Zor olduğunu biliyorum Çeviri Fransızca
1,857 parallel translation
Dinle, işlerin burada zor olduğunu biliyorum ama bence ikinci yarıda gerçekten bir şansımız var.
C'est dur, mais en seconde mi-temps, c'est bon.
Özür dilerim. Bunu hazmetmenin zor olduğunu biliyorum.
Désolé, je... je sais, je chamboule tout.
Addy, bunun zor olduğunu biliyorum, ama bir şey biliyorsan bunu saklayarak kimseyi koruduğunu zannetme.
Addy, je sais que c'est dur, mais si tu sais quelque chose, tu n'aides personne en te taisant.
Bakın, zor olduğunu biliyorum ama açıklama yapmalısınız Bay Connelly.
Je sais, c'est difficile, mais vous devez vous expliquer, M. Connelly.
Zor olduğunu biliyorum.
Je sais que c'est dur.
Zor olduğunu biliyorum. Birkaç soru daha sorabilir miyim?
Je sais que c'est dur, mais... ça vous gêne si je vous pose quelques questions?
İnanmanın zor olduğunu biliyorum, ama bu benim içinde çok zordu.
Tu as du mal à le croire, mais c'est difficile pour moi. - Je sais.
Bak, ailelerin tatilleri bölüşmelerinin ne kadar zor olduğunu biliyorum. Ama ben, bunun, kesinlikle doğru yol olmadığını düşünüyorum. Hem zaten eminim ki, çocuklar da bana katılacaktır.
Je sais que c'est difficile pour deux familles de partager les fêtes, mais je suis sûre que c'est pas le meilleur moyen de s'y prendre, et je suis persuadée que les garçons seraient d'accord.
- Bunu hazmetmenin zor olduğunu biliyorum.
- Je sais que c'est beaucoup à digérer.
Zor olduğunu biliyorum.
Je sais que c'est compliqué.
Zor olduğunu biliyorum, ama buna saygı göstermelisin.
Je sais que c'est dur, mais tu dois respecter ça.
Zor olduğunu biliyorum ama bunun içinde üç dakika kalman lâzım.
C'est dur, mais vous devez tenir le coup 3 min.
Bu işin zor olduğunu biliyorum. Tümörleri veya kitleleri ilk gördüğümüzde...
Je sais que c'est dur, mais au 1er signe de tumeur, on pourra...
Bütün olup bitenin senin için zor olduğunu biliyorum.
Ça rend les choses plus difficiles pour toi.
Anlamanın zor olduğunu biliyorum ama Ben Linus beni lideriniz olarak atadı.
Je sais que vous allez avoir du mal à le comprendre, mais... Ben Linus a fait de moi votre leader.
Bak, büyümenin senin için zor olduğunu biliyorum. Senin, sen - - Sen bu sistem içinde büyüdü.
Je sais que tu as eu une enfance difficile, tu as grandi dans ce système.
Zor olduğunu biliyorum, ama Gary'nin sihirli anıları kamerasına gülümse.
Je sais que c'est dur, mais souris pour le photographe des Moments Magiques de Gary.
- Zor olduğunu biliyorum doktor, ama siz onu biraz daha geliştirebileceğinizi düşünüyor musunuz? Böylece biz de ona bir kaç soru sorabiliriz. Bu mümkün olabilir.
- Je sais que c'est dur, Doc... mais vous pourriez la détendre un peu plus, qu'on lui pose quelques questions?
Ben, zor olduğunu biliyorum ama bütün hislerini alıp kenara koy ve bana dürüstçe söyle.
Je sais que ça a été dur mais tu dois prendre tes sentiments, les mettre de côté et me répondre franchement.
onun da ayrıImasının ne kadar zor olduğunu biliyorum.
Et je sais que ca doit être dur pour vous de la voir partir elle aussi.
Nereye sokacağımı ve sıkmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum.
Je sais où viser et à quel point appuyer. C'est très sûr.
Bak. Bu yaşında bir çocuğun olmasının zor olduğunu biliyorum.
Je sais qu'avoir un enfant à ton âge est difficile.
Zor olduğunu biliyorum, Margot, canım, ama en azından ayrı değiliz.
Je sais que c'est dur, Margot, ma chérie, mais au moins nous n'avons pas été séparés.
Bunun zor olduğunu biliyorum.
Je sais que c'est dur.
Bunun zor olduğunu biliyorum Ahsoka, fakat Anakin geride kalmalı ve biz hemen yola koyulmalıyız.
Je sais que c'est dur, Ahsoka, mais Anakin doit rester ici, et nous devons partir.
Lütfen? Senin için zor olduğunu biliyorum.
Je sais que c'est dur, pour toi.
Zor olduğunu biliyorum. Ama güçlü olmalısın.
Je sais que c'est dur, mais tu dois être forte.
Zor olduğunu biliyorum ama sert davranın.
C'est dur, mais... Restez ferme.
Zor olduğunu biliyorum ama dikkatini toplamalısın.
Elle avait tout dépensé. Felicia a refusé de la payer et ça a mal tourné.
Evde kapalı kalmanın zor olduğunu biliyorum.
Je sais que c'est dur, d'être enfermé.
Evin önünde polis olmasının zor olduğunu biliyorum. Sizleri korumak için elimizden geleni yapıyoruz.
Ce n'est pas marrant d'avoir des policiers devant la maison, mais on veut que vous soyez en sécurité.
Onu seyretmenin zor olduğunu biliyorum. Bence onu ameliyat edersem, kurtulma ihtimali olur.
Je sais, c'est dur de la voir ainsi, mais si je l'opère, elle a une chance de s'en sortir.
Bunun sizin için ne kadar zor olduğunu biliyorum.
Je sais combien cela doit être douloureux.
Bayan Candela, bunun ne kadar zor olduğunu biliyorum.
Mme Candela, je sais combien c'est difficile.
Bunun senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum. Hayır.
Je sais à quel point ça doit être dur pour toi.
Senin için zor olduğunu biliyorum ama ikimiz de bazı şeylerden fedakarlık yapmalıyız.
Je sais que c'est dur pour toi, mais nous devons tous les deux faire des sacrifices.
Ve birini kaybetmenin, nasıl zor olduğunu biliyorum. Sevdiğin birini kaybetmenin. Birini kaybetmek senin için o kadar önemlidir ki, hayatın alt üst oluverir.
Et je sais à quel point c'est difficile de perdre quelqu'un, de perdre quelqu'un qu'on aime, de se faire arracher quelque chose de si important.
Zor olduğunu biliyorum.
Je sais que c'est difficile...
Eve hapsolmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum.
Je sais combien il est dur d'être enfermée à la maison.
Zor olduğunu biliyorum.
Je suis désolée. Je sais que c'est dur.
Bunun zor olduğunu biliyorum, o yüzden acele etme.
Je sais que ça sera dur pour toi, alors ne te presse pas.
Tatlım, zor olduğunu biliyorum ama bir gün baban için önemli olan bir şeyin parçası olduğun için sevineceksin.
Ma chérie, c'est dur, mais tu seras heureuse un jour de participer à quelque chose de si important à ses yeux.
Aşkın zor olduğunu biliyorum ama hepimiz...
L'amour peut être compliqué, mais c'est tout ce qu'on a...
İnan bana bunu ne kadar zor olduğunu biliyorum.
Crois-moi, je sais que c'est dur.
Sizin için zor olduğunu biliyorum.
DISPARUE DEPUIS 2 HEURES 30
Zor bir gün olduğunu biliyorum.
Je sais que c'est un jour difficile.
Efendim, orada sesimi çıkarmadım çünkü biliyorum ki bu kişisel değil. Sizin için ne kadar zor olduğunu anlayabiliyorum. Biliyorum ki çok büyük bir baskı altındasınız.
J'ai essayé de passer l'éponge, je sais que ce n'est pas personnel, je sais que c'est très dur pour vous, et que vous avez une pression énorme sur les épaules, mais la façon dont vous m'avez crié dessus au bloc opératoire,
İnanın bana, bunun zor olduğunu ben de biliyorum. Ama değecek. Güzel.
Faites-moi confiance, et je sais que c'est dur, ça en vaudra la peine.
Öyle olduğunu söylemek zor biliyorum.
Que c'est dur à deviner.
Zor bir durum olduğunu biliyorum ama size birkaç sorumuz daha var.
Je comprends que ce soit difficile pour vous, mais on a quelques questions.
Bunun senin için zor olduğunu biliyorum.
Je sais que c'est difficile pour vous.