Tamirci Çeviri Fransızca
835 parallel translation
Pilotluğa kabul edilmeyince tamirci olarak devam etti.
Viré en tant que pilote, il s'était réengagé comme mécanicien.
Ruslar iyi tamirci değildir.
Les russes ne sont pas de bons bricoleurs
İyi bir aşçı, idare eder bir tamirci ve fazlasıyla iyi bir balıkçıyım.
Je suis bon cuistot, mécanicien et encore meilleur pêcheur.
Tamirci olduğum orada yazılı değil mi?
Comment ça "j'ai besoin"? N'avez-vous pas demandé un mécanicien?
- Tamirci mi?
- Eh bien, il est là. - Le mécanicien?
- Tamirci. - Gerçekten mi?
- Le mécanicien!
Akim, tamirci burada!
L'artiste, viens faire connaissance! Il est arrivé!
- Gerçekten tamirci misiniz?
- Seriez-vous le mécanicien?
Buradaki tek mekanik tamirci sensin.
Tu comprends, tu es le seul mécanicien du kolkhoze!
# Çiftçi, tamirci, terzi hiç biri eğlenceli değil #
La vie sur la terre ferme m'a laissé un goût amer
Ferrara'dan tamirci sağlamak zor, bu yüzden, buradayken...
Impossible de faire venir un mécano de Ferrare pour ça.
O bir tamirci. Kamyonu o onaracak.
Il est mécano, il réparera le camion.
Trieste'de bir rıhtım çalışanı... Şansım olduğunda bir tamirci.
Débardeur à Trieste, mécano quand je l'ai pu.
Ben Torino'da tamirci ustasıydım.
J'étais maestro en mécanique à Turin.
Çıkınca tamirci olmamam gerektiğini öğretti.
Qu'à ma sortie, je dois pas faire mécano.
Tamirci dükkânın vardı, emlak işin vardı.
Tu as eu un garage, une agence.
Tamirci misin?
- La mécanique, ça te tente?
Çok sağ olun, tamirci arıyorum.
Oh, merci. Je cherchais un garage.
Pazarları açık bir tamirci pek bulunmaz, Teğmenim.
Aucun mécanicien ne peut faire rouler mon lieutenant.
Bana bir tamirci bulun.
Hé! Amenez-moi un mécano!
İçki içmeyen, çalışkan, uçak motorları üzerine ustalaşmış iyi bir tamirci.
Sobre, travailleur, mécanicien d'avions.
Evet, buna göz atması için bir tamirci gerekiyor.
Il faudrait faire venir un mécanicien.
Niye tamirci ile beraber arabayı kontrol ettikten sonra beni aramıyorsun?
Voyez avec le mécanicien et rappelez-moi.
Daha önce yaşadığım problemden bahsedince tamirci distribütöre baktı.
J'ai parlé des problèmes de l'autre soir. Alors le mécanicien a regardé le delco.
Bazılarınız marangoz, tamirci, elektrikçi olmak için İngilizce'nin ne yararı var diyebilir.
L'anglais peut-il donc vous aider dans un travail manuel?
Tamirci olmanın nesi kötü?
Je serai mécano.
Tamirci!
Un mécano!
Şu dövüş neyin nesiydi? O tamirci pederinin kim olduğunu bilmiyor mu?
Pourquoi te battais-tu avec le vieux plein de cambouis?
Aslında sizin tamirci değil birilerinin cenaze arabası çağırması gerekirdi.
Normalement, pas besoin d'un mécano mais d'un corbillard!
- Siz de tamirci misiniz?
- Vous êtes également mécanicien? - Lui?
Saumur'ün garaja, Cadre Noir'ın da tamirci okuluna dönüştüğünü görmek dürüst bir adam için dayanılmazdı. Bu yüzden, kırbacımı, kepimi ve mahmuzlarımı iade ettim.
J'ai préféré ne pas participer à cette mascarade car voir Saumur transformé en garage et le cadre noir en bleu de mécanicien c'est plus qu'un honnête homme ne pouvait en supporter et c'est pourquoi j'ai rendu ma cravache, mon képi et mes éperons.
Şurada bir tamirci var.
Voilà un garage.
Ben tamirci değilim. Hatlarla ilgili sorunun varsa, Ed Spooner'ı ara.
Je suis pas réparateur, mais si vous avez un problème de ligne, appelez les techniciens.
Tamirci, sen tatlı bir moruksun.
C'est gentil.
Tamirci geldi!
Réparations! Soudage!
" Tamirci geldi.
Réparations! Soudage!
Hayır. ben bir doktorum, tamirci değil.
Non. Je suis médecin, pas mécanicien.
Beni tamirci yaparsan, senin gibi teneke tanrıları tamir edebilirim.
Faites-moi mécanicien, que je répare les marionnettes telles que vous!
Anlayamıyor musun? Ben tamirci değilim, sürücüyüm.
Je ne suis pas mécanicien, je suis pilote.
Ve tamirci değilim.
Et puis, je ne suis pas mécano.
Tamirci değilim, ama bence acı çekiyor.
Je ne suis pas mécano, mais je sais qu'elle souffre.
Bir tamirci aramalıyız.
Nous devrions appeler un garagiste.
Anne, ben tamirci olmak istiyorum.
Je voudrais être mécanicien.
Bir tamirci çağıramayız ya da bir benzin istasyonuna gidemeyiz.
On peut pas réparer, on est coincés.
Bude'daki tamirci de öyle demişti.
Les mêmes mots que le garagiste de Bude.
12 yaşındayken İtalya'dan Amerika'ya gelip, 42 yaşında döşeme ustası ve tamirci olarak çalışırken,... aniden karar vererek arka bahçesindeki bu muazzam yapıları ;
Il est venu d'Italie aux Etats-Unis à l'âge de 12 ans et puis à l'âge de 42 ans, ayant travaillé en tant que poseur de tuile et dépanneur en général, il a soudainement décidé, dans son jardin,
- Hayır. Tamirci değilim.
- Je suis pas garagiste!
Belki de bu beyefendi size yardımcı olabilir? Tamirci değilim.
Pourriez-vous me déposer au garage le plus proche?
Ve hiç tamirci yok mu?
Je vois.
- Bir tamirci bulsak iyi olur.
Il faut appeler un dépanneur.
Umarım tamirci Mini-Morris'imi tamir etmiştir.
J'espère que le garagiste aura réparé ma Mini Morris.