Vincent Çeviri Fransızca
4,694 parallel translation
Tess, doğru adamı yakalamadığımızı duyunca Vincent yardım edecektir.
Tess, Vincent nous aidera quand il saura qu'on a pas attrapé le type.
Vincent tarafından mı?
Par Vincent?
Vincent konuş benimle.
Vincent, parle-moi.
- Vincent? - Bu arada yanında Tess var.
Au fait, elle est avec Tess.
Vincent'i de yanımda getiriyorum.
J'amènerai Vincent avec moi.
Gabe, Vincent bunu asla yapmaz.
Vincent ne ferait jamais ça.
Yakın bir zamanda Vincent'i öldürmeye çalışıp beni bir odaya kilitledin.
Y'a pas si longtemps, t'as essayé de tuer Vincent et tu m'as enfermé.
Vincent. Hayır, onun evine girmemeliydim.
J'aurai pas dû aller dans son appartement.
-... sen ve Vincent geliyorsunuz. - Sam.
On vous a toi et Vincent pour la sécurité.
Vincent, bu senin suçun değildi.
Vincent, ce n'était pas ta faute.
Vincent arıyor.
C'est Vincent.
Vincent, neler oluyor?
Vincent, qu'est-ce qui se passe?
Vincent nerede?
Où est Vincent?
- Vincent neler oluyor?
- Vincent, qu'est-ce qui se passe?
- İyi de Vincent nerede?
Où est Vincent?
Tamam sende bana kendini yine vurdurtma, Vincent.
Ne m'oblige pas à te tirer dessus une fois de plus.
Tori ile Vincent iki tane partiye bu kolye ile gitmişler.
Tori et Vincent, présents à deux soirées différentes, et elle porte le collier.
Vincent bunların kim olduğunu bulmak istediğini söylemişti.
Vincent a dit lui-même qu'il voulait trouver qui c'était.
Vincent'i mazide bıraktım.
je ne pense plus à Vincent.
Yani bu Vincent'e karşı çözemediğin duygularla ilgili değil.
Donc ce n'est pas à propos de sentiments toujours présents pour Vincent.
Vincent'in kolyeyi bize öylece vereceğini sanmıyorsunuz, değil mi?
Vous réalisez que Vincent ne nous le donnera pas comme ça.
Duş alıp saçlarını yaptırıp, doğum günü için tatlı elbise giymek yerine Vincent'in başka bir pisliği ile uğraşıyor ve sürprizi de Freddy yüzünden mahvettim.
Plutôt que de prendre une douche, se faire coiffer et trouver une belle robe à porter pour son anniversaire, elle doit faire face à un autre problème créé par Vincent, et oui, j'ai raté la surprise par sa faute.
Vincent ile aramızdaki ilkel bir bağ.
La connexion que Vincent et moi avons est... C'est primitif.
Hayır, çünkü Vincent seni yem olarak korunmasız ortalarda gezdiriyor.
Non, car Vincent te promenait partout, t'utilisant comme appât sans égard pour ta sécurité.
Vincent, ikimiz de bu soygunların arkasındakini bulmaya çalışıyoruz.
Vincent, on veut tous savoir qui est derrière ces braquages.
Haklısın senle Vincent arasındaki bağı kıskanıyordum.
Et tu as raison, tu sais, je suis jalouse de toi et Vincent, vous avez une connexion...
Vincent ile hiçbir şansın yok.
Et toi et Vincent n'avez aucune chance.
Sanırım Vincent de içeride kolyeyi arıyor.
Je pense que Vincent cherche aussi le collier.
Vincent? Kolye senin olsun.
Tu peux avoir le collier.
Vincent onları kurtarabiliriz.
Vincent, nous pouvons les sauver.
Eski Vincent açığa çıkmaktan korkmazdı.
L'ancien Vincent ne ce serait pas soucié d'être exposé.
Eski Vincent'e ne olduğunu biliyor musun?
Tu veux savoir ce qui est arrivé à l'ancien Vincent?
Vincent yardım etmeyecek. Acele etmelisin.
Vincent ne viendra pas, donc dépêche toi.
Vincent, beni duyabildiğini biliyorum.
Vincent, je sais que tu peux m'entendre.
Vincent, özür dilerim.
Vinent, je suis désolée, je...
Eski Vincent'in hâlâ orada olduğunu biliyorum.
Je sais que l'ancien Vincent est là quelque part.
Vincent teslim oldu. İçeride.
Vincent s'est rendu, il est entré.
Vincent kontrolü kaybedecek. Ve onu koruyacağımızı söyledim.
Il va perdre le contrôle, et je lui ai dit qu'on le protègerait.
Vincent!
Vincent!
Vincent, neredesin?
Où es-tu?
Çok şükür Vincent oradaydı.
Remercie Dieu pour Vincent.
Vincent'e karşı öfkeli olduğum için de değil. Kendime karşı öfkeli olduğum için.
Et pas parce que j'étais en colère contre Vincent, mais parce que j'étais en colère contre moi.
Peki ya Vincent Keller?
Et à propos de Vincent Keller?
Eski Vincent ile ilgili nutuk atarak beni yardım etmeye zorladın.
Je me sens honteuse avec ta tirade du "Vincent-d'avant".
Vincent bu konuşmayı yapmıştık.
Vincent, on a déjà eu cette conversation.
Bize değil sana yardımcı oluyor, Vincent.
Elle ne nous aide pas, elle t'aide toi, Vincent.
Aslında seni kaybediyormuşum gibi hissediyorum, Vincent.
Honnêtement... J'ai l'impression de te perdre, Vincent.
Seni kaybetmek istemiyorum, Vincent.
Je ne veux pas te perdre, Vincent.
Vincent, artık birlikte olmamamız bir geçmişimizin olmadığını göstermez. Birbirimizi önemsemediğimizi göstermez.
Vincent, le fait qu'on ne soit plus ensemble ne signifie pas que l'on a plus de passé ensemble, que l'on ne tient plus l'un à l'autre.
Vincent Rebecca'nın dosyalarını getirdi mi?
Vincent a apporté les fichiers de Rebecca?
Yani ben, Vincent, iyi, kötü. Bizi tanımladı.
Moi, Vincent, le bien, le mal, ça nous a défini.