English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Suru

Suru Çeviri Fransızca

86 parallel translation
Bu suru tırmanacak aptallıkta tek bir Danlı vardır.
Un seul Danite serait assez fou pour sauter ce mur.
Eski Etrurya suru.
Le mur étrusque.
Ya zencinin biri de çıkıp Denise'i götürmek isterse? Sporda bir suru dalı ellerine geçirdiler.
Bienrôr, un Noir voudra rringler Denise.
Ogrencilerini aydinlatsa da ve bilgelik dagitsa da bir suru soru soruluyor nedense hakkinda.
Doué de sagesse et d'un jugement sain, les questions le concernant cependant vont bon train.
Ilk birligimde 17 yasinda bir suru oglan vardi.
J'avais des gosses de 17 ans dans mon premier peloton.
O oyun bir suru cam yarmasinin birbirlerini yere carpmasindan baska bir sey degil.
Flouseball! Des malabars qui s'entre-démolissent.
İsrafil suru çaldığında o muhteşem sesinden mahrum kalacaksınız.
Quand l'Archange jouera de sa trompette, vous serez sourd, M. Bierce.
Hayır tam tersi olarak İsrafil suru... çaldığında ben de tubamı çalıyor olacağım.
Au contraire. Quand Gabriel jouera de sa trompette, moi, je jouerai du tuba.
Kulagima geldigine gore is halletmenin senin icin karsiligi basa vurup bayiltmakmis. ... plastik bir torba, bir rula bant ve bir suru ac domuz.
Son moyen préféré d'éliminer un type, c'est un paralyseur... un sac plastique, du ruban adhésif, et quelques cochons affamés.
... cignemek icin sisman, ve bir cok ordek icin bi suru adam ve eger seni cok aceleye getirmiyorsam....
Je dois discuter le bout de gras, voir des tas de mecs. Sans vouloir te bousculer...
Disarida korumali bir yer gibi kumelenmis bir suru kotu adam var.
Il y a des crapules dehors qui pullulent comme une espèce protégée.
Arabasinda bir suru silah oldugunu soyluyordu.
Il disait qu'il avait plein de flingues dans sa voiture.
Daha bir suru sey var.
Pas tout de suite.
Grimbold, suru geçince bölüğünü sağa al.
Grimbold, allez à droite quand vous aurez passé le mur.
Bir kere gelmeye kalkıştım fakat bir suru tank yolumu kesti...
J'ai essayé une fois, mais ils m'ont arrêté les réservoirs.
Benimle geliyorsun seni atıma bağlayıp Hadrian Suru'na kadar sürüklemem gerekse bile.
Alors, vous me suivrez, même si je dois vous attacher à mon cheval.
Yapabilenler, toplanıp güneye Hadrian Suru'na doğru yola çıkmalı.
Que les plus vaillants se préparent et partent vers le sud, en direction du mur.
Bir suru agacimiz, bambumuz da.
Et plein d'arbres. Des bambous. On peut y arriver.
Efendim bu kadar kısa sürede bir suru nasıl inşa ederiz?
C'est bien trop juste.
Yilin bu doneminde ayilar kis icin yag depoluyor olmaliydi. Oysa bir suru ayi, bu corak gorunumlu ucurumlarda toplaniyor gibi.
A cette période de l'année, les ours sont supposés faire leur graisse d'hiver, mais les voilà qui se regroupent sur ces flancs qui paraissent vides.
Yapilacak bir suru is varmis.
On dirait que c'est du boulot.
artı olarak bir suru harika insanla tanıştım eğlenmek isteyen ve,
En plus, je rencontre des gens vraiment cools. Des gens qui aiment s'amuser.
Anlatayim. sehirde bir suru arkadasi vardi.
Pour tout dire, il avait beaucoup d'amis de bureau.
Tabii yatili yardimci almayacaksaniz arkadaki odayla bir suru sey yapabilirsiniz.
Évidemment, si tu n'as pas de bonne, cette pièce peut servir pour autre chose.
Baska bir suru sey de söyledim!
Avec tout ce que j'ai dit ici!
Benim icin bir suru baska olasiliktan bahsediyorlardi.
On a évoqué plein d'autres opportunités pour moi.
Bilirsin Jeff... Elekrikli testerede uzmanlastim. Bir suru zombi oldurdum.
Tu sais, Jeff, j'ai utilisé beaucoup de tronçonneuses ces dernières années, tué beaucoup de zombies, sauvé beaucoup de vies.
Sorun yok, suru sormak yok.
Pas de problèmes, pas de questions.
Ben General Suru, Tümen Komutanı, emekli.
Je suis le Général Suru, chef de division, à la retraite.
Suru aştılar.
Ils ont traversé la palissade!
Bu bir suru sey icinden ufak bir ornek.
Un parmi tant d'autres.
Sizinle konusmak isteyen bir suru basin mensubu var ama Oceanic'e gore hicbir muhabirle konusmak zorunda degilsiniz.
Toute la presse veut vous parler, mais en ce qui concerne Oceanic, vous n'avez aucune obligation de leur parler.
Cunku bir suru sey gurbuz gibidir.
- Beaucoup de choses sont robustes.
Bir suru olay vardi.
- C'était un paquet de trucs.
Suru aştılar!
Ils ont traversé la palissade!
O suru bitirmemiz gerek!
Ce mur doit monter plus vite!
Bunun bir suru nedeni var, tamam mi?
Ce n'est pas si simple.
Bir Umber, bir Glover'ı arkasında saf tuttuğunda koduğumun Suru erir be.
Le maudit Mur fondra avant qu'un Umber marche derrière un Glover.
Ne yaparsak yapalım bu suru aşamayacağımız ortada.
C'est clair que nous ne franchirons pas le mur, quoi que nous fassions.
Suru yıktılar.
Ils ont démoli la muraille.
Bir suru gurup var Zungarlarla savasan.
Sartai, Sartai, il n'y en a que pour lui.
Boyle soyleme- - herzaman bir suru dogru zamanimiz olucak eger bu dogruysa!
- Ne dis pas ça. - Il y aura plein d'autres occasions, si c'est une bonne chose.
Bir suru uckâgitci tip esyalarimi kullanacak.
Un tas de personnages louches qui fouinent dans mes affaires.
WINDY MILLER SÜRÜ SAHİPLERİYLE
WINDY MILLER S'ADRESSERA AUX ÈLEVEURS
Arkadasim.Evet bir suru var.
Je vois des tas de filles.
Bir suru erkek arkadasim da var.
Et aussi, des tas de garçons.
Bu gece bir suru kuzu eti yiyeceğiz.
Veronica.
GERİDE BİR SÜRÜ GİYSİNİ BIRAKMlŞTIN.
Tu as laissé tant de vêtements à toi.
Bir suru sey yapabilirdik.
On pourrait faire de grandes choses.
EVET, ŞU BOŞANMA MESELESİ VE BİR SÜRÜ OLAY YÜZÜNDEN.
Ouais, à cause du divorce, etc.
Bir suru de kiz geliyor.
- Non.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]