Yapiyoruz Çeviri Fransızca
133 parallel translation
Bu haksizlik. Biz isimizi yapiyoruz.
On fait notre boulot.
Belki hata yapiyoruz, Wheaton'u beklesek.
Peut-être est-ce une erreur et nous devrions attendre Wheaton.
Baska ne yapiyoruz?
Et quoi d'autre?
Bilinmeyen bir gelecek için geçmişin bekçiliğini yapiyoruz.
Nous gardons le musée du passé car l'avenir est incertain
Hiç degilse artik eglenmek için yapiyoruz.
Maintenant, on le fait juste pour le plaisir.
Eglenmek için sevisip, kavanozda bebek yapiyoruz.
On fait l'amour par plaisir, et des bébés par science.
Evet bayim. Teksas'ta zaman yolculugu yapiyoruz.
On voyage dans le temps à travers le Texas.
Basit bunu bir gecede yapiyoruz.
C'est simple. On fait ça en une nuit.
Ama burada ne yapiyoruz?
Mais qu'est-ce qu'on fait là?
Eski bir is arkadasiniz hakkinda sorusturma yapiyoruz.
Il s'agit d'une ancienne de vos collègues.
Seni sorgulamaktan fazlasini yapiyoruz Jack.
Ce n'est pas juste un débriefing.
Burada pop muzik yapiyoruz, Klasik muzik degil!
Nous faisons de la musique POP ici, pas du classique!
biz, elimizden geleni yapiyoruz, fakat ben Yüce İsa değilim.
On fait tout ce qu'on peut, mais je ne suis pas Jésus Christ.
Biz burada zaten oyle yapiyoruz bitanem.
C'est comme ça qu'on la fait ici, chéri.
Simdi ne yapiyoruz?
On fait quoi, maintenant?
Olympic'te 75 yapiyoruz.
On fait du 120 en ville.
Her sene ayni muhabbeti yapiyoruz, Mac.
Mac, on a la même conversation tous les ans.
Bunu rusvet almak icin yapiyoruz.
- On s'en fiche! C'est pour le fric.
Bundan baska isler de yapiyoruz.
C'est un peu plus que ça.
Sen ve ben kosu yapiyoruz... Ölüm Vadisi - Demir Adam seçimleri için antreman yapiyoruz.
Toi et moi, on fait du jogging... on s'entraîne pour le marathon de la Vallée de la Mort. *
Kafamiz güzelken böyle aptalca seyler yapiyoruz.
On fait de grosses conneries quand on était défoncé.
Peki simdi ne yapiyoruz?
On fait quoi maintenant?
Milyonlarca dolarlik gelecek sigortalari yapiyoruz.
On parle d'actions qui valent des millions de dollars.
Ancak genelde gelecek sigortasi yapiyoruz, gayet iyi bir sey aslinda.
Mais c'est surtout des actions d'assurance. C'est plutôt génial, en fait.
Bence serbet yapiyoruz biz.
Je pensais que c'était du sirop.
Biliyorum evdeki tum cocuklari sanki kendi dogurmus gibi seviyor ama bencillik mi yapiyoruz diye merak ediyorum.
Elle aime ces enfants comme si c'était les siens, mais je me demande si on n'a pas été égoïstes d'attendre jusqu'à nos 30 ans.
Evet.Geçmis 6 senedir ben ve esim Merkezi Los Angeles "Gençlik Riskte" programi yararina es baskanlik yapiyoruz.
Oui. Depuis 6 ans, ma femme et moi co-présidons... le programme prévention de la délinquance pour les jeunes de Los Angeles centre, entre autres fonctions bénévoles.
Biz de bunun yerine ise gelip mutlu numarasi yapiyoruz. Pasta parasi için kodaman sirketlere dava açiyoruz.
Alors, à la place, voilà ce qu'on fait, on vient travailler, on affiche un visage heureux, et on poursuit les grandes entreprises pour juste assez d'argent pour quelques gâteaux.
- Elimizden geleni yapiyoruz.
- On fait tout ce qu'on peut. - Je sais, mais ça supportera le poids?
Evet, çünkü su an alisveris yapiyoruz.
Oui, je suis en train de faire des courses.
Bu niye yaptin, senin anlamadigin boktan bir is mi yapiyoruz burda?
Qu'est-ce qu'il y a? Qu'est-ce que tu ne piges pas?
- Kahrolasi biz burda ne yapiyoruz? - Bekle bekle bekle
- Mais qu'est-ce qu'on fout?
Çocuklar, ne yapiyoruz biz?
Les gars, on fait quoi là?
- simdi ne yapiyoruz?
- Que fait-on maintenant? - Moi?
Eyalet ile is birligi yapiyoruz birazdan POC komutani Pedros ve bir uçak sizi sehrin disina uçuracak.
Nous nous coordonnons avec l'Etat, mais pour l'instant les helicos vous déposerons en-dehors de la ville où votre POC est le Commandant Pedros.
Biz tekne çesit yapiyoruz.
Il divague et parle d'un bateau.
Eger sonrasinda bu Eldridge, Görünmezlik daha büyük bir sey yapiyoruz.
Si c'est bien l'Eldridge... il s'agit d'un phénomène plus complexe que l'invisibilité.
Annem buna kulak asmaz. Bak, seninle birlikteyken güzel vakit geçiriyorum ve kaç yasinda oldugun bile aklima gelmiyor ama seninle degilken biz ne yapiyoruz böyle diyorum.
Ecoutes, quand je suis avec toi, je m'amuse et je ne pense même pas à l'âge que tu as, mais je ne vais pas...
Onu ayaga kaldïrmak için elimizden geleni yapïyoruz.
On fait tout pour le remettre sur pied.
Bunu içerideki havayï bosaltïp, basïncï düsürerek yapïyoruz.
Pour cela, nous aspirons progressivement l'air et diminuons la pression.
ªu anda çok önemli bir iş yapïyoruz.
Notre travail est de la plus grande importance.
Ama hepimiz vahsi bir is yapïyoruz.
Mais nous faisons tous un métier brutal, n'est-ce pas?
Niye bunu yapiyoruz?
A quoi ça sert?
Şimdi bu evi alacakmîş gibi mi yapîyoruz?
Est-ce qu'on fait juste semblant de vouloir acheter cette maison?
"Kanalımızı Çevrenizde Yapıyoruz" 16 WAPT Haberleri Bu Sabah... 16 WAPT HABERLERİ KANALIMIZI ÇEVRENİZDE YAPIYORUZ "Kanalımızı Çevrenizde Yapıyoruz" 16 WAPT Haberleri Bu Sabah... 16 WAPT HABERLERİ KANALIMIZI ÇEVRENİZDE YAPIYORUZ
Notre chaîne est la vôtre.
16 WAPT HABERLERİ KANALIMIZI ÇEVRENİZDE YAPIYORUZ adlı eyaletin en iyi haber bülteni. Associated Press sunar. ... adlı eyaletin en iyi haber bülteni.
En direct sur la 16, "Infos Ce Matin", désigné meilleur journal télévisé par la profession.
Demek Bob için yapiyoruz turtayi.
Donc on est en train de faire une tarte pour Bob.
Ne yapiyoruz biz, bu sükran günü.
Attends, qu'est-ce qui se passe?
Jeffrey, ne yapiyoruz burada?
Que fais-tu?
- Her sene yapiyoruz.
- Tous les ans.
- BUNU NEDEN YAPIYORUZ?
Mais pourquoi l'attaquer?