Ayağım Çeviri Portekizce
3,077 parallel translation
Conway Taş Ocağı Medina, Ohio Ayağım sıkıştı.
O meu pé está preso!
Rita, bütün gün neredeydin? Burada iki ayağım bir pabuca girdi.
Rita, por onde é que andaste o dia todo?
Eşin bana iltifatlar yağdırınca elim ayağım tutmadı resmen.
É que era tão excitante quando a tua mulher me elogiava.
Eğer bunları yaparsak ve her hafta ayağımızı yorganımıza göre uzatırsak onca yıldır bedavaya orada yaşamamıza izin verdiği için Maw Maw'a verecek 20 dolarımız olur.
Se fizermos tudo isso e cumprirmos o nosso orçamento semanal, teremos... Vinte dólares restantes para começarmos a pagar à Vó por todos os anos em que lá vivemos de graça.
- Ayağımı kımıIdatmamamı söyledi.
- Ele disse para não mexer os pés.
Bunu hak ediyorum. " "Her şeyden elimi ayağımı çekebilirim." "Ama sadece bunu saklayabilirim."
Eu mereço-o. " " Eu isolo-me de tudo o resto. " " Apenas fico com esta coisa. "
Ayağımı kafamın arkasına koyup "The Star Spangled Banner" ı söyleyebiliyorum.
Posso colocar o tornozelo atrás da cabeça e cantar o hino americano.
İçini bir his kapladı diye benim elimi ayağımı birbirine dolaştıramazsın!
Não podes chamar-me em pânico sempre que sentes alguma coisa!
Tatil süslemelerini raftan indirmeye çalışırken merdivende ayağım kaydı.
Estava a tentar tirar as decorações do Natal e caí do escadote.
Sanki ayağım "rahatlayın" diyor.
É como se o meu pé estivesse a dizer "Hang Loose" ( marca desportiva p / surfistas ).
- Şu an ayağımı kırıyor olmana rağmen yani. - Pardon.
- Mas estás a magoar-me o pé!
Ağzı açık ayran budalasına değil, Charlie'ye karşı sorumlu olan bir ayağım.
A minha cena é responder perante a Charlie não a um qualquer fala barato.
Yerçekiminin evren boyunca nasıl işlediğini anlamak için... ayağımızın altındaki yere bakmamız yeterli olacaktır.
Para perceber como a gravidade funciona em todo o Universo, não precisamos de ir mais longe do que o chão debaixo dos nossos pés.
Orada dikilmiş, deponun alevler içerisinde yanışını izliyordum ve ayağımın dibine bu konuverdi.
Estava lá, a ver o armazém em chamas, e isto para aos meus pés.
Travis'in ayağıma gelmesini sağlayacağım.
Vou fazer o Travis vir até mim.
Suratına tekmeyi yapıştırınca tanırsın ayağımı.
Vais reconhecer o meu pé quando te estiver a esborrachar o nariz.
Görünüşe göre ayağımıza kadar geldi.
Parece que acordaram.
Az önce elimiz ayağımız bağlandı.
Acabámos de ser barrados.
Ayağımı çöp öğütücüye sokacağım.
Vou meter o meu pé no triturador do lixo.
Elim ayağım titriyor, Ryan.
Estou furioso, Ryan.
Hayatımın çoğunu bir ayağım kapıda geçirdim.
Passei a maior parte do tempo a andar de um lado para o outro.
Sol kolum kırılmış, sol ayağım da burkulmuş.
O meu braço esquerdo está partido, e o meu tornozelo esquerdo torcido.
Evet ama kapıdan ayağımızı soktuk bir kere.
Não, mas temos o pé na porta.
Çok akıllı, sivri zekalı ya da hâlden anlayan biri olmadığını biliyorum. Ama ilişkimiz boyunca gülle gibi seni ayağımda taşıdım.
Sei que não és a pessoa mais inteligente, rápida e empática, mas não é segredo nenhum que, na maior parte da nossa relação, tens sido uma bola de ferro presa ao meu tornozelo.
Ayağım yoruldu artık.
A minha perna está cansada.
Anladım, bir ayağım çukurda esprileri.
Pois. Humor negro.
Ayağım.
Não, a minha perna.
Bu işlerden elimi ayağımı çektiğim zamanı unuttun mu?
Perdeste a parte em que virei as costas a tudo isso?
O uzun filmdeki adam gibi halüsinasyonlar görmeye başladığımda kim ayağımı çiğneyecek.
Quem vai lamber o meu pé, quando eu começar a alucinar. como aquele rapaz, naquele filme enorme?
Sadece ayağım sıkıştığı için değil.
E não apenas porque o meu pé está preso.
Bu donduğu zaman bize biraz zaman kazandıracak böylece ayağını hareket ettirebileceksin tamam mı? hadi bakalım
E quando congelar, ganhamos tempo para tirares o pé, está bem?
Kızartılmış ördek ayağım! Özür dileriz.
As minhas patas de pato!
Ayağı kopmak üzre Napıcaksın taşıyacak mısın?
A perna dele, está prestes a cair. O que vais fazer? Levá-lo as costas?
Bay Noshimuri ayağını kesip hatırı sayılır ticari girişimlerini başka bir yere taşımaya karar verirse yerel ekonomiye neler olacağına dair bir fikrin var mı senin?
Se o Sr. Noshimuri decidir içar âncoras e mudar os seus consideráveis negócios para outro sitio, faz ideia do que ocorreria com a economia local?
Ne oldu? Ayağın mı kırıldı?
As tuas pernas estão partidas?
Yemeğini ayağına getiriyorum, sen ise bana hesap mı soruyorsun?
Eu vou buscar-te comida e tu tratas-me assim?
Koca ayağı mı, koca kafalıları mı, yeşil vücutlu koca siyah gözlüleri mi, yoksa Archford Akademi'de son görülen uçan daireleri mi?
Um metro e meio de altura, cabeçudo, grandes olhos negros, visto pela última vez a sair da Academia Archford num disco voador?
Sanırım Bryn ayağını üzengiye kıstırmış.
Acho que a Bryn ficou com o pé preso no estribo.
Kapıdan ayağını derhâl çekmezsen polisi arayacağım.
Se não tirar o pé da minha porta, vou chamar a polícia.
Bölüm'ün ayağına basmadığımız sürece.
Desde que não calquemos os pés da Divisão.
Dinleyin, yerdeki kanı temizleyebilirsiniz böylece kimsenin ayağı kaymaz, tamam mı?
E vamos ter outra agora. Limpem o sangue do chão para ninguém escorregar, está bem?
Aptal ayağına mı yatacaksın?
Está bancando o burro, é?
Europol'den yaklaştığımız haberini sızdırmalarını istedim bu sayede bir ayağın hep kapıda kaldı. Blöf yapıyordun.
Forjei uma fuga de informação na Europol que estávamos a chegar perto, para te manteres em movimento.
Ben burada kalıp batı ayağını alacağım.
Eu fico aqui e trato da perna oeste.
Gaz pedalına bastığın ayağın mı?
- É esse o teu pé pedal?
Ben cinnet ayağına oynayacağım.
- Vou causar furor.
İzin ver de en azından ayağına bir bakayım.
Ao menos deixa-me ver o teu pé. Não.
Tamam tatlım, unutma ayağın gaz pedalında olacak ve kortej saatte 6 km hızla gitmeli ki dansçıların zamanı tutsun.
Muito bem, querido. Lembra-te... Deixe o pé firme no acelerador.
Kaldırınca ayağını çek tamam mı?
Vamos lá, puxa o teu pezinho, certo?
Ayağını kırdığında kontrat bozuldu. Eğer bir yerlerde 200 bin doların yoksa korkarım hiçbir yere gidemezsin.
Partiste a tua perna e o teu contrato, então a menos que tenhas 200 mil em algum sítio por aí, acho que tu não vais a lugar nenhum.
Sanırım sürekli burlarda takılmamın ve ayağına dolanmamın nedeni de bu...
Acho que é por isso que estou por aqui, sendo um estorvo para vocês.