Çay ister misiniz Çeviri Fransızca
194 parallel translation
Dr. Kravaal, çay ister misiniz?
Dr Kravaal, voulez-vous du thé?
Yanında da bir fincan çay ister misiniz?
Et une tasse de thé...
- Sabah çay ister misiniz Bayan Webster?
- Du thé demain matin?
Çay ister misiniz?
- Prendrez-vous une tasse de thé?
- Çay ister misiniz? Koichi?
Voulez-vous que je vous fasse du thé?
Çay ister misiniz?
Voulez-vous du thé ou du pain?
Çay ister misiniz, anne?
Une tasse de thé?
Çay ister misiniz baş çavuşum?
Un thé, mon adjudant-chef?
- Bir fincan çay ister misiniz?
Une tasse de thé?
- Bir fincan çay ister misiniz, efendim?
- Voulez-vous une tasse de thé, Monsieur?
Çay ister misiniz?
Je vous apporte une tasse de thé.
Çay ister misiniz?
Une tasse de thé?
- Çay ister misiniz?
- Du thé? - Avec plaisir.
Çay ister misiniz?
- Désirez-vous du thé?
Çay ister misiniz?
Voulez-vous du thé?
Çay ister misiniz?
- Du thé? - S'il te plaît.
Çay ister misiniz?
Je vous fais du thé?
Çay ister misiniz?
Un thé au lait?
Çay ister misiniz?
Tu veux du thé?
Bir fincan çay ister misiniz?
Vous voulez du thé?
Matmazel Penn, yiyecek bir şey veya bir bardak çay ister misiniz?
Voulez-vous une tasse de thé?
- Çay ister misiniz?
Une tasse de thé?
Bayan Spruance, bir fincan buzlu çay ister misiniz?
Mlle Spruance, un bon verre de thé glacé?
- Daha çok buzlu çay ister misiniz? - Olur.
Elle veut encore du thé glacé, la p tite dame?
Daha çay ister misiniz?
Encore du thé?
Çay ister misiniz?
Coca, les enfants?
Buzlu çay ister misiniz?
Vous voulez du thé glacé?
Çay ister misiniz?
- Du thé?
Biraz çay ister misiniz?
Tu veux du thé?
Çay ister misiniz?
Et je vois que ton soleil est là
Bir bardak çay ister misiniz?
Voudriez-vous une tasse de thé?
Papa'nın doğum kontrolüyle ilgili görüşlerine katılmıyoruz. 90lardayız sonuçta! Çay ister misiniz Peder?
On est dans les années 90, bon Dieu! Une tasse de thé, mon Père?
- Çay ister misiniz?
- Voulez-vous du thé?
- Buzlu çay yapmıştım.Bardak ister misiniz?
Voulez-vous du thé glacé?
Bu arada, annenizle siz çay içmek ister misiniz acaba yani bir müfettişle?
Votre mère ne prendrait pas le thé avec un détective?
Size çay getirmemi ister misiniz, efendim?
Si je vous faisais du thé?
Biraz çay ve sandviç ister misiniz?
Voudriez-vous du thé et un sandwich?
Benimle bir çay içmek ister misiniz?
Voulez-vous prendre un thé?
- Çay ister misiniz?
- Votre thé?
- Çayınızı ister misiniz?
- Vous voulez votre thé?
Hey, hey, buna ne dersiniz? Biraz çay ister misiniz?
C'est bien ça!
Çay içmek ister misiniz?
J'allais demander s'il voulait du thé.
Çok özür dilerim, çay içmek ister misiniz?
Je m'excuse. Désirez-vous une tasse de thé?
Kahve veya çay ister misiniz?
Une tasse de café ou de thé?
Çay, kahve ya da yiyecek bir şey ister misiniz, şeyden... Başlamadan önce?
Vous voulez du café ou du thé, ou manger un morceau, avant de... vous y mettre?
İçeri girip çay ve lokum ister misiniz?
Vous prendrez bien du thé et des biscuits à la guimauve.
Buzlu çay içmek ister misiniz?
Vous voulez un thé glacé?
Kahve, çay, sandviç ya da başka birşey ister misiniz?
Je vous sers du café. du thé. des sandwiches ou autre chose?
Çay veya başka bir şey ister misiniz?
Voulez-vous une tasse de thé ou autre chose, monsieur?
- Çay ister misiniz?
- Du thé?
- Çay ister misiniz?
Ok, dans ce cas.