English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Bitmek üzere

Bitmek üzere Çeviri Portekizce

1,229 parallel translation
Bitmek üzere.
Está quase.
- Benim fişler bitmek üzere.
Sim Tou aqui a ficar sem tabaco
- Bitmek üzere.
Está quase no fim.
- Bitmek üzere.
- Está quase no fim.
- Son paket bitmek üzere.
- Estão a acabar o último pacote.
- Adamım, neredeyse bitmek üzere.
- Meu, estamos a ficar sem material.
Göreviniz neredeyse bitmek üzere.
A vossa tarefa está quase terminada.
Gazyağı bitmek üzere.
A kerosene está a acabar.
Bu ışık bitmek üzere.
Estas luzes estão a apagar.
Lütfen dikkat! Ziyaret günü bitmek üzere!
Atenção, é o fim de mais um dia de visitas.
Bitmek üzere.
- Estou mesmo a acabar.
- Bitmek üzere.
- Está quase feito.
Durun, yemin ediyorum bitmek üzere!
Eu juro que já quase terminei. Eu juro.
Etanol sübvansiyonlarıyla ilgili yazım bitmek üzere.
Amy? Acabei a matéria sobre "etanol nas cidades".
Marlboro'muz bitti ve Winstons bitmek üzere. - Ee?
Acabaram-se os Marlboros e quase não temos os Winstons.
Sanırım bitmek üzere.
Creio que estou chegando.
Sigaram bitmek üzere.
O cigarro está quase no fim.
Öğle tatilim bitmek üzere ama yarından evvel sana bunu ulaştırmak istedim.
Meu resumo está quase pronto. Eu queria-lho entregar antes de amanhã.
Hey neredeyse bitmek üzere.
Está quase acabado.
10 dakika kadar, ve bitmek üzere.
Cerca de 10 minutos, e está quase a acabar.
Evet, neredeyse bitmek üzere.
- Estou quase.
Neredeyse bitmek üzere.
- Está quase no fim.
Isis zaman bitmek üzere.
A Ísis está a ficar sem tempo.
İşin bitmek üzere.
Vais perder.
İşim bitmek üzere Patty.
Dá-me só um segundo.
Neyse ki bitmek üzere.
Mas está quase a acabar.
Striptizciyi korkuttunuz, içkimiz bitmek üzere...
Você está com medo da stripper, nós no meio de que...
- Salam neredeyse bitmek üzere.
- O salame está quase no fim. - Não!
Tamam, seni buradan çıkartmam lazım. Ziyaret saati bitmek üzere.
Tenho de te tirar daqui, a hora da visita está a acabar.
Üzgünüm arkadaşlar, yakıtımız bitmek üzere.
Lamento, companheiros, mas acabou-se o petróleo.
Eh, yaz bitmek üzere.
- O Verão já está quase no fim.
Pilim bitmek üzere. Şarj cihazınız var mı?
A minha bateria está prestes a acabar.
Bitmek üzere.
Estou quase a acabar.
Şimdi bitmek üzere.
Estão a dar os últimos retoques no bolo neste momento.
Seninle işim bitmek üzere.
Já vou acabar contigo.
- Şu anlarda bitmek üzere.
- Está sendo feita bem agora.
Benzin de bitmek üzere.
O combustível também está quase a acabar.
Reklamlar bitmek üzere ve geri dönmelisiniz.
A publicidade já está a acabar e vocês têm que voltar.
Acele et, program bitmek üzere.
Despachem-se! O programa está quase a acabar.
Acele et, gösteri bitmek üzere.
O programa está quase a acabar. Precisamos de ti!
Demek neredeyse bitmek üzere.
Por isso, está quase acabado.
Bitmek üzere.
Estou quase!
Anti-radyasyon ilacımız bitmek üzere.
Já temos pouco soro anti-radiação.
Problem değil, benim de işim bitmek üzere.
Não faz mal. Ainda estou a acabar.
Bitmek üzere.
Já acabámos.
Yeni yazılımın düşük seviye hat tespiti bitmek üzere.
Acabei o diagnóstico de baixo nível do novo software.
Antenlere yerleştirdiğim güç kaynakları bitmek üzere.
As baterias que acoplei às antenas estão fracas.
Cipsimiz bitmek üzere.
"As batidas" estão quase acabando.
Bitmek üzere.
Está quase pronto.
Bitmek üzere!
Quase tudo feito!
- İşimiz bitmek üzere.
Agora!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]