Uğradı Çeviri Fransızca
9,023 parallel translation
Uğradığınız için teşekkürler.
Merci d'être venue.
Diyelim evde birkaç saat birlikte çalıyorsak ve iki kişi eve uğradıysa bunu konser olarak düşünüyorduk. Bir gösteri...
Si on jouait deux heures à la maison et que deux personnes venaient nous écouter, c'était comme un concert.
Nikki'den bir haber alırsanız uğradığımı söyler misiniz?
Si vous avez des nouvelles de Nikki, pouvez-vous lui dire que je suis passé?
Belki önce cesedin atıldığı yere baktı, sabah da adli tabibe uğradı.
Il a dû d'abord examiner le site de dépôt et voir le légiste le matin.
Mitchersonlar'a uğradım bu sabah ve Beth gittiğini söyledi.
Je suis passé chez les Mitcherson, Beth a dit qu'elle était partie. Partie?
Hayatında o kadar çok haksızlığa uğradı ki.
Et il a été traité si injustement, dans sa vie.
Hayalarıma bak. Öyle hayal kırıklığına uğradım ki, mosmor oldular.
Mes couilles vont éclater à force d'attendre.
Saldırıya uğradık ve yapanları bulacağız.
Nous allons retrouver les responsables de cette attaque.
Ama hayal kırıklığına uğradım sadece.
Mais je suis certain que je ne ferais que décevoir.
Soyguna uğradım.
Je devais un vol.
Büyük hayal kırıklığına uğradım.
Ceci est très décevant.
L.A. kızlarımızla benim doğu yakası tarzımı bir araya getirdik mi oradakiler neye uğradığını şaşıracak.
Entre nos filles de Los Angeles et ma classe type "Côte Est", ils ne vont pas comprendre.
Uğradığın için sağ ol, adamım.
Merci d'être passé.
Uğradığıma sevindim.
J'en suis ravi.
Hayal kırıklığına uğradınız mı?
Vous êtes déçu?
Evet, seni bir kontrol etmek, nasılsın diye görmek için uğradım.
[Vik] Ouais, je suis venu pour vérifier par vous, bien sûr, voyez comment vous faites.
Bir buçuk saat önce iki ajan geçen yıldan beri 10 cinayetin sorumlusu olan adam tarafından saldırıya uğradı.
Il y a une heure et demie, deux agents ont été attaqués par un homme que nous suspectons d'être responsable de 10 meurtres ces dernières années.
Austin'e uğradığın için de teşekkürler.
Et merci pour avoir payé le trajet jusqu'à Austin.
Belki yürüyüş parkurunda saldırıya uğradı.
Peut-être attaquée sur le chemin?
Merkeze uğradım.
Je suis passé au poste.
Sadece... birlikte gidelim mi diye sormadığın için hayal kırıklığına uğradım.
J'étais... déçu que tu ne m'aies pas proposé de t'y accompagner.
- Bunun için uğradım.
Et bien, je m'arrêtais juste... euh pour rendre ceci.
Cemaat yüce İsa'nın ihanete uğradığı o gece kuruldu İsa son yemeği olacağı sofraya oturdu...
La communion a été créée la même nuit que notre Seigneur Jésus fut trahit. Il s'est assis à table pour ce qui aurait été le dernier repas.
Saldırıya uğradım!
J'ai été attaqué!
Papazım saldırıya uğradı!
Mon ecclésiastique a été attaqué!
Bunu söylemekte sakınca görmüyorum, biraz hayal kırıklığına uğradım,... çünkü cevap verme nezaketinde bile bulunmadı.
- Excusez-moi. Je n'hésite pas à dire que j'ai été déçu car... il n'a pas eu la courtoisie de répondre.
Fakat Henrik'in kızı genç Gracie, bana uğradı.
Mais la fille, la petite Gracie, elle est passée.
- Kagel'in iki kadın tarafından... -... saldırıya uğradığını duydun mu?
T'as entendu parler de Kagel qui s'est fait avoir par ces deux nanas?
İhanete uğradım!
Trahi!
Merhaba, Barton. Bu şekilde uğradığım için özür dilerim.
Bonjour Barton, désolé de passer comme ça.
Evet, Dekan Snyder kampüse uğradığınızdan bahsetmişti.
Oui, le Directeur Snyder a mentionné votre passage au campus.
Doktorun bu sabah otoparkta saldırıya uğradı.
Votre chirurgienne a été assassinée dans le parking ce matin.
Çocukların tacize uğradıkları ve kötü şartlar altında yaşadıkları konusunda şikayetleri üzerine eyalet müfettişleri çağrılmış.
Des investigations ont été faites pour des plaintes d'abus sur enfants qui vivaient dans d'horribles conditions.
Tamam, o zaman, uğradığın için sağ ol.
Merci d'être passée.
- Kim uğradı diyeyim?
Puis-je lui dire qui est passé?
Birkaç kez uğradım ve evrakları doldurmasına yardım ettim.
Je suis passé quelques fois pour l'aider à remplir la paperasse.
Bir böceğin tecavüzüne uğradım.
Un insecte m'a violé.
Pemberton, Connor'ın tahliye olduğunu duyunca uğradı.
Il l'a menacé, vous voyez?
Burada, Hemlock'da bile. Işığı gördükleri an neye uğradıklarını şaşırıyorlar. Hepsi sersemliyor.
Dès que j'ai allumé la lumière, ils ont été déboussolés.
Bir karışıklık olduğunu düşündüğüm için morga uğradım.
Je voulais vérifier, alors je suis allé à la morgue.
Buraya yaramaz çocukların uğradığını duymuştum.
Des bad boys viennent ici.
İki saat önce Tunus, Sfaks'taki elçillik saldırıya uğradık diye mesaj yolladı.
Le consulat de Sfax, en Tunisie, a envoyé un message critique disant qu'il était attaqué-
Öyleydi, fakat kantry müzik özentisi olan birinin ihanetine uğradım.
On devait, mais j'ai été trahie par une sale petite chanteuse de country ratée.
İnsanlar başkalarının yanına uğradıklarında şarap götürürler.
Je voulais te rendre visite, et les gens apportent du vin quand ils... Vont voir quelqu'un.
Biyolojiden anlamam ama radyo frekanslarını, ne kadar yükseğe çıkarsan sinyalin o kadar az kesintiye uğradığını falan bilirim.
Je m'y connais pas en biologie, mais pour les fréquences radio, plus haut on est, moins il y a d'interférences.
Saldırıya mı uğradın?
Avez-vous été attaqués?
- Bir şey tarafından fiziksel saldırıya uğradım.
J'étais physiquement attaqué par quelque chose.
Nasıl gidiyor dostum, geçiyordum uğradım.
J'étais dans le coin.
Tecavüze uğradım.
J'ai été violée.
- Henüz yok, sadece kontrol için uğradım...
Des nouvelles? Pas encore.
Uğradığın için sağol.
Merci d'être venu.