Yarasın Çeviri Fransızca
1,319 parallel translation
- Sigara yarasına yakın fotoğraf çek
Photo de la brûlure de cigarette! En gros plan.
- Hep hayal etmişimdir, biri bu son çıkış yarasını yapacak bana...
J'ai toujours rêvé que si je recevais un jour une balle mortelle,
20 yılın yarasını 20 gün kapatamaz.
Les blessures de vingt ans ne vont pas ître guÉries dans vingt jours Ram.
Toro, yarasını iyileştirmek için yerli ilaçlarını kullanıyor.
Toro le soigne avec sa médecine indienne.
- Yarasını dik!
- Recouds-le!
Hodges, Tessa'nın yarasının içindeki maddeyi inceledi.
Hodges a analysé les traces trouvées à l'intérieur de la blessure de Tessa.
Kafa yarasındaki beyaz iplikler her Wal-Mart'ta satılır.
Les fibres blanches de la tête peuvent provenir de n'importe quel Wal-market.
Giriş yarasının birkaç resmini çekmek istiyorum. Hayat kurtarıcı önlemler ipuçlarından önce gelir, Bonasera.
Juste 2 ou 3 photos des orifices d'entrée.
Ama sağlık memurlarının daha önce de giriş yarasını gözden kaçırdığı oldu.
Mais les infirmiers voient pas toujours tout.
Delip geçen kurşun ve 10-Large'ın yarasından yola çıkarak olay yerine gidip hadiseyi yeniden oluşturabiliriz.
Avec la blessure de 10-Large, on peut procéder à la reconstitution.
Yatak yarasını açıklıyor.
Vu les escarres.
Esnaftan kesilecek paralar bir işe yarasın diye... bir sağlık ocağı ve çöplük kurmak için teklif hazırladım.
Avec les cotisations que verseront les entreprises, je propose une infirmerie et une décharge publique.
Pekala yüzbaşı giriş yarasının genişliğine ve tırtıklı ucuna göre, kendi bıçağınla bıçaklandığını söyleyebilirim.
Commandant, d'après la largeur et la partie inférieure de l'entrée de la blessure, il semblerait que vous ayez été poignardé avec votre propre couteau.
Ben bile yarasını görmemiştim.
Personne ne lui a dit comment il est mort.
Kurşun yarasının genişliğine, kenarlarına ve çıkış yarası olmamasına dayanarak bence oyuk uçlu kurşunla vurulmuşsun. Gerald, bu tam bir muamma.
Vu la largeur et les bords de la blessure par balle et le fait que la balle n'est pas ressortie, je dirais que vous avez été tué par une balle à tête creuse.
Yarasından gelen kan kendine ait değil.
Le sang qui s'écoule de ses blessures n'est pas le sien.
Şubat için uğraşıyorum,....... Sevgililer Gününde işe yarasın diye.
- Je vais essayer février, pour la Saint-Valentin.
Yarasını diktiriyor.
Son épaule est bousillée.
Bir kısmı çocuğun ayağındaki yangın yarasını karşılamak içindi.
Le feu avait abîmé les pieds du type.
Giriş yarasını izole etmelisin.
Il faut dégager l'entrée de la blessure.
Her türlü kurşun yarasını tedavi etmenin yollarını öğrendim.
J'ai appris à soigner toutes sortes de plaies.
Dinlenip Katsushiro-sama'nın yarasını tedavi etmeliyiz.
Non, il faut s'arrêter et soigner Katsushiro.
Şimdi tamamen istekle dolu. Büyük ihtimalle yarasını da bir gecede iyileştirecek.
Il va se remettre, sa blessure guérira en une nuit.
Karnın sağ üst köşesindeki bıçak yarası karaciğeri delmiş.
Il a reçu un coup de poignard au dessus de l'abdomen, perforation du foie.
- Hep birinin bende iyi bir çıkış yarası yapacağını hayal ettim. - Sen olmalıydın bu.
J'ai toujours rêvé que si je recevais un jour une balle mortelle, ce serait la tienne.
Kalça yarası çok kötü değil.
- La blessure à la hanche n'est pas grave.
Sizin başında yarası olan kadının kocası olduğunuzu söyledim.
- M. Dunant, vous êtes le mari de notre blessée?
İki kurşun yarası aldığını duydum, fakat hastane hiçbir bilgi vermiyor.
Il a été touché deux fois, l'hôpital ne donne aucune info.
Senin o meşhur zarif sanatın ancak et kafalı Japonlar'a yaraşır!
Ton soi-disant art était fait seulement pour... Ces gros sacs de japonais.
Mektupta arkadaşımın kanı var. Ve her kelimeyle yarası biraz daha fazla kanıyor.
Le papier est le corps de mon ami et chaque mot est une plaie béante par où saigne sa vie.
- Gary Hinman'ın bacağında bıçak yarası yoktu.
- Hinman n'a pas été touché aux jambes.
Hiç olmazsa et yarası değil.
Au moins, ce n'est pas une plaie ouverte.
İçindeki her şey şu anda olduğundan daha iyi bir hale getirilebilir ya da bir Metallica albümüne yaraşır şekilde çeki düzen verilebilir.
Franchement, il n'y a rien là-dedans qu'on ne puisse pas améliorer ou faire s'approcher de ce qu'on trouve sur un album de Metallica.
DRD, çok sayıda zıpkın yarası rapor ediyor. Her birine çekme halatı bağlanmış.
Multiples attaques par des harpons qui nous remorquent.
Fuhrer'in herhangi bir yarası yok.
Le Führer, hormis de légères brûlures, n'a pas été blessé. Donc Keitel avait raison!
Şanlarına en yakın mahpushaneden çok daha yaraşır bir son.
Un sort tellement plus juste que de les jeter en taule.
Kırka yakın bıçak yarası var.
Environ 40 coups de couteau sur lui.
Yara, vücut yarası değil, kalp yarası.
Ce n'est pas une blessure sur mon corps. C'est une blessure sur mon coeur.
Kurbanın yarası derin. Ambulans gerekiyor.
La victime est un homme, salement coupé...
Örneğin, karnındaki yarasıyla kan kaybeden bir adamı ona ısrarla bir şey yaptığını söyleyip duran polis ve rahip ile birlikte aynı odaya koyabilirsiniz. Sonunda gerçekten buna inanabilir.
Par exemple, on pourrait avoir un homme blessé, se vidant de son sang, placé dans une pièce avec la police et le clergé qui insistent pour lui dire qu'il a fait quelque chose, il pourrait finir par le croire.
Kocası gibi, kafasının arkasında iki kurşun yarası var.
2 balles à l'arrière de la tête.
Başının arkasında iki kurşun yarası var.
Deux balles à l'arrière de la tête.
- Çıkış yarası yok mu?
Elle n'est pas ressortie?
- Evet, savunma yarası. - Ya savunma yarası değilse?
Et si elle n'était pas défensive?
bıçaklanma kurbanlarının ellerindeki her türlü yara savunma yarası sayılır.
Toute blessure de couteau sur la main d'une victime est considérée défensive.
Burun kanamasını saymazsak hiçbir dış yarası yok.
Et pas de blessures externes, à part ce saignement de nez.
Savunma yarası yok.
Eh bien, il n'y a pas de blessure défensive.
Sol skapulanın önündeki kırık kurşun yarası olduğunu gösteriyor.
Oh, cette fracture nette sur la partie basse de l'omoplate gauche est dûe à une blessure par balle.
Binbaşı Sheppard'ın yarası nasıl oldu?
Quel est le type de blessure du Major Sheppard?
Üst çeyrekte, 3 giriş yarası, DPO'yu hazırlayın.
Préparez le lavage péritonéal
Yetenekli, zeki. Yaşı 30'a yakın, siyahi yüzünde de şu şekilde bir yarası varmış.
L'air doué, brillant, vingt ou trente ans, la peau foncée et une cicatrice sur le visage, comme ça.