English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ T ] / Tic

Tic Çeviri Fransızca

1,099 parallel translation
Tic-Tac!
Tic-Tac!
Naneli şekerler.
des Tic Tac.
Bu çarklar saat gibidir. Her hareketi, tik tak.
À chaque cran, tic, tac...
Tik, tik, tik. Radyasyon geliyor!
Tic, tic, voilà les radiations!
Hiçbirisi çalışmıyor, artık sorun yok.
Leur tic-tac a pris fin, et maintenant tout va bien.
Saat sesi?
Un tic-tac?
Şu "tik - tik" i durdur!
Plus de "tic-tic"!
Ses yok.
Aucun tic-tac ici.
Herkese aynı şeyi yapıyor.
C'est un tic, chez lui.
Garip bir huy.
C'est un tic.
Huy mu?
Un tic?
İlkeldir. Her yerde biyolojik saatler çalışır.
C'est primitif, un tic-tac biologique diffus.
Ticktock, ticktock, ticktock.
Tic-tac, tic-tac, tic-tac.
Diğer herkese Tic Tacs veriyorum. "
Aux autres, je donne des Tic Tac. "
Gergin olduğumda yaparım.
C'est un tic nerveux.
Tik tak... tik tak... tik tak...
Tic-tac, tic-tac, tic-tac.
Biraz kilolu olduğunu ve bir tikinin olduğunu söyledi.
Un peu bouffi avec un tic nerveux. Et quoi d'autre?
Bu yeni hobin mi yoksa tik haline mi geldi?
C'est un nouveau passe-temps ou un tic nerveux?
Yalan söyleme, çünkü söyleyince gözün seğiriyor ve anlıyorum.
Ne mens pas, car quand tu mens, tu as un tic à l'oeil.
Ve'tık tık'ediyormuş.
Ça fait tic-tac à l'intérieur.
Al, biraz Tic Tac şekeri ye.
Tiens, prends un Tic Tac.
Ne bileyim. Naneli şeker filen alırsın.
Des bonbons à la menthe ou des tic-tacs.
.. havuç ve bezelyeye müshil karıştırmak doğum kontrol haplarımı tik taklarla değiştirmek.
Il a synthétisé un laxatif avec des petits pois et des carottes, il a remplacé mes pilules contraceptives par des Tic Tacs.
- Çantamda naneli şeker vardı.
- Oui. - J'ai des tic-tac dans mon sac.
ltch-it-a-cop-it-a, Mel-a-ka-mys-tic-a. Bebek yağlarından arınsın.
"ITCHITA KA PITA MELAKAP MYSTYKA"
ltch-it-a-cop-it-a, Mel-a-ka-mys-tic-a.
"fais fondre sa maudite graisse de sa peau"
Saat çalışıyor!
Danny! Il fait tic-tac!
- Bu tavırlar nedir böyle?
C'est quoi ce tic? Ça.
- Biliyorsun şu garip tik. Bu işte.
Ça... sacré lous "tic", va!
- Ne? - Biraz fırtınalı mı?
Chao "tic", non?
Neden? Bu bir tik mi? Yoksa saçlarını mı kestirmesi mi lazım?
Est-ce un tic ou a-t-elle besoin d'une coupe ou d'une pince?
Kimsede nane şekeri var mı?
OK, qui a un Tic Tac?
Tik-tak, efendim?
Un Tic-Tac, m'sieur?
Bir tıklama duydum
Ça fait tic-tac...
Kutu doldurma oyunu oynamak mı istiyor? - Öyle görünüyor.
Il se présente pour "Tic-Tac-Troc"?
Ve buraya kutu doldurma oyununa katılmaya geliyorsunuz.
Vous vous présentez pour "Tic-Tac-Troc"?
Sorularının o kadar zor olmadığını kabul etmeliyim.
"Tic-Tac-Troc" semble plus à ma portée.
Kutu doldurmaya katılmak istiyor.
Il veut jouer à "Tic-Tac-Troc".
Sikilmiş götler odasının kurumuş bok kralı gibi.
Comme le "tic-tac-tic du cou-cou-rou-cou-cou".
Tik, tak, tik, tak.
Tic, tac, tic, tac.
Tik tak
Fait tic-tac
Hala yaşıyor.
- Il fait toujours tic-tac.
Ben şekerle idare ederim.
Je me contenterai d'un Tic Tac en attendant.
Dilimin altında naneli sakız vardı ve sen ondan bahsetmedin bile.
Tu n'as pas senti le Tic Tac.
Tik, tak...
Tic. tac...
Tekerlekler hareket edince, neden arabadan tik tik tik diye ses gelir?
Ça fait tic-tic près des roues. Tu sais ce que c'est?
Tik tik tik.
on entend... Tic-tic-tic-tic.
Saatin her atışı içimizden bir parçayı koparır.
Chaque tic de l'horloge nous retranche une part de nous.
Belki de tarzım böyledir.
Ce doit être un tic, car je ne menace pas mes amis.
Sinirsel tik.
- Un tic.
- Tic Tac ister misin?
Tu veux un Tic Tac?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]