Şarkıcı Çeviri Fransızca
7,487 parallel translation
Oda ayrıca, KYV konserindeki şarkıcılardan biri için soyunma odası olarak kullanıyormuş.
Cette pièce était aussi utilisée comme loge par l'un des participants au concert.
Chipp McCapp dünyanın 17 yaşındaki en iyi country şarkıcısı.
Chip McCapp est le meilleur chanteur de country de 17 ans du monde entier.
Bir kadın hem bir anne hem de bir şarkıcı olamaz mı?
Une femme ne peut-elle pas être mère et chanteuse?
Harika şarkıcılar olduğumuzu biliyoruz.
On sait qu'on est de supers chanteurs.
Tamam, o iyi bir şarkıcı, ona yardım etmeyi seviyordum ama artık bitti.
C'est une bonne chanteuse. J'ai essayé de l'aider, mais c'est fini.
Kaç tane beyaz adamla çıkan siyahi şarkıcı tanıyorsun?
Combien d'artistes féminines noires vois-tu sortir avec des mecs blancs?
Shelby bu kasabanın gördüğü en iyi şarkıcı.
C'est la meilleure chanteuse de cette ville.
"Jessie's Girl" şarkısını söyleyen babayiğit erkek şarkıcı kimdir?
Qui était le très sexy viril chanteur de pop responsable du tube Jessie's Girl?
Tanrım hayır.Bar şarkıcısı olmak isterdim.
Mon Dieu, non. Je voulais chanter dans les bars.
Canlı şarkıcıyı ona yeğlerim.
Je préfère avoir le chanteur en face de moi.
Cesur, hayatta kalan bir şarkıcı.
Une chanteuse, une vaillante survivante.
Biliyorum, şarkıcı gibi bir tipi var,... ama kendisi Kentish şehrinden gelen,
Je sais, il ressemble à un jeune choriste mais en réalité il est un anarchiste
Tamam. josh ve ben kabul etmiyoruz düğünümde şarkıcı kiralamayı.
Donc Josh et moi on est en désaccord sur le chanteur de notre mariage.
Dünya daha eğlenceli böyle daha umutlu, şarkı söyleyerek.
Le monde est plus marrant C'est moins désespérant En chantant
Şarkının duygusundan.
C'est l'émotion.
Bu şarkı da ne?
C'est quoi cette musique?
Hey, gidip Miley Cyrus'ın yeni şarkısını açsam sonra da hemen gelip buraya otursam kimse benim olduğumu fark eder mi?
Hey, tu penses que si je mets la nouvelle chanson de Miley Cyrus, j'ai le temps de retourner à ce siège avant que quelqu'un ne réalise que c'était moi?
Bu çok hüzünlü bir şarkıydı.
C'était une chanson tellement triste.
Sizin şarkılarınızdan dördünü yorumlamıştık. Seyirci çılgına dönüyordu.
Mouse Rat... et on reprend à peu près cinq de vos chansons, et le public devient fou.
Kolay şarkı, hemen öğrenirsin.
C'est facile, vous allez y arriver.
- "Süleyman'ın Şarkısı" nı söyle!
- Chante la "chanson de Salomon!" - C'est ça.
Bu, Samhain arifesinde geç vakitte sihirli tepeye çıkan bir adamın hikâyesi. Tepedeki kayalarda üzgün bir şekilde şarkı söyleyip yakınan bir kadını duyan adamın hikâyesi.
Celle-là parle d'un homme qui se promenait tard sur une colline enchantée, la veille de Samhain qui a entendu une femme chantant une chanson triste sur la colline près des pierres.
Önemli olan ise paralarını alıyorlar, ve sonunda da TV'de şarkımızı söylüyoruz.
Ce qui est important c'est qu'ils aient leur argent et que nous chantions finalement notre chanson à la tv!
Şarkınızı söylemeyi neden bu kadar dikkate alıyorsunuz?
Pourquoi c'est si important de chanter votre chanson à un téléthon local?
Uh... bu genellikle karımla söylediğim küçük bir şarkı.
c'est une petite chanson que je chante habituellement avec ma femme.
Bu benim şarkım işte!
Ça c'est mon truc!
Özel yazılmış bir Johnny Karate şarkısını açık arttırmaya çıkarmak istiyorum, o yüzden yarın müzayedeye gelmen gerekiyor.
Okay, voilà ce qu'il se passe Demain, je veux mettre aux enchères une chanson personnalisée de Johnny Karaté, donc je veux que tu viennes à la vente.
Maria şarkısı aklımdan çıkmıyor.
Je ne peux sortir cette chanson "Maria" de ma tête.
Onunla şarkı söyledim ve çok güzeldi!
Et j'ai chanté avec lui, et c'était merveilleux.
Lexington Huzur Evi'nden. Şarkının tadını çıkarın.
Du Foyer Lexington des Artistes Retraités, laissez-vous aller et appréciez la musique.
Çok bilinen bir şarkıdır.
C'est très... très connu.
Caroline o kadar çok şarkı söylüyor ki üstünde o çizgi filmlerdeki kuşlardan çıkacak.
Caroline chante tellement qu'elle devrait avoir des oiseaux de dessin-animé sur elle.
Kapanış şarkısı. Ne zaman bu şarkıyı söylesem onu düşünüyorum ve eğer bunu atlatabilirsem...
C'est la dernière chanson, et je pense toujours à lui quand je la chante, et donc...
Güzel bir şarkı. Ama o şarkı beş farklı kişi tarfından söyleniyor.
C'est une bonne chanson, mais elle est chantée par cinq différentes personnes.
Hatırlasana lisedeyken ne zaman beraber şarkı söylesek sihir etkisi bırakırdık.
Rappelle toi, au lycée, à chaque fois qu'on chantait ensemble, c'était toujours magique.
Adı Solomon'un Şarkısı.
C'est appelé Chanson de Salomon
Son şarkını burada burada kaydeteceğiz. Yani çok cüretkar ama bahsettiğimiz o eşsiz şeye sahip.
Je veux dire, c'est culotté, mais il a ce se truc unique dont nous parlons.
- Kafasındaki şarkı bu muydu?
C'était la chanson dans sa tête? Non.
Bunun yazılmış en güzel şarkı olduğuna inanmaya başlıyorum.
Je vais commencer à penser que c'est la meilleure chanson jamais écrite.
- Bu bir, Mary Poppins şarkısı değil mi?
C'est pas une chanson de Mary Poppins?
Chumbawamba şarkısı çalıyor ama şarkı "Tubthumping" değil.
On écoute Chumbawamba et c'est même pas "Tubthumping".
Bu şarkıyı çalmayı kimin seçtiğini merak ediyorum.
- Je me demande qui c'est.
Bu bir şarkı mı?
C'est une chanson?
Ryan Reynolds, Chevy Chase ve Dan Aykroyd. Bir ara da, yetimhanenin çocukları kimsesizlik şarkılarını söylüyorlardı.
{ \ pos ( 192,210 ) } Ryan Reynolds, Chevy Chase et Dan Aykroyd... { \ pos ( 192,210 ) } Pendant un temps, c'était un orphelinat où les enfants chantaient le désespoir.
Kuzeyin en güzel yeri, rüzgarın kayalare şarkı söylettiği yer.
Le nord c'est magnifique, quand les rochers chantent avec le vent.
O büyülü 3 dakika 42 saniyeyi tekrar yaşama şansı geçmişti elime. Şarkının uzunluğu da o kadardı.
C'était la chance de revivre ces trois minutes et 42 secondes de bonheur... ce qui était aussi la durée de la chanson.
Gerçi ben şarkımı söyledikten sonra kaçıp gitmeniz biraz kabaydı.
Même si c'était assez impoli de votre part de disparaître ainsi après mon numéro.
Bu senin şarkın Elsa, ve şu güne kadar dinlediğim en duygusal şarkılardan biri.
C'est ta chanson, Elsa, et c'est... c'est la plus triste musique que j'ai jamais entendue.
Sizin sahneye çıkıp kötü sesleriyle şarkı söyleyen ucubelerden farkınız yok! Bu ne cüret?
Comment oses-tu?
Bu şarkı en sevdiklerimden biri.
Celle-là, c'est ma préférée.
Zoe Hart, bu senin efsanevi John Cusack gibi omzunda kaset çalarla şarkı söyleyeceğin an.
C'est ton moment épique à la John Cusack avec la bombe au-dessus de la tête.
şarkıcı mı 16
şarkı 121
şarkılar 16
şarkı söylerim 16
şarkı söyle 90
şarkı söylüyor 35
şarkı söylemek 19
şarkı söyleyelim 18
şarkı mı 30
şarkı söylüyorlar 17
şarkı 121
şarkılar 16
şarkı söylerim 16
şarkı söyle 90
şarkı söylüyor 35
şarkı söylemek 19
şarkı söyleyelim 18
şarkı mı 30
şarkı söylüyorlar 17