Vermeer Çeviri Fransızca
50 parallel translation
van Meegeren'i hatırlyor musun ve onun sahte Vermeer'lerini?
Tu te souviens de Van Meegeren et de tous ces faux Vermeer?
Son bir Vermeer daha yaptı ve bu da büyük bir zaferdi.
Il a peint un dernier Vermeer qui a encore fait un triomphe.
Bu sabah, Rönesans ve Tekrarcı ekollerinin ilk Flemenk ustalarına bakarken siyah sprey boyasıyla Vermeer'in Camdaki Kadın'ına püskürttü.
Ce matin, nous admirions les œuvres de l'école maniériste flamande de la Renaissance... quand il a sorti sa bombe de peinture, et a éclaboussé "La Femme à sa fenêtre" de Vermeer.
Gömleğime Vermeer döküldü.
J'ai du Vermeer plein la chemise!
Vermeer'in Eskiden Pencerede Olan Kadın'ına ne veriyorsunuz?
Quelle est l'enchère pour la Femme qui était à la fenêtre de Vermeer?
Büyük ressamların dönemiydi Rembrandt ve Vermeer gibi.
C'est l'ère des grands peintres, Rembrandt... et Vermeer.
Nasılsın Vermeer?
Ça va, Vermeer?
İngiltere Kraliçesi'nde olan diğer tabloyu saymazsak bu, özel ellerde olan tek Vermeer tablosudur.
En dehors de celui de la reine d'Angleterre c'est le seul Vermeer appartenant à un particulier
Vermeer çok iyi - basit, çarpıcı.
Le Vermeer est très bon. Simple, plein de vie.
Müzeler çok güzeldi. Bir sürü Van Gogh... ve Vermeer'ler çok heyecanlıydı.
Les musées sont cools, pleins de Van Gogh... et de Vermeer.
Bunu sen yapmadın, ben yaptım. Bay Famia'nın evini biliyor musunuz?
Vous connaissez la maison de Maître Vermeer?
Küçük Frensisco için de toplandık. Ayrıca bir başka doğumu kutlamak için bir aradayız. Oğlumun kendi ellerinden çıkan yeni bir şaheser.
Dieu soit loué, du petit de Francisca... mais aussi une autre naissance... un nouveau chef d'œuvre de mon gendre, Johannes Vermeer.
17. yüzyıl Barok ressamı... ovalı Vermeer'den bir natürmort.
Une nature morte de Vermeer. Peintre baroque du XVIIe siècle des Pays-Bas.
Vermeer natürmortu için 180.000 doların üzerine çıkan yok mu?
Une surenchère sur la nature morte de Vermeer à 180 000 $.
Geçen ay Vermeer'in 3 kayıptablosu daha gün ışığına çıktı.
Trois tableaux de Vermeer ont été retrouvés le mois dernier.
Benden, benim gibi bir adamdan... Londra'daki bir galeriye gidip, babana yanaşıp... ona Vermeer'in tablosunu yarı fiyatına satmamı mı istiyorsun?
Tu me veux moi, un homme de mon calibre juste pour... faire un saut dans une galerie à Londres, danser la jigue avec ton vieux et lui refourguer un Vermeer pour un demi baton?
Vermeer'ın İnci Küpeli Kız tablosu Harvey Nichols'daki bir soyunma odasında okul öğrencileri tarafından bulundu.
La jeune fille à la perle de Vermeer a été decouverte par un groupe d'étudiantes dans le vestiaire de Harvey Nichols.
Şunu Vermeer'a doğru uzatın. Dikkatlice.
Alignez-le sur le Vermeer.
Vermeer, Caravaggio, iki tane Van Eycks... en azından.
Le Vermeer, le Caravaggio, deux Van Eycks...
Bu Vermeer'in "Konser" adlı tablosu.
C'est Le Concert de Vermeer.
Ama sana bir şey söyleyeyim, şu kayıp Vermeer tablosu sahte.
Mais je peux vous dire une chose, le Vermeer retrouvé est un faux.
Bekle, bekle. Ne tablosu?
Quel Vermeer?
Brüksel'deki 1992 Vermeer soygunuyla ilgili okuduğum bir rapordan.
D'un rapport sur le vol d'un Vermeer à Bruxelles en 1992.
Bu dokumacı kadın, Berman.
C'est Johannes Vermeer.
Sonra Vermeer Cafe'ye en sevdiğimiz kahveyi almaya gittim ama döndüğümde yani yaklaşık yirmi dakika sonra, ortada yoktu.
Puis je suis allé au Café Vermeer chercher notre café préféré et quand je suis revenu, a peu près 20 mns plus tard, elle n'était plus là.
Vermeer'in "Konser" i.
Le Concert de Vermeer.
Turner, Monet, Vermeer...
Turner, Monet, Vermeer...
Bir Vermeer eseri çalınmış. Yerine de sahtesini koymuşlar.
Il s'avère qu'un Vermeer a été volé et remplacé par un faux.
İz sürücüyü bulamadıkları için de Vermeer'in izini Amsterdam'ın 15 mil dışındaki bir depoya kadar sürdük.
Puisqu'ils n'ont pas trouvé le traceur, on a suivi le Vermeer à un entrepôt à 20 km en dehors d'Amsterdam.
- Hayır, bu Vermeer'in.
- Un Vermeer.
- Vermeer tablosu?
Le Vermeer au Dallas Museum of Art?
Vermeer'ın müze dışında kalan tek tablosu.
Le seul Vermeer chez un particulier.
Bu Dr. Henry Vermeer ve bende onun eşiyim.
Henry Vermeer et je suis sa femme.
Şemsiyeyi almayı unuttum ve Bayan Vermeer ıslanmaktan nefret eder.
C'est moi qui ai oublié le parapluie et Mme Vermeer déteste se faire mouiller.
Ayrıca Vermeer'in Alman olduğundan da eminim.
J'étais à peu près sûr que Vermeer était Allemand.
Eğer aşkta bir şansınız varsa Bay Vermeer kullanın onu.
Si vous avez une chance en amour, Mr. Vermeer, prenez la.
Flütlü Vermeer Kadını.
La flûte de Vermeer.
Karşılığında Vermeer senindir.
En retour, le Vermeer est à toi.
Aslına bakarsan bir Vermeer.
C'est un Vermeer à vrai dire.
Johannes Vermeer tuvalini yumurta sarısıyla yıkardı.
Vermeer lavait ses toiles avec du jaune d'oeuf.
Rembrandt, Vermeer, Degas.
Rembrandt, Vermeer, Degas.
Bu Vermeer tablosu Gardner Müzesi'nden buhar oldu uçtu.
Ce Vermeer a disparu du Gardner Museum
Her yıl, Miranda lanet Vermeer hırsızlığı hakkında benimle konuşmaları için eve birkaç ajan adayı gönderir.
Chaque année, Miranda envoie quelques NAT pour me parler de ce fameux vol de Vermeer.
Vermeer.
Vermeer.
Vermeer'i öldürüp Hollanda'dan kovulduğumuzdan beri! "
Depuis qu'on a fui la Hollande après avoir tué Vermeer.
Vermeer gördün mü hiç?
T'as déjà vu des Vermeer?
Bu bir... Bir Vermeer.
C'est un Vermeer.
Bir çeşit Vermeer.
Enfin une sorte de Vermeer.
- Vermeer olacak.
Mmm.
İzninizle dedektif.
Vermeer.