Yahudi Çeviri Fransızca
5,626 parallel translation
Ailesi fena halde Yahudi.
C'est une spécialité juive.
Ayrıca "Yahudi Arkadaşımın Kankası" adlı bölümle Emmy ödülü kazandım.
Et j'ai gagné un Emmy pour mon épisode appelé "My Hymie's Homie".
Orası Santa Barbara'daki tek Yahudi iskelesidir. En azından bunu yapabileceğimizi hissettik.
C'est le seul quartier juif de tout Santa Barbara, c'était la moindre des choses qu'on pouvait faire.
Seni pis Yahudi!
Sale Juif! Fils de pute!
Onlar, Yahudi'lerden nefret eden Kazak'lardan kaçtılar.
Fuyant les Cosaques... antisémites,
İşte buradasın, lanet Yahudi!
Je t'attendais, sale Juif!
Bana vuran Yahudi bu!
C'est le Juif qui m'a cogné!
Gudubet Yahudi!
II est moche, ce Juif.
Bir itfaiyeci gibi giyinse de, Yahudi Yahudi'dir.
Même en uniforme de pompier, un Juif reste un Juif.
Birincisi, sen bir Yahudi'sin. ... ve onu bir Şilili öldürmeli. İkincisi sen yaşlısın, ben de gencim.
D'abord, vous êtes juif, et c'est à un Chilien de le tuer, ensuite, vous êtes vieux et moi je suis jeune, et puis celui qui tuera Ibañez entrera dans l'Histoire.
- Hayır değilim, seni pis Yahudi.
- Je ne suis pas ton ami, sale Juif.
La Urgencia'daydım. Benim bir Yahudi olduğumu söylediler ve bana vurdular.
Dans le bar "La Urgencia", on m'a traité de Juif et on m'a battu.
Yahudi.
Juif.
Yahudi bir büyükannem var.
Et j'ai une grand-mère juive.
Çok sayıda Yahudi Paris'e gidiyor.
De plus en plus de Juifs arrivent à Paris.
Armand'ın Yahudi olmasından mı?
Parce qu'Armand est juif?
Tatilci Yahudi moruklardan biri gibi küvette kayıp düşünce zedeledi.
Il se l'est cassé en tombant dans la baignoire comme un vieux juif de Floride.
Bu yahudi kadını sen çağırdın, değil mi?
La Juive est de votre bord?
Küçük bir Yahudi piçi işte.
Un petit déicide.
Uğruna mücâdele ettiğiniz, bir Yahudi oğlanı.
Vous vous battez pour un petit Juif.
Yahudi olmayanları boşver.
Oubliez les goys.
- Yahudi değilim.
- Je ne suis pas juif.
Bir İrlandalı, bir İtalyan ve bir Yahudi bir bara girmişler. Bunu daha önce dinlemiştik.
- Alors... il y a un Irlandais, un Italien et un Juif qui entrent dans un bar.
Salamlı ve yumurtalı sandviç gerek bana Yahudi çocuk.
J'ai besoin d'un sandwich oeufs bacon le Juif.
Geçen sene gittiğim şu yahudi düğününde böyle yaptıklarını görmüştüm.
Je les ai vus utiliser quelque chose comme ca à ce super mariage juif auquel j'étais l'an dernier.
Neden henüz Yahudi olmayan, hırsız eski bir lezbiyene evlenme teklifi ediyorum?
Pourquoi je voudrais demander à une ancienne lesbienne blanche qui s'apprête à aller en prison de m'épouser? Oui.
Çünkü... Karşındaki garip beklenildiği kadar başarılı olamamış, işsiz Yahudi çocuk seni seviyor.
Eh bien, parce que le juif bizarroïde, sous-performant et sans emploi que je suis l'adore.
Saçma beyaz, orta halli, Yahudi vicdanlarını rahatlatmak için ne yapabileceklerinin bir göstergesi sadece bu.
C'est une démonstration bizarre pour apaiser leur culpabilité de filles blanches, idiotes et juives de la banlieue.
Yahudi o.
Il est juif.
Bunu, büyükbabasını ve büyükannesini "Cost" da kaybetmiş bir Yahudi arkadaşımdan öğrendim.
J'ai appris ca d'un ami juif qui avait perdu ses grands-parents pendant le'Causte.
Altı... bir böceğin bacak sayısı Yahudi yıldızındaki köşe sayısı standart bir gitarın tel sayısı altılı paketteki bira sayısı ve bir lunaparktaki bayrak sayısı!
Soit le nombre de pattes pour un insecte, le nombre de branches sur l'étoile de David, le nombre de cordes sur une guitare, le nombre de cannette dans un pack de 6 et le nombre de drapeau dans un parc d'attraction!
1994'te Mossad, Buenos Aires'teki Yahudi Toplum Merkezi'nin bombalanmasının ardında onun olduğunu tespit ettiğinden beri ortalıkta görünmedi. O saldırıda 85 kişi ölmüştü.
On ne l'a pas vu en publique depuis 1994 quand le Mossad l'a identifié comme l'homme derrière l'attentat du Centre Communautaire Juif à Buenos Aires, qui a tué 85 personnes.
Yahudi olsa da umurumda değil.
Entre la Confrérie et les autres groupes.
Ve son olarak Kugel ( yahudi yemeği ) var.
Et pour finir, le kugel...
Kötü bir oyunculuk görmek istesem Yahudi'nin Biri Yemeğe Gelince'de Tobias'ı izlerdim.
Si je veux voir un mauvais jeu d'acteur, j'irai voir Tobias dans Un Juif Vient Diner.
- Adam ya Yahudi'yse?
Et si c'est un juif?
O şarap Yahudi inançlarına uygun mu hazırlanmış?
Ce vin est casher?
- Çünkü o bir Yahudi prensi.
Parce que c'est fils à papa juif.
Yahudi zekası işte.
Yiddishe kop.
Ama İsa yahudi.
Mais il est juif.
Kendi avukatım bile Yahudi.
Mon avocat est juif.
Evet, Yahudi geleneklerinin farkındayım.
- Oui, je connais bien les traditions juives.
- Yahudi'yim diye şimdi muhasebeci mi oldum? - Siktir git, dostum.
Ok, parce que je suis juif, je suis le foutu comptable?
Ve Yahudi'yim!
Et juive.
Ben Yahudi'yim.
- Je suis juif.
Ben Yahudi pisliksem, sen de zenci pisliksin, o da beyaz pislik.
Moi, un con juif. Toi, un con noir.
Meksikalı bir Yahudi ve ismi Gonzalo Rosenblatt.
C'est un juif mexicain et son nom est Gonzalo Rosenblatt.
Yahudi olup olmadığınızı bile bilmiyorum.
Je ne sais même pas si tu es juive.
Yahudi mi?
Un Juif?
Sammy, siyahi olmasından çok Yahudi'dir.
Sammy est plus juif que noir.
Yarı Yahudi'yim.
- Je suis à moitié juif.