English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ U ] / Unutmus

Unutmus Çeviri Fransızca

2,176 parallel translation
Afedersiniz memur bey, arkadaşım bırakmayı unutmuş olmalı.
Désolé, M. l'agent... mon ami a dû oublier de les remettre.
Bayan Honeycutt bunu teknede unutmuş.
Mlle Honeycutt laisse lui à bord.
Carla'nın unutmuş olabileceğiniz başka eski dostları var mıydı?
Carla avait-elle des amis plus vieux que vous pourriez avoir oubliés?
- Sunakta unutmuş.
- Il avait oublié dans la sacristie.
Görünüşe göre, bunu herkes unutmuş.
- Ils s'en foutent.
Dicky beslenme çantasını unutmuş.
Dicky a oublié son déjeuner.
O savcı gerizekalısı belgeleri imzalamayı unutmuş.
Ce connard de substitut n'a pas signé la garde à vue.
Cecilia Blanka sanırım uzun zamandır Kraliçe olmadığını unutmuş olmalı.
Cecilia Blanka doit avoir oublié qu'elle n'est plus la reine.
Angel Hala'yı unutmuş olamazsın.
N'oublie pas ton oncle Angel.
Unutmuş olabilirsin.
- Vous avez peut-être oublié.
Geçen sefer unutmuş. Ve deliye dönmeden ona geri vermeliyim diye düşündüm.
Il l'a oublié et je me suis dit que je devais le lui rapporter avant qu'il... qu'il ne... s'affole.
- Unutmuş musun?
- Oublié?
Söylemeyi unutmuş. Çok meşgulmüş, etrafına baksana.
Vous avez vu tout ce qu'il a à faire?
İçimizden birisi iç çamaşırı giymeyi unutmuş.
Quelqu'un ne porte pas de culotte.
Ve herşeyden çok metroda, rüyalarını unutmuş olan, hatta... bir rüyası olduğunu bile unutmuş olan zombilerden nefret ediyorum!
Et plus que tout, je hais les zombies du métro, qui ont oublié tous leurs rêves, et même qu'ils en ont eu un jour!
Açıkçası ödemeyi de unutmuş. Tabii canım, öyledir Charles.
T'as raison, Gaston.
Size, bir çoğunuzun unutmuş olabileceği bir gerçeği hatırlatacağım.
Je vous rappelle un fait que la plupart ont déjà oublié :
Walter unutmuş.
Walter a oublié quelque chose.
Bliss bunu masada unutmuş.
Oh, et Bliss à oublié ça.
Mon-chan akvaryumun hava pompasını açmayı unutmuş.
Mon-chan a oublié de rallumer la pompe.
Mon-chan açtığını unutmuş herhalde.
Mon-chan a dû oublier qu'il l'avait fait.
Çok fazla eşya unutmuş.
Il a tout oublié.
Ahmak herif arabasının anahtarlarını içeride unutmuş. Bunun için de telefonda bana sövebileceğini sanıyor.
Cet idiot a fermé sa voiture en laissant la clé dedans et il s'imagine qu'il peut m'insulter.
Enjektörümü aldım sanıyordum ama unutmuş olmalıyım.
Je pensais avoir ma seringue, mais je l'ai oubliée.
- Susamış olduğunuzu unutmuş muydunuz?
Vous aviez oublié?
Unutmuş.
Elle a oublié.
Aslında arkadaşın cüzdanını girişte unutmuş.
Ton amie a laissé son sac dans l'autre pièce.
Tanrı bana bu sesi vermiş ama sahipliğini vermeyi unutmuş.
Dieu m'a donné cette voix, et a oublié de préciser qu'elle était à moi.
Bunun zor bir durum olduğunu biliyorum, anlıyorum unutmuş değilim.
Je sais que la situation est compliquée, je le comprends.
Özür dilerim tatlım unutmuş olmalıyım.
Désolée, chéri. Je dois avoir oublié.
Ama tatlım, elimizdeki tek kamyonet bu ve bu akılsız benzin almayı unutmuş.
Oh, trésor, tout ce que nous avons c'est ce camion et ce génie, tombé en panne d'essence.
Unutmuş olabileceğini düşündüm.
Tu avais perdu le fil de tes pensées.
Bizi unutmuş olmalı.
Il a dû m'oublié
Birisi pantolonunu unutmuş.
On a oublié son jean.
Asıl mesele onları unutmuş olmam.
J'ai loupé tout ça.
Eldivenini unutmuş.
Elle a oublié son gant.
Burada bir şey unutmuş bir hasta.
C'est une patiente qui a oublié quelque chose.
Son seanstan sonra kapatmayı unutmuş olmalıyım...
À cause de la séance tardive, j'ai oublié d'éteindre...
Nasıl oynayacağını unutmuş.
Il a oublié comment s'amuser.
Şirketim hakkında son zamanlarda The Times'dan bir muhabir kız bu ayrımı unutmuş olsa da.
Bien que depuis peu, cette journaliste du Times ne fasse plus la distinction.
Görünüşe göre her şeyi unutmuş görünüyorsun sana verdiğim hediyeyi, beraber aldığımız kararı.
On dirait que vous avez tout oublié. Le cadeau que je vous ai fait, la décision qu'on a prise.
Hayır, bazen babamda kalıyorum ve kitabı annemde unutmuş oluyorum Brooklyn'e geri dönmek zorunda kaldığımız için babam sinirleniyor.
Non, mais des fois je suis chez mon père, et j'oublie un livre chez ma mère, donc mon père se met en colère parce qu'on doit retourner à Brooklyn.
Burayı silmeyi unutmuş.
Il a oublié de nettoyer dessous.
- Marshall pantolonunu unutmuş!
- Marshall a oublié son pantalon!
Pantolonunu unutmuş.
Il a oublié son pantalon.
Tamam, Marshall pantolunu unutmuş. Epey komikmiş.
Marshall a oublié son pantalon, c'est plutôt marrant.
İlkini giydiğini unutmuş mu?
Il a oublié qu'il avait déjà mis le premier?
Marshall pantolonunu unutmuş, ben de ona yeni bir tane getirdim.
Marshall a oublié son pantalon, alors je lui en apporte un.
Demek Marshall pantolonunu unutmuş.
Marshall a oublié son pantalon.
Oradaki resepsiyonist, Bayan Duane, telefonunu unutmuş. Almak için geldiğinde, onu böyle bulmuş.
La réceptionniste, Mlle Duane avait oublié son téléphone ici,
- Bak da, bir şey unutmuş olma.
Vérifiez que vous n'avez rien laissé derrière.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]