Vallahi Çeviri Fransızca
841 parallel translation
- Günaydın. - Amanın, çok acıktım vallahi.
Ce que j'ai faim!
Vallahi topladın kendini.
Tiens bon!
Vallahi söylenebilecek tek şey bu.
C'est aussi simple que ça!
Vallahi de beni dinleyeceksiniz billahi de!
Ecoutez-moi, nom d'une pipe! Ecoutez-moi!
Vallahi öyle.
Sapristi, oui.
Vallahi mi! Bu kadar çok minnete alışkın değilim!
Je ne suis pas habituée à tant de gratitude.
- Vallahi! İlk bakışta onu tanıyamadım.
Je ne l'aurais pas reconnue.
Vallahi kızardı!
Voyez, elle rougit!
Vallahi çok iyi oldu.
On s'en est bien sortis!
Vallahi... bayan, yağışlı bir geceymiş. Kasım ayındaydı.
C'était par une nuit pluvieuse de novembre.
Vallahi, çok şaşırtıcı. Başbakanı dansa kaldırdı.
Elle a réussi à le faire danser!
- Vallahi ne bileyim, başından zoru varmış işte. - Ne varmış başında?
En perdant l'esprit.
- Haber yok Jim. Vallahi hiçbir haber yok.
Je vous le dirais, si j'avais des tuyaux.
Vallahi de, bana isabet etti!
Et incroyable, j'ai gagné!
Harika vallahi. İki misli bilet parası ödedik, şimdi de bütün geceyi oturarak geçireceğiz.
On a paye deux fois pour passer la nuit assis!
Vallahi, ailesi için çok üzülüyorum.
Mon Dieu! Croyez-moi, j'ai de la peine pour la famille.
- Vallahi bana sorarsan çıkmak üzere olmalı.
- Il finira bien par sortir.
Vallahi de doğru. Yeni bir adam.
Je te le jure, je suis un nouvel homme.
Ferahladım vallahi.
Ça m'a rafraîchie.
Vallahi reddetmedim.
Je n'ai pas refusé.
Olmayan bir malı satmayı becerdin. Doğru vallahi!
Vous avez vendu un produit qui n'existe pas.
Öyle vallahi. Sizinkiler de büyümüştür.
Vos fils doivent être grands maintenant.
Vallahi belediye başkanı bile daha anlamlı konuşuyor. Rahatsızlıkların nedeni yeraltı sularıymış... elektrik akımları, atmosfer basıncı, güneşteki lekeler, depremlermiş falan filan.
Le maire du coin est plus dans le vrai quand il se plaint des sources souterraines, de la pression atmosphérique, des taches solaires ou des secousses sismiques!
Pes vallahi! Toparlanıp gideceğinden çok emindim.
J'étais sûr de vous voir plier bagage!
Vallahi, onu Wichita'dan hatırladım.
Ça par exemple, je l'ai effectivement connue à Wichita.
Vallahi de öyle! Vay anasına, sen her şeyi biliyosun.
Fichtre, vous savez tout, vous!
" Vallahi söyleyeceğim.
" J'ai pas refusé... je souhaite...
Vallahi.
- Juré craché.
Vallahi tam da gününde geldiniz.
Vous avez choisi une belle journée.
Orada değildim, vallahi.
Je suis innocent.
Pekala, vallahi hakimlerin gece için kapattığını görüyorum, keza biz de öyle.
Les juges se retirent pour la nuit, et nous aussi.
Vallahi, gözünüz felaket gözüküyor.
Cet œil, c'est vraiment terrible.
- oturmuyorum, vallahi.
- sur ta tortue.
Şu öğretmenlerde hiç iş yok vallahi.
Les professeurs ne sont vraiment pas grand-chose.
Hiç bilmiyorum vallahi.
Je ne sais pas du tout.
Vallahi oğlum, bizim işler de kötü.
- Les affaires ne sont pas bonnes.
- Yapma Ana! Vallahi bir daha yapmam! - Gel buraya!
- Maman, je ne le ferai pas encore.
Başımı alıp, gideceğim vallahi!
Je soulèverai la maison.
-... vurur seni vallahi!
Il a un pistolet.
- Vallahi yapıyorum. Onu tutuşturuyorum!
Benny, je la carbonise!
Sabaha kadar gözümü kırpmadım vallahi.Nefret ediyorum şu kavgalardan.
Je ne supporterais pas ça.
Vallahi geldiğim yerde, o kadar ekşi surat gördüm ve kötü söz işittim ki hayatım boyunca bana yeter.
J'ai vu assez de visages tristes et entendus de cris de colère! Ça me suffit!
Vallahi, harikulade bir iş becerdik.
La plus grande guérilla de tous les temps!
Vallahi yanılıyosun kuzen Jesse.
Tu as tort.
Vallahi, Merridew sizinle gurur duyardı.
Merridew aurait été fier de vous.
Bu herif bu işle karı tavlarsa, şapkamı yerim vallahi.
Si avec tout ça ce mec réussit à se faire une nana, je bouffe mon calot.
Burayı sevdim vallahi.
Oh, J'aime cet endroit.
İyi vallahi.
- Elle est bien bonne, celle-là!
- Vallahi Georgie, tam bir bilmecesin!
Je ne te comprends pas!
Vallahi, böyle şey görmedim ;
Je n'ai rien remarqué.
Vallahi bilmem.
Est-ce le Roi?