Toplam Çeviri Fransızca
3,195 parallel translation
Scimitar Yamacından nehre ulaşana kadar doğuya gidebiliriz. Sonra geri döneriz. Toplam 25-30 km eder.
Si on passe par là, on longe le versant est de la crête jusqu'au fleuve, et de là, il faut marcher juste entre 20 et 30 km pour atteindre le village.
Bu kuş sizin ikinizin toplamından 10 kat daha zeki.
Cet oiseau est dix fois plus futé que vous deux réunis.
- Saçımdan beyin parçalarını toplamıştım - Sahi mi?
J'ai retiré ta cervelle de mes cheveux.
Tüm zamanların en çok sahnelenmiş oyun yazarı. İngiliz dilindeki insanlığın en üst seviye ifadesi olarak bilinen toplam 37 tiyatro oyununun, 154 sonenin ve çok sayıda anlatı şiirinin yazarı.
Dramaturge le plus joué de l'histoire, auteur de 37 pièces de théâtre, de 154 sonnets et de maints poèmes narratifs.
Odaya geri döndüklerinde, Kurono ve yanındakileri bekleyen şey GANTZ'dan aldıkları savaş yorumları ve uzaylıları yenmenin sonucunda kişisel olarak elde ettikleri toplam puanlarıydı.
Ce qui attendait Kurono et les autres en revenant dans la pièce. ... C'était les remarques de GANTZ à propos de la bataille. et le nombre total de points qu'ils ont obtenu pour avoir vaincu les extraterrestres.
Toplam 94 puan. Bitmesine 6 puan kaldı. Yakında bitiyor öyle mi?
[Total 94 points. 6 points pour terminer]
Toplam 88 puan.
Total 88 points ]
Toplam 69 puan.
Total 69 points ]
Toplam 101 puan.
Total 101 points ]
Toplam 115 puan.
Total 115 points ]
Şişedeki toplam fasulye sayısı için bir tahminde bulunur musunuz lütfen?
Pariez sur le nombre total de haricots dans la bouteille, s'il vous plaît.
Sırf bu ameliyatlar, 50 milyar dolar gibi sarsıcı bir toplam gider teşkil ediyor.
Ces opérations à elles seules coûtent un total impressionnant d'environ 35 milliards d'euros annuellement.
Toplam kalorinin % 20'sini kullanmışlardı, sonra çok daha azını, % 5'ini.
Ils donnaient deux dosages de protéines différents à chaque groupe : le premier un dosage de 20 %, et le deuxième de 5 %.
Aslında, beslenme hepsinin yaratmak için beraber çalıştığı toplam bir sistem, yüzlerce binlerce farklı kimyasal ve besin beraber çalışıyor.
En fait la nutrition c'est une multitude d'intéractions entre des centaines de milliers de substances chimiques.
Karmaşıklık bir toplam aslında.
C'est extrêmement complexe.
Dört temel gıda grubunda bulunan besinleri içeriyor, çünkü günlük toplam ihtiyacımızla ilgileniyoruz ve bu onun bir parçası.
Il nous parle de différents aliments répartis en quatres groupes. Ce qui nous intéresse étant les apports journaliers nécessaires.
Yağ çıkarılınca proteinin toplam içindeki oranı artıyor. Böylece proteini yüksek, yağı düşük hale geliyorlar.
En enlevant les matières grasses, la proportion de protéines augmente, donc les produits laitiers deviennent moins riche en graisses mais plus riche en protéines.
Süper. Harika. - Toplam kolesterolün 241'le başlayıp 154'e düştü.
- Votre taux de cholestérol a chuté de 241 à 154.
İki hesabında toplam 65 binin var.
Tu as 65 000 dans tes deux comptes.
Çantalarını toplamış, tüm bağlarını koparmış artık tanıdığı insanların arasında yaşayamıyormuş. Onu felç etmişler.
Il fait ses valises, coupe les ponts, pour fuir les gens qu'il connaît, qui le paralysent.
Toplam para eşit şekilde hayatta kalanlar arsında pay edilecek, ancak geceyi hepiniz tam çıkarırsanız, size zengin bir ödül var.
L'argent sera divisé entre les survivants. Mais... si vous y réchappez tous, il y aura un bonus.
Tüm bu şeyleri Samuel mi toplamış?
- C'est tout le travail de Samuel?
Geçen sene toplam 87 gün sürekli evdeydim.
L'an dernier, j'ai été à la maison 87 jours au total.
Peki, metalik özelliklerine ve toplam ağırlığına dayanarak, bilimsel ve tahmini bir model oluşturabilirim.
Bien, je vais faire une déduction logique... basée sur les propriétés du métal et le poids.
Toplam 102 aile etkilenmiş.
Cent deux familles sont concernées.
Imelda Marcos ve Kimora Lee'nin toplamından çok ayakkabım olduğunu biliyorsun değil mi?
Vous savez que j'ai plus de chaussures que Imelda Marcos et Kimora Lee ensembles?
Akrabaların ne bulduysa toplamış.
Ta famille gardait tout.
Toplam 142 şeker.
142 bonbons au total.
Göz kapaklarından diken toplamıştık.
Il avait des épines dans les paupières.
"Toplam kıdem tazminatı nicemi..."
- " Sachant que le montant global des indemnités serait plafonné
Eve gelince kurumları biriktirin, ara toplam olarak pirinç satın.
En tant que fiancée de Liu, aie aussi confiance en lui.
Bill ortaokulda bir rock yıldızı olarak ilgi toplamış olabilir, ancak...
Bill a décidé d'être une rock star quand j'étais au lycée.
O bilmediğin şeyin toplam ağırlığı muazzam.
L'étendue de ton ignorance doit être très impressionnante.
Bir iş yerinin toplam gelirinin tanımından bahsediyorum.
Selon la règle liée au revenu brut, vous ne pouvez pas faire ça.
Doğru ifade kovanları toplamış olacaktı sanırım.
Je crois que l'expression est "ramasser les douilles".
Dinle Marius, iç açıların toplamının 180 derece olduğunu unutmamalısın. Tamam.
- Ecoute, Marius, il faut juste te rappeler que la somme des angles est égale à 180 degrés.
Bilgisayarin geliştirdikleriyle benim teklifim bence Kizil Grup'un toplam verimliliğini arttırabiliriz en azından..
Avec les mise à jour que je propose, Je pense que nous pouvons augmenter la production de la Red Fation d'au moi...
Toplam ne kadar kazandın?
Tu en as gagné combien en tout?
Ama... bu toplam vergileri içermiyor... yani,
Mais... cette somme n'inclut pas les taxes.
Bay Michaels da işsiz bir aktör şarkı söyleyen bir garson ve bir kek aşçısından toplam 10 milyon dolarlık zararını istiyor.
C'est pourquoi M. Michaels demande à un acteur actuellement au chômage, un chanteur de bar, et une fabricante de gâteaux, des dommages et intérêts de 10 millions de dollars. Vraiment, M. Michaels?
Ben, benliğimin ve ortamımın toplamıyım.
Je suis le fruit de mes expériences.
- Onları toplamıştım.
- J'étais sûr de les avoir pris.
toplam 17 oy kullanıldı, Sun Wen 16 oy aldı.
Sur un total de 17 votes, Sun Yat-sen en a obtenu 16.
- Sence toplamıyor mu?
Vous ne le croyez pas?
Toplam hesaba göre bahşiş verilir.
Le pourboire est fonction du total.
Toplam 46 saat.
46 heures au total.
Hey, birader, kaç kişi var toplam?
T'aurais dû nous payer au nombre, pas à la journée!
O emzik sadece bir saniyede soğuk algınlığı virüsü grip virüsü, sars virüsü ve et yiyen bakteri toplamış olabilir.
En une seconde, cette tétine a pu ramasser les germes du rhume, de la grippe, du SRAS.
Kurnazca olmayan valizlerini toplamış olması.
C'est qu'il avait fait ses bagages.
Tamam, yani toplam sekiz kurban.
- Huit victimes au total donc.
- Toplam da 600 kilo.
- 600 au total.
toplantı 23
topla 36
toplan 23
toplar 29
topla kendini 55
toplanın 157
toplantı bitmiştir 34
toplantı mı 18
topla 36
toplan 23
toplar 29
topla kendini 55
toplanın 157
toplantı bitmiştir 34
toplantı mı 18