Açık konuşacağım Çeviri Portekizce
380 parallel translation
Dinle. Seninle açık konuşacağım.
Ouça, vou ser completamente franco consigo.
Seninle açık konuşacağım.
vou falar bem claro.
Açık konuşacağım :
Vou ser franca :
Tony'nin dediği gibi ; açık konuşacağım.
Como disse o Tony, serei direto.
Bay Williams, bu senin hayatın, o yüzden açık konuşacağım.
Sr. Williams, é a sua vida, portanto vou ser directo.
Seninle çok açık konuşacağım...
Vou ser franco contigo...
Bayan Thayar sizinle açık konuşacağım.
Sra. Thayar, lamento mas vou ter de ser rude.
Başçavuş O'Rourke, açık konuşacağım için beni bağışlayın.
Sargento Mor O'Rourke, perdoar-me-à por falar francamente.
Beni dinle, seninle açık konuşacağım.
Ouça, vou ser sincero consigo.
Lordlarım, açık konuşacağım.
Senhores, serei directo.
Kaptan Speedy, sizinle açık konuşacağım.
Capitão Speedy, eu serei direto com você.
Sen benimle açık konuştun ve şimdi ben seninle açık konuşacağım.
Foste directo comigo e eu vou ser directo contigo.
Açık konuşacağım, giderseniz size biraz para veririm.
Para ser sincero, farei com que valha a pena.
Bak Hunk, seninle açık konuşacağım.
Olhe, Hunk... Serei honesto contigo.
Dinle Rosaria! Şimdi seninle çok açık konuşacağım.
Ouve, Rosária, é melhor falar claro.
Açık konuşacağım bağışla, ama eğer bu işe gireceksem... kendimi kızdan sorumlu hissedeceğim.
Desculpe-me a franqueza, mas se me vou meter nisto... devo sentir-me responsável pela rapariga.
Açık konuşacağım, bağışlayın. John'un beyaz bir kızla birlikte olması sizi şoke etti mi?
Perdoe-me por ser tão abrupta e direta, mas está chocada com o fato... do John namorar uma moça branca?
Efendim, nasıl söylesem bilemiyorum ama açık konuşacağım.
Não sei como dizer isto, mas vou ser franco.
Açık konuşacağım.
Vou ser sincero consigo.
Pekâlâ, açık konuşacağım. Ne yazık ki 25 senedir...
Bem, francamente, no dia que casei com minha esposa...
Lafı dolandırmadan açık konuşacağım olayın özü bu gerçekten çok önemli bir soru. İnsanların bunu bilmeye hakkı var.
E sejamos bem claros, sem estar com quaisquer rodeios a questão essencial aqui é que se trata realmente de uma pergunta muito importante e as pessoas têm o direito a saber.
Nazik olacak vaktim yok, bu yüzden açık konuşacağım.
Não há tempo para gentilezas, por isso serei muito directo.
Açık konuşacağım.
Vou ser muito claro.
McCroskey, açık konuşacağım.
McCroskey, Vou ser directo consigo.
Ben açık konuşacağım.
Bem, eu vou ser sincera.
Açık konuşacağım.
Devemos também ser honestos.
Açık konuşacağım oğlum.
Vou ser sincera contigo, filho.
Birbirimizi liseden beri tanıyoruz o nedenle, açık konuşacağım.
Conhecemo-nos desde a primária, por isso vou falar sem rodeios.
Seninle açık konuşacağım.
Digo-te já.
Seninle açık konuşacağım.
Vou ser honesta contigo.
açık konuşacağım.
vou ser honesto consigo.
CIA hakkında hiçbir şey söylemedim. Ama çok açık konuşacağım.
Não mencionei a CIA, mas podia ser mais específico.
Sizinle açık konuşacağım. Hepimiz için zorlu olacak.
Não queremos esconder nada de vocês, Estes são tempos difíceis.
Bay Jean, sizinle açık konuşacağım.
Sr. Jean, é preciso que lhe fale com francamente.
Seninle açık konuşacağım Mav.
Vou ser sincero contigo, Mav.
Seninle açık konuşacağım.
Vou ser sincera consigo.
- Seninle açık konuşacağım.
Falemos claro, amigo.
Bud, kısa ve açık konuşacağım.
Bud, vou directo ao assunto.
Sana açık konuşacağım.
Eu sei que é só um momento. Mas quanto pode durar um momento, padre?
Açık konuşacağım.
Estou a falar a sério.
Bak, seninle açık konuşacağım.
Deixe-me dizer uma coisa.
Sözünü sakınmayan birine benziyorsunuz o yüzden açık konuşacağım.
Parece o tipo de homem que gosta de ir direito ao assunto... -... portanto vou ser directo.
Açık konuşacağımızı sanmıştım.
Julguei que íamos ser directos.
Seninle açık konuşacağım.
Vou ser sincero consigo.
Sizinle açık konuşacağım, Bay Poirot.
Vou ser curto e grosso, Sr. Poirot.
James açık konuşacağım.
James, vou ser franco.
Açık konuşacağım Fink, bu yararlı değil.
Mas, para lhe ser franco, Fink, o que se lembrou não ajuda nada.
Sizinle açık konuşacağım.
Vou ser sincero convosco.
Çok açık konuşacağım.
Vou ser muito franco consigo.
Benjamin, açık konuşacağım.
Benjamin, vou ser franca.
Ama açık konuşacağım.
Mas sou franco.