Öylesine sordum Çeviri Fransızca
71 parallel translation
Bir şey düşündüğüm yok. Öylesine sordum.
À rien, c'était juste pour parler.
- Hiç öylesine sordum.
- Non, comme ça, pour rien.
Öylesine sordum.
Comme ça.
- Hiç, öylesine sordum.
Simple curiosité.
- Tamam. Öylesine sordum.
- Je demandais juste comme ça.
- Öylesine sordum.
- Une simple question.
Öylesine sordum.
Je me demande.
Bunu öylesine sordum.
ça m'aurait étonné.
Affedersin, öylesine sordum.
C'est vrai. Excuse-moi.
- Sakin ol adamım. Öylesine sordum.
Relax, cow-boy, on parle, c'est tout.
- Öylesine sordum.
- C'était qu'une question.
- Topuklu giyince 1,62. Neden? - Hiç, öylesine sordum.
- 1m75 et quelques, pourquoi?
- Öylesine sordum
- Je comprends.
Tamam, kızlarla yemeğe çıkmıştım. Etrafı irdelemeye başladım. Kimsenin Constance hakkında komik bir hikâyesi var mı diye öylesine sordum.
Au déjeuner avec les filles, j'ai un peu tâté le terrain, en demandant l'air de rien si elles savaient des trucs sur Constance.
Öylesine sordum.
Je fais que demander.
Öylesine sordum işte.
Je me renseigne.
- Öylesine sordum. - Tamam.
- C'était une question hypothétique.
Tom. Hayallerini yıktığım için özür dilerim. - Öylesine sordum!
Faudrait vraiment être folle pour faire une blague sur ça.
Öylesine sordum.
Rien, c'est bien.
- Öylesine sordum. Toplantı nasıl geçti?
On a parlé de faire amende honorable.
Öylesine sordum.
Je demandais ça comme ça.
Öylesine sordum.
Je posais la question à la légère.
Öylesine sordum.
Ce n'était qu'une question.
Öylesine sordum?
J'ai demandé ça comme ça.
Öylesine sordum. İnanır mısın?
Je sais pas, t'y crois?
Öylesine sordum.
Pas de raison.
Neden sordunuz? - Hayır, bir sebep yok. Öylesine sordum.
Aucune raison, juste comme ça.
Öylesine sordum.
- Comme ça, pour poser la question.
- Öylesine sordum.
- Sans raison.
Hiç, öylesine sordum.
- Il n'y a aucune raison.
Öylesine sordum. Özür dilerim.
T'as parlé longtemps avec Kevin.
Öylesine sordum.
Simple question théorique. Montres moi.
Öylesine sordum, dostum. Bilemiyorum.
Je demandais seulement.
Eve geleli daha bir saat oldu. - Öylesine sordum. - Henüz bir iş bulamadım hâliyle.
Je suis arrivée y a une heure, j'ai pas encore de travail.
Öylesine sordum.
C'était une question.
- Tamam. - Öylesine sordum, tamam mı?
Je posais juste une question!
Öylesine sordum.
Je... je demande juste..
Cevap, evet. İkisini de öylesine sordum.
Moi, je connais.
- Öylesine sordum.
Je pose une question.
Öylesine sordum.
- Je demandais pour savoir.
Öylesine sordum.
Je demande juste.
Öylesine sordum.
- Comme ça.
- Öylesine sordum.
Comme ça...
Öylesine sordum.
Simple question.
Öylesine sordum. Bu arada...
C'était juste une question.
Yoo, öylesine sordum.
Non, je demandais c'est tout.
Öylesine sordum.
C'est juste pour causer.
Öylesine sormuştum. Sormak için sordum.
Honnêtement, je demandais ça comme ça.
- Öylesine mi sordum? - Archer.
La rhétorique, tu connais?
- Bunu da öylesine mi sordum? - Archer.
C'était encore rhétorique.
Öylesine sordum.
Pour rien.