Bakar mısın Çeviri Portekizce
3,803 parallel translation
- Bakar mısınız?
Desculpem-me?
Bakar mısın?
Desculpe.
Kitabı bırakıp bana bakar mısın?
Podes pousar o livro? Olha para mim, tento ajudar-te.
Kasırga New Orleans'a doğru ilerlemekte, saat sabahın 5'i ve şu fırtınaya bakar mısınız?
O cone vai atravessar mesmo por New Orleans, às 05 : 00 horas do horário Central, olhem para esta tempestade.
Pekala annesi gelene kadar ona bakar mısın?
Bom, pode tomar conta dele até a mãe chegar?
Bakar mısınız, bakar mısınız?
- Olá. - O quê?
Bakar mısınız?
Hey, tu!
Allan! Bakar mısın?
Allan.
- Bakar mısınız?
- Desculpe-me.
Sen kendi işine bakar mısın, dostum?
E se te metesses na tua vida?
- Şu işe bakar mısın?
- Não acredito!
- Sana zahmet torpidoya bakar mısın?
Não podes ver no porta-luvas?
Rica etsem bakar mısın?
Podes procurar por mim, por favor?
Rica etsem resepsiyona gidip bana bir mesaj var mı diye bakar mısın?
Gostaria que fosse à recepção saber se há mensagens para mim.
Özel avukatın değiştirilmesi için geç mi kaldık, bir bakar mısın?
Consegues descobrir se é tarde demais para mudarmos a defensora especial?
Pardon, bakar mısınız...
Desculpe...
Bakar mısınız?
Desculpe.
Kahretsin! Yaptığına bakar mısın?
- Merda, olha o que eu fiz!
Masama bakar mısın?
- Podes atender ali a mesa?
- Pardon, bakar mısınız?
Ei, desculpe.
Bakar mısın sürtük çavuş.
Com licença, sargento cadela.
- Sen bakar mısın lütfen?
- Podes atender, por favor?
- Bakar mısınız?
- Desculpe.
Bakar mısınız?
Ei, espere!
Telefona bakar mısın?
Atende!
Kasaya sen bakar mısın?
Podes substituir-me na caixa?
- Şunlara bakar mısın?
Olhe para as fotografias, por favor.
Bakar mısınız?
Com licença.
Bakar mısınız? Yerine birini alırsınız diye düşünmüştüm ama?
Pensei que talvez houvesse uma vaga.
Bakar mısınız, bir tane daha.
Por favor. Mais um.
Bakar mısınız.
Desculpe.
Daniel, bizim için bir kez daha kameraya bakar mısın?
Daniel, pode olhar para a câmara novamente?
Şu adama bir bakar mısın?
Olha bem para aquilo?
Çocuklara bakar mısın?
Podes vigiar os miúdos?
Konuşabilir miyiz? Bir bakar mısın?
Consegues falar e olhar?
Bakar mısın tatlım. Zamanın olduğunda.
Com licença, querida, quando tiveres um minuto...
Şuraya bakar mısın?
Consegues ver isto aqui?
Bakar mısınız? Biraz daha ekmek alabilir miyiz lütfen?
- Traga-nos mais pão, por favor?
Bakar mısın?
- Não te importas?
Bakar mısınız? Bu takıldı da.
- Desculpe... parou.
Kapıya bakar mısın Carl?
Podes ver quem é, Carl?
Şuna bakar mısın?
Estás a ver?
Bu elbisenin bana nasıl yakıştığına bir bakar mısın?
Deixe-me só mostrar-lhe como me fica.
Şu manzaraya bakar mısın?
E olhe-me esta vista!
Gidip bakar mısınız?
Importaste de ir verificar?
Bakar mısınız?
Desculpe-me.
Bakar mısınız?
- Desculpem-me?
- Şu işe bakar mısın?
- A sério?
- Yardım alır mısın bakarım. - Hayır.
- Verei se consigo ajudar.
Bakar mısın?
Sabes?
Yüzüne konuşurken bana bakar mısın?
Podes olhar para mim quando falo contigo?