Versa Çeviri Fransızca
389 parallel translation
İspanyollara karşı Fransızlarla, Fransızlara karşı İspanyollarla savaştım ve denizciliğimi ise Alman Ordusunda öğrendim.
Avec les uns contre les autres et vice-versa! J'ai appris dans la marine hollandaise.
Bundan böyle, bu geceden sonra hangimizi görürseniz, diğerini de yanında göreceksiniz. Ya da duruma göre, tam tersi.
On ne nous verra plus l'un sans l'autre et vice versa.
Benim için özel değil. Ben de ona özel değilim. Anlamıyor musun?
Elle n'est rien pour moi et vice-versa.
Devam et Leslie. Kendine başka bir viski-soda doldurdu.
Il se versa un autre whisky.
Bunlar, o an doğru gelen yanlış şeylerdir ama bazen doğru şeyler bile yanlış görünebilir. Bazense yanlış şeyler yanlış zamanda doğru olabilir ya da tam tersi.
Ce sont de mauvaises choses qui, parfois, semblent bien, même si les bonnes choses peuvent paraître mauvaises, parfois les mauvaises choses peuvent sembler bonnes au mauvais moment, ou vice versa.
Herif bana "The Observer" i uzatırsa, "The Post" hesabına yumrukluyordum "The Post" u uzatırsa, "The Observer" hesabına yumrukluyordum.
Si on tendait L'Observer, je cognais pour Le Post, et vice versa. C'était très simple.
Bayanı Pennsylvania İstasyonunda rahat bırakırsan... Pennsylvania İstasyonu da aynı şekilde seni rahat bırakır.
Laissez les femmes tranquilles dans Pennsylvania Station... et Pennsylvania Station vous laissera tranquille et vice versa.
Bay Sargent'in vekilleri tarafından alınarak buraya getirildi. Bay Sargent bir depozito yatırdı ve velayet işlemlerini başlattı.
M. Sargent versa 5000 $ pour le visa d'immigration...
Buna adım gibi eminim. Ne zaman beni istemeye gelseler annem evet dese babam hayır diyordu.
S'il demandait ma main et que maman disait oui, papa disait non... et vice versa.
Anlayacağın, sizinkiler sana, sen de sizinkilere alışacaksınız.
Ils s'habitueront à toi et vice-versa.
Bir İngiliz erkeği ile Amerikalı bir kız arasında da aşk olabilir.
Il peut exister entre un Anglais et une Américaine. - Et vice versa.
Parayla imanın kimde olduğunu kimse bilemez.
Quand un prêtre est dévot, l'organiste est athée, et vice versa.
Lloyd her zaman, tiyatroda bir ömür bir sezondur, bir sezon da bir ömürdür derdi.
Lloyd dit qu'au théâtre, une saison dure toute une vie et vice-versa.
Gün görmesin bu değerli kanı döken eller!
Malheur à la main qui versa ce précieux sang!
Ayna içinde, ne doğruysa o kalır ve ne kalıyorsa o doğrudur.
Car dans le miroir, la droite devient gauche et vice-versa.
"Gemide can sıkıntısı, kayıtsızlık ve monotonluk arasında yelken açan herkesi."
"A tous les gars du monde qui vont " d'ennui en apathie et vice-versa, " en faisant un crochet par la monotonie.
Ya da tam tersi.
Ou vice-versa.
Bir kadına hanımefendi, bir hanımefendiye kadın gibi davran.
On traite les femmes comme des dames et vice-versa.
Sağa git desen, sola, sola git desen, sağa gidiyor.
On lui dit à droite, elle va à gauche et vice versa.
Siz sağ dediğinizde, ben sol derim.
"On lui dit à droite, elle va à gauche et vice versa."
O benimkini çeldi.
Et vice-versa!
Açık arazide oyun oynuyorsun, belirtilenin aksine.
Tu vois beaucoup de monde, et vice versa.
Bence, ilköğretimin temel amacı çocukları ailelerinin, aileleri de çocuklarının dertlerinden uzak tutmaktır.
A quoi sert l'école primaire? A débarrasser les parents des enfants... et vice versa!
Senin malın benim malım, benim malım senin malın.
Ce qui est à moi est à toi et vice versa.
Ben de öyle.
Et vice versa.
Sonra, devasa bir kil kalıp içine dökülür.
On le versa ensuite dans un moule gigantesque.
Eminim ki karıma göz kulak olursun ve o da sana.
Je sais que vous prendrez soin de ma femme et vice-versa.
Nihayet müzik resim ve resim de müzik oldu.
Une peinture qui est de la musique, et vice-versa!
Benim ne kadar ona ihtiyacım varsa onun da o kadar bana ihtiyacı var.
Il a besoin de moi et vice-versa.
Onların başarıları, bu yöntemlerin sonucudur. Biri diğerini gerektirir.
Les succès dont vous parlez sont les résultats de ces méthodes, les uns présupposent les autres et vice versa.
Evlenmekle, çocuk sahibi olmak birbirinden ayrı şeylerdir. İlla evlenince çocuk olacak diye birşey yok.
On peut avoir un enfant sans se marier, et vice versa.
İnsan gibi davranan canavarlar vardır ve canavar gibi davranan insanlar.
Certains monstres veulent avoir l'air de gens normaux, et vice versa.
En ünlü performansları kıskanç koca ve dedektifin, suçlu kadın ve sevgilisini yatakta yakaladıkları gösteriydi veya tam tersi.
Le plus populaire était celui du mari outragé... et du privé surprenant la dame dans les bras de son amant... ou vice versa.
Biz, ben ve başkaları, sistemi mükemmel hale getirdik bir maddeyi enerjiye dönüştürebiliyoruz ve sonra da gerisin geriye.
Nous, c'est-à-dire moi et d'autres, avons mis au point un système permettant de transférer la matière en énergie et vice versa.
Senin benim gibi görünmeni ya da - tam tersini - herkese göstermeliyiz.
Reste à savoir si c'est moi qui te ressemble ou vice versa.
Sizin bildiğinizi biz biliyoruz, biz de sizin...
Et nous savons que vous savez et vice-versa.
Umarım siz de beni.
Et vice versa, j'espère.
Çünkü, yalnızca efsanevi olan kişi gerçekçidir... ve bunun tersi de doğrudur.
Parce que seul qui est mythique est réaliste, et vice et versa
"Üçüncü melek kendi iksirini nehre dökmüş ve iksir suyun kaynağına kadar..."
"Et le troisième Ange versa sa fiole sur les fleuves et les fontaines des eaux..."
... dua ve iş, hepsi bu.
Et vice-versa! - Et mon frère qu'est ce qu'il fait?
Maddeyi enerjiye, enerjiyi maddeye direk olarak çeviriyor.
Il convertit directement de la matière en énergie et vice versa.
Doktor, bu iğrenç kasabada birlikte oluşturduğumuz bir dostluk var.
Docteur, je n'ai que vous comme ami ici et vice-versa.
Şiddet nefreti devam ettirir. Nefret şiddeti devam ettirir.
La violence engendre la haine, et vice-versa.
Ama daha çok Brian Jones için, galiba bizi o sunacaktı. Ya da Eric Burden onu sunacaktı, ya da tam tersi. Hatırlayamıyorum.
Pour Brian Jones qui allait nous présenter, ou pour Eric Burdon qui le présentait, ou vice versa, je ne sais plus.
Babam siyahtı. Annem de beyazdı. Ya da tam tersi.
Mon père était noir, et ma mère était blanche, et vice versa.
"'Fındık faresi, yine uyuyor'Çılgın Şapkacı söylüyor. Ve onun burnuna sıcak çay döküyor.
'Tiens, le Loir s'est rendormi', fit observer le Chapelier, et il lui versa un peu de thé chaud sur le museau.
"Çılgın Şapkacı dedi ki" Fındık faresi yine uyyor " Ve onun burnuna sıcak çay döküyor.
'Tiens, le Loir s'est rendormi', fit observer le Chapelier, et il lui versa un peu de thé chaud sur le museau.
Tam aksine...
Et vice versa, et...
Elinde bir yaman zehir şişesiyle, kulaklarımdan cüzamlar akıttı içime.
Au creux de mon oreille il versa...
Önce uyarılıyorum.
Et vice versa.
- Dünya küçük.
- Et vice versa. - La vie est ainsi faite.