Ukalaca Çeviri Fransızca
57 parallel translation
Bu ukalaca.
Ne dites pas ça, chef.
Kulağa ukalaca gelir.
J'ai l'air snob.
Sürekli pipo içip durdu. Ukalaca sorular sorup durdu.
Il fume la pipe et pose des foutues questions.
Okuyucularına ukalaca gelebilir.
Je crains de passer pour pompeux.
Watson sen de gözlemledin mi bilmiyorum ama Albay Ross'un davranışları biraz ukalaca.
Je ne sais pas si vous avez observé la façon cavalière dont m'a traité le Colonel Ross.
Albert Rozerfeld, Şerif Truman'a ve diğerlerine karşı ukalaca konuşmanız hiç hoşuma gitmiyor!
Albert Rosenfield, je n'aime pas vos plaisanteries sur le shérif ou sur les autres.
Ukalaca evrenin ahlak bekçisi rolü yapman bana o kadar boş geliyor ki, Q.
Votre arrogance à vous prendre pour le gardien moral de l'univers me semble bien vaine.
Ukalaca denecek kadar mükemmel.
Méticuleux.
Ukalaca bir bok bu. - Hayır değil.
Peut-être aurait-il suffit d'un mot.
Bu biraz fazla ukalaca değil miydi?
effrontés que nous sommes.
Ve... noldu... Önceden Linux diyemem zannettim ya bu çok megolaman, ukalaca çünkü.
Et... ce qui s'est passé c'est que... initialement je pensais que je ne pouvais pas l'appeler Linux publiquement, parce que c'est trop égocentrique.
Neden öyle ukalaca davrandığını düşünüyorsun?
Pourquoi est-il aussi à cran tout le temps?
Anladığım kadarıyla sizinkilerin yaptığı biraz daha ukalaca olmuş ve alacağımız intikam buna uygun olmalı.
Tes parents te mentent sans états d'âme, ta vengeance doit le refléter.
beni nezarete götürdü.oraya gidince başka bir ismim olup olmadığını sordu bende ukalaca evet bana Patates Salatası. " derler dedim
Il m'emmène en taule. Lâ-bas, il me demande si j'ai un surnom. J'ai fait le malin et j'ai dit :
Böyle ukalaca konuşmaya devam et bakalım, elbet o mührü kıçına sokmayı bilirim.
Et jouer au plus fin vaut mon pied dans le derrière.
Akıllıca davranma demek istedim... ukalaca değil.
Je voulais dire : soyez pas "fine" et non "finaude".
Her zaman ukalaca bir cevabın var.
T'as toujours une bonne réponse pour tout.
Ukalaca olmayan cevap şu : "Tamam, ödemene gerek yok."
La réponse stupide serait "D'accord, tu n'as pas à payer."
İyi iş çıkaran oydu. Sen sadece etrafta tırnaklarını yapıp, ukalaca yorumlar yaptın.
Toi tu passes ton temps à te faire les ongles et faire l'intéressante.
Ukalaca laflar dışında bir şey yok.
Non. Juste beaucoup de remarques de gros malins.
Ukalaca sözlerine rağmen, önemsediğini biliyordum.
Tu jouais au con, mais tu ne t'en foutais pas.
Dinlemeyecek kadar ukalaca kendinize güveniyorsunuz.
{ \ pos ( 192,230 ) } Vous êtes trop arrogants pour écouter.
lanet olsun Cooper, ukalaca düşüncelerini kendine sakla.
Merde, épargne-moi tes remarques, Mr je sais tout.
Ne yani, ukalaca bir cevap yok mu?
Quoi, pas de super réplique?
Aslında tüm o ukalaca laflarını ve göndermelerini bir kenara bırakırsak o...
En fait, quand tu fais abstraction de ses références et remarques d'intello que je dois chercher sur Google pour comprendre, - elle est...
Cidden, günlerdir hakkımda ukalaca, alaycı yorumlarda bulunmadın.
Sérieux, ça fait des jours que t'as pas fait de vieilles remarques.
Biraz ukalaca davrandım, "Bilançolara meraklı mısın"?
Ma question était un peu pédante.
- İnsanın ukalaca olmuş diyesi geliyor.
"Pédant" me vient à l'esprit.
Ukalaca bir şey söylemek için Emerson'u bekliyorum.
Je m'attendais à ce qu'Emerson dise quelque chose de cynique.
Bu çok ukalaca bir yanıt.
C'est une réponse très cavalière.
Biliyorum ukalaca olacak ama, orada en iyi olan benim.
Ca paraît méchant de le dire, mais je suis la meilleure.
Tüm ukalaca cevaplarım tükendi dostum.
Je n'ai plus de réponse malignes, l'ami.
Bu dediklerinin biraz fazla ukalaca olduğunu düşünmüyor musun? Bu birine Tanrı'ya nasıl inanacağını söylemek kadar ukalacadır. Ve varlığını kabul etmiyorlarsa, her ne kadar ön yargısız ya da dürüst de olsalar, cehenneme gideceklerdir.
C'est pas un peu arrogant? aussi ouvert il ira en enfer.
Biraz ukalaca belki sanki havalı olmak için çok kasıyorsun tıpkı şurada oturan Hugh gibi.
Un peu péteux, peut-être, comme si tu faisait trop d'efforts pour être cool comme ce putain de Hugh là-bas.
Biliyorsun Claudia, bence biraz ukalaca olacak ama...
Vous savez, Claudia, j'ai le sentiment que cela devra être un peu plus garni.
Ama sanatçıların çalışmaları hakkında konuşmasının ukalaca göründüğünü biliyorum. ... bu yüzden burada oturup bir pislik gibi görünmeyeceğim.
Mais je sais à quoi ressemble un artiste qui parle de son boulot, donc je ne vais pas rester assis comme un con.
Cümbüş kovboy çizmeleriyle üstü çıplak ve ukalaca adeta bir horoz gibi her daim onların önünde dolanıyordu.
Il paradait devant elles tel un coq. Torse nu avec ses stupides bottes de cowboy.
- Biliyorum ukalaca geliyor.
- J'ai l'air arrogant. - Pas pour moi.
Ukalaca lafların yok mu?
Pas de remarque spirituelle?
- Biliyorum ukalaca geliyor.
- Je sais que ça a l'air prétentieux.
Az önce söylediğim tüm o ukalaca laflarımı geri alıyorum.
Je retire tout ce que je viens de dire de désagréable.
Ama herkes bu konuda o kadar ukalaca davrandı ki bittiğini söylememizin imkanı yoktu. Bu yüzden hala birlikteymişiz gibi davranıyoruz.
Mais tout le monde nous saoulait tellement, en disant que ça durerait pas, qu'on fait semblant d'être ensemble.
Bana sorarsanız, çok ukalaca bir tavır.
A mon avis, elle a juste l'air d'avoir une grosse gueule de bois.
O odaya girince ne görürsek görelim komik surat yapmayacak, gülümsemeyecek ukalaca bir espri yapmayacak.
Peu importe ce qu'on voit en rentrant dans cette pièce, personne ne fait de tête bizarre, personne n'ébauche de sourire, personne ne fait de blague spirituelle. - Elle parle de toi.
Ukalaca, tembelce, dişlerini katarak.
Je veux dire, arrogante, fainéante et avec les dents.
"Sapık" kelimesini bu kadar ukalaca kullanmamalıyız bence.
Tu sais quoi? Je pense que nous ne devrions pas être si désinvolte avec le mot "harceleur".
biraz ukalaca, belki, kuul olmaya çok zorlamışssın kendini sanki Kodumun Hugh'unun yaptığı gibi.
Un peu péteux, peut-être, comme si tu faisait trop d'efforts pour être cool comme ce putain de Hugh là-bas.
* Ukalaca sözlerin olmasa ne yapardım *
♪ Que ferais-je sans ta charmante bouche ♪
Muhtemelen ukalaca bir cevap olmuştur.
Sûrement un truc drôle.
İnatçı ve ukalaca davrandım.
J'ai été têtu et arrogant.
Ukalaca konuşuyorsun, değil mi?
Tu fais le malin.