sadece bir içki içtiğinden emin misin?
Vous êtes sûre de n'avoir bu qu'un seul verre?
Bunu yapmasına izin vermemiz konusunda, emin misin?
Tu es sûre qu'on souhaite la laisser faire ça?
Anlamadığın tonlarca şey olduğuna eminim.
Je suis sûre que tu ne saisis pas grand chose.
Bunun çalışacağına emin misin?
Tu es sûre que ca va marcher?
Yemek yediğinden emin misin?
- Tu es sûre qu'il mange?
Tamam, ben söylerim ona. Eminim anlayacaktır.
Je vais lui dire ça, je suis sûre qu'il comprendra.
- Eminim çıkarsın.
J'en suis sûre.
- Almak konusunda hâlâ ciddi misin?
- Oui. Vous êtes toujours sûre d'acheter?
- Unut gitsin, televizyon izleyelim.
Laisse tomber, regardons juste la télé. Sûre?
- Evde olmamanı takdir ettiğini biliyorum.
Et je suis sûre qu'il apprécie ton absence.