English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ T ] / Tahta

Tahta Çeviri Fransızca

2,804 parallel translation
Peki birisinin bizi tahta kutuyla öldürmeye çalıştığı geceye ne diyeceksin peki?
Et quand on a tenté de nous écraser avec la caisse?
Seni aptal, zayıf tahta.
Idiote et mince brindille.
Bridgeport'un, terk edilmiş binalar kırık camlar, tahta kaplı pencereler vahşi köpekler ve pompasız benzin istasyonları konularında dünya liderleri arasında bulunduğunu bilin.
Je vous rappelle que Bridgeport fait partie des leaders mondiaux pour les bâtisses abandonnées, les vitres brisées, les chiens errants, et les stations essence sans pompes.
Tahta trenler ve bez bebekler yapardık eskiden.
On faisait des trains en bois et des poupées, avant.
Ayağım tahta zemine değmiyor.
Mes pieds ne touchent pas le parquet.
Bir tabela vardı, bir de tahta bir sandık.
Il y avait un panneau, et un coffre en bois.
Bana sorarsan bu izler, cesedi bulduğumuz tahta sandıkla aynı boyda görünüyorlar.
D'après moi, elles ont l'air d'avoir la même taille que la caisse où le corps a été trouvé.
Sen tahta bir kutudan bana geleceğimi gösterdin.
et vous m'avez montré mon future à partir du boite en bois,
Bazen tahta kutulardan içiyorum
Je bois dans un gobelet en bois.
Biraz kırmızı şarap alırdım. Çeyrek bardak kadar. Bir de tahta kaşık.
Je prendrais du vin rouge, quatre cuillères à soupe, puis une cuillère en bois... je déglacerais cette salope.
Tahta bir kılıçla savaşılamayacak kadar fazlalar!
Occupe-toi de Miyamoto!
O gece, tahta kılıcım yanımda olduğu için ondan üstün olduğumu farkettiğimde,... korkmuş gibi rol yaptım,... onu kendime çektim,
Comme je savais à ce moment que j'avais l'avantage avec mon sabre, j'ai fait semblant d'avoir peur pour l'attirer.
Bugüne kadar tek tahta çıkabilecek Tekken'nin varisi.
Jusqu'à aujourd'hui, il n'y avait qu'un seul héritier au trône de Tekken.
Çünkü tahta havadan daha ağırdır! "
Le contreplaqué est plus lourd que l'air! "
Şu tahta için keskin bir şey gerek.
Je vais chercher une nouvelle lame pour ça.
Tahta oturmaya çok hevesli.
Si avide de pouvoir.
Yirmilerinde aşık olurlar, evlenirler granit mutfak tezgâhı yaptırırlar, otuzlarında beyaz tahta çitler yaptırır, ve bir yerde farkına varırlar ki, "Bu bana göre değil."
Amour à 20 ans. Mariage, cuisine sur mesure, clôture blanche à 30. Et un beau jour :
Ayrıntılar küçük yazılarda tahta kafa.
Y a qu'à signer, graine de bonsaï.
Onu sevmekten vazgeçtiğini ve Prens, Avatar'ı bulamazsa tahta çıkmasına izin vermeyeceğini söyledi.
II a renié Ie prince qui ne pourra rentrer en grâce que s'iI capture l'Avatar.
Baban Sör Walter'ın tahta vergi borcu var.
Votre père, Sir Walter, doit des impôts à la couronne.
Ben tahta hizmet ediyorum ve taht devam edecek.
Mais je suis un servant du trône, et le trône en paiera le prix.
Kuzeyli baronlar, tahta karşı iç savaş başlatacak.
Les barons du nord déclencheront une guerre civile contre le trône.
Bu arada kötü ruhlu Malvolio, babası ağır hasta yatarken tahta çıkışını planlıyordu.
Pendant ce temps, l'infâme Malvolio lorgne le trône... du vieux roi moribond.
"Anlıyorsun ya John, tahta karşı yapılmış her eylem acımasızca cezalandırılmak zorunda."
"Vois-tu, Jean, " tout agissement contre le trône doit être puni sans pitié,
Her tahta, her direk her çivi çatırdamaya başladı.
Planches, listons... et espars grinçaient en même temps.
Arkadaşlar, tahta bu.
On se calme, les gars. Qu'est-ce que...
Tahta gibi.
Comme... du bois.
- Tahta kurusu sarmış her tarafını.
Il est plein de punaises!
O tahta cetvel götüne girsin.
Il me lâchera donc jamais.
Tahta geçtiğimde dostlarımı unutmayacağımı biliyor.
Il sait que je n'oublierai pas mes amis lorsque je monterai sur le trône.
Bu haber doğruysa Lannister'lar tahta geçmek için entrika çeviriyorsa kralı sizden başka kim koruyabilir?
Si cette nouvelle est vraie... et que les Lannister conspirent contre le trône, qui mieux que vous peut protéger le roi?
Krallar böyle tahta geçirilir, oğlum.
C'est ainsi qu'on fait un roi.
Tahta geçmek için kral kardeşini ve ailesinin yarısını öldürüyor. 3.
Il tue son frère, le roi, la moitié des siens, pour régner.
Niyeti sizi öldürüp tahta çıkmak.
Il compte vous tuer et s'emparer du trône.
Prens Edward tahta çıkarken halk da monarşiyi tehdit eden..... aşk haberleri nedeniyle korku içinde.
Alors qu'Edouard accède au trône, le peuple s'inquiète de la liaison qui menace la monarchie.
Galler prensi olduğumdan beri ve daha sonra tahta oturduğumda imparatorlukta gittiğim her yerde tüm halk kesimlerinden büyük bir teveccüh gördüm.
Depuis que je suis prince de Galles et que je suis monté sur le trône, toutes les classes sociales m'ont traité avec une grande bonté, quels que soient les lieux où j'ai vécu ou séjourné.
Birincisi, geleneksel olarak yeni tahta geçen tüm krallar babalarının adlarını halk tarafından anılmasını istemedikleri için sildirirlerdi.
Premièrement... c'était une tradition... chez les nouveaux rois, qui n'avaient pas envie de voir le nom de leur père... continuer à être la référence.
Bak ne diyeceğim, defol git seni tahta göğüs!
Tu sais quoi? Va te faire foutre, maudite planche!
Ördek dalışı yapınca tahta elimden kaymasın.
Pour que quand je plonge, je ne chavire pas.
İlk küre tahta ve demirden yapılmıştı ve 100 tane 25 vatlık ampul vardı.
La première boule était constituée de bois et de fer... et ne comptait que des 1025 ampoules.
Tahta analizinde dünya çapında uzmanmış.
Il prétend être l'expert mondial du bois.
Gördüğünüz gibi burada birkaç farklı tahta var.
Comme vous le voyez, il y a plusieurs types de bois.
Dolabınızda bu tahta bulundu, üzerinde S-204 numaraları yazılmış.
La plaque trouvée dans votre armoire, S-204... On voit bien ces numéros.
İleri devam et sağında tahta büyük bir kapı olmalı.
Continue tout droit et tu devrais trouver une grande porte en bois sur ta droite.
Sopamı ver, tahta popo.
Donne ma batte, sans fesses.
Herşey tahta ve tuğla. Onlara devam edelim.
je me sentirai chez moi.
Tahta boş.
Ce tableau... est vierge.
Şu tahta dipçik.
Ce bois le manche.
Bütün kalmış yağların amına koyardım. Burada tahta kaşık var zaten.
J'ai une cuillère en bois.
Tabii ki bana bir şey olmadı çünkü yanımda tahta kılıcım vardı.
Je l'ai bien sûr vaincu.
Tahta
Il nous faut plus de planches!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]