English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ C ] / Carrıe

Carrıe Çeviri Portekizce

95 parallel translation
STEWART CARR POSTA KARGO ŞİRKETİ
STEWART E CARR ESCRITÓRIO DE TRANSPORTE
Sen ve Şerif Jason Carr, Green ve Tom Baines'e haber salın, bizimle...
Você e o xerife digam ao Carr, ao Green e ao Baines...
Ben Carr, yatakhane müdürüyüm. Buradaki düzenden ben sorumluyum.
Chamo-me Carr e sou o responsável pela disciplina.
Tamam Carr, 49, biri de hücrede.
Está bem, quarenta e nove e um no "caixote".
Teddy Johnson'la Pearl Carr 1959 Eurovision Şarkı Yarışmasını kazandı.
Teddy Johnson e Pearl Carr venceram o Festival Eurovisão da Canção em 1959.
1959 Şarkı Yarışmasında Teddy Johnson'la Pearl Carr'ın şarkısı?
A canção de Teddy Johnson e Pearl Carr no Festival da Canção de 1959?
Ve şimdi Jim Carr'ın Spor Sohbeti'ne dönüyoruz.
E agora de volta ao Debate Desportivo de Jim Carr.
Jim Carr. Sorunuzu alalım?
Qual é a sua questão?
İyi ki Bayan Carr bu gece burada değil, çünkü bu şehvet dolu bir gösteri.
Ainda bem que a Sra. Carr não está cá hoje, porque isto é uma exibição lasciva.
Ben size, "Bu Bay Carr Gomm" dediğimde siz diyeceksiniz ki :
Eu o apresentarei a si e direi : 'Por favor conheça o Sr. Carr-Gomm.' E dirá :
Şimdi kahrolası Vicki Carr plağını çalıyor sonra yatağa geldiğinde bana elini bile sürmüyor.
Agora vai pôr a tocar o raio daquele disco da Vicki Carr e quando vier para a cama, não me toca.
Orta Afrika'nın ıslak, tropik dağlarında yaşar. Bu dağlar öyle uzaktır ki, araştırmacı arkadaşımızın apandisi tuttuğunda Rwanda'da yaşayan Amerikalı arkadaşı Roz Carr olmasaydı, ölmüş olacaktı.
Ele habita montanhas tropicais da África Central... tão remotas, que o nosso investigador sofreu uma crise de apendicite... e teria morrido se não fosse Roz Carr, uma americana no Ruanda... que o levou para o hospital.
Bayan Carr. Sevgili patronum Dr. Leakey'e mektup yazıyorum. İşlerin sarpa sardığını ona bildiriyorum.
Sra. Carr, estou a escrever ao meu patrão, Dr. Leakey... para o informar que tivemos um pequeno problema.
Ayrıca Simon Carr'la aramızda büyük bir terfi rekabeti var.
Há uma grande competição entre o Simon Carr e eu para a promoção.
- Simon Carr'la arandaki rekabet..... konusunda kararımı henüz vermemiştim.
- E pensar que estava indeciso - entre você e o Simon Carr.
Carr, buralarda dolaşan..... büyük şapkalı ve valizli bir kadın gördün mü acaba?
Carr, por acaso não viste uma jovem com um chapéu grande e uma mala, por aí?
Bayan Carr yüzbaşıyı arayıp ortağım Roy ve benim hakkımda akla gelen tüm güzel şeyleri söylemiş.
A Sra. Carr telefonou ao meu chefe e disse muitas coisas boas acerca de mim e do meu parceiro Roy.
Dışarısı TV şovlarındaki gibi değil Bayan Carr.
A rua não é uma série de TV, Sra. Carr.
Sen ve Bayan Carr iyi anlaşıyorsunuz değil mi?
Tu e a Sra. Carr estão-se a dar bem?
Siz şu benim memur Davis'le birlikte devriyeye çıkmasını onayladığım Michael Carr mısınız?
O senhor é o Michael Carr que eu deixei ir à boleia com o agente Davis?
- Michael Carr siz misiniz?
- O senhor é Michael Carr?
Bay Carr Sağlık ve Güvenlik kanununun 11351 ve 11352 no'lu maddelerince yasadışı olarak kokain bulundurmak ve dağıtımını yapmakla suçlanıyor.
O Sr. Carr é acusado de posse de cocaína com intençao de distribuir, segundo os artigos 11351 e 11352 do Código de Saúde e Segurança da Califórnia.
Samuel Carr, size nazikçe söylemiştim o köpeğin bütün gün havlamasını engeleyin, bütün gece havlıyor.
Samuel Carr, estou farto de pedir educadamente que impeças esse cão de ladrar dia e noite,
Siz bencilsiniz, bay Carr. Burada huzur olmayacağını görüyorum... Onu karşı çıkıyorsun!
E se te passa a vida a ladrar é porque o provocas, o irritas, nunca paras de te meter com ele.
- Ne zaman kullansan Carr ve Gilmore saldırıya geçiyor.
- O Carr e o Gilmore atacam.
Şu da Wilson Carr!
E o Wilson Carr!
Martel ve Carr grevden vazgeçti.
O Martel e o Carr furaram a greve.
Biraz spor yapmak ve azıcık estetik ameliyatla neden Jeremy Melton Adam Carr haline gelmesin?
Vamos! Com um pouco de exercício e de cirurgia plástica porque é que não podia o Jeremy Melton converter-se no Adam Carr?
Bu doğru mu? "Trang Pak, Koç Carr'la iş pişirdi."
Isto é verdade? "Trang Pak curtiu com o treinador Carr."
Nick Carr denen bir adamla ortak.
É sócio de um tipo chamado Nick Carr.
Bu Nicky Carr'ın kafamı uçurtma yöntemi.
É a forma do Nicky Carr fazer com que me estoirem os miolos.
Sen en iyisi Nick Carr'ı gör.
Então é melhor falares com o Nick Carr.
Allan Carr, Paramount için filmler yapıp yönetti.
O Allan Carr produzia e realizava filmes para a Paramount.
Adı Jamie Carr.
O nome dela é Jamie Carr.
Bu Jamie Carr, diğer adıyla Rain.
Esta é a Jamie Carr ou "Rain", à direita.
- Jamie Carr ve Leanne Roberts "Edepsiz Komşular" internet sitesini dokuz ay önce kurmuşlar.
Jamie Carr e Leanne Roberts começaram o website "Vizinhas Travessas Travessas" há nove meses.
Jamie Carr'ın ne zaman öldürüldüğünü biliyorum.
Eu sei quando é que a Jamie Carr foi assassinada!
Onu ve internet sitesindeki ortağı Jamie Carr'i öldürdün.
Você matou-a e matou a parceira de website dela, a Jamie Carr. Não!
Bayan Carr, çok mutlu ve çevresi geniş birine benziyor.
A Sra. Carr parece muito satisfeita... e com bons conhecimentos.
Bilimsel olarak bakarsak, bayan Carr tamamen doğal, taze, hormon bakımından zengin ve kanser yapıcı koruyuculardan etkilenmemiş hücreleri kullanıyor.
Cientificamente, a Sra. Carr está a usar... uma substância natural, rica em hormonas e células jovens, livre de conservantes cancerígenos.
Ginny Carr, bir iş toplantısı için,... Dünya Ticaret Merkezi'nin caddeye bakan tarafında bulunan, "One Liberty Plaza" nın 36. katında bulunuyordu ve o, yapılan ilk saldırıyı tamamen kasete kaydetti.
Ginny Carr estava numa reunião de negócios no 36º andar do One Liberty Plaza, do outro lado da estrada do WTC, e gravou o primeiro ataque ao WTC.
Burs alıp, üniversiteye gireceğim. Profesyonel olduğumda ise anneme Carr County'deki en büyük evi alacağım.
Vou ganhar uma bolsa, vou para a Universidade, e quando me tornar profissional, comprar à minha mãe a maior casa no Concelho de Carr.
Jamie carr- - Bu sabah banyoda kaymış ve düşmüş.
Jamie Carr. Escorregou e caiu no chuveiro esta manhã.
Bayanlar ve baylar, Todd Carr, kıymetli küçük kitabımla götünü silen ve onu "Aşk Denen Küçük Çılgın Şey" adlı bombok, kalabalık tatmin edici sikindirik bir filme çeviren karamel kaplı, krom kubbeli yaratıcı.
Senhoras e senhores, Todd Carr, o autor com uma película de caramelo que pegou no meu precioso romance, limpou o cu e o transformou numa bosta que atraiu multidões, também conhecida como "Uma Loucura Chamada Amor".
Hanımlar beyler, benim biricik romanımı alıp bir güzel götünü sildikten sonra şakşakçı izleyiciye " Crazy Little Thing adında bir tezek olarak sunan Bay Todd Carr.
Senhoras e senhores, Todd Carr, que pegou no meu belo romance, limpou o cu e transformou-o em "Uma Loucura Chamada Amor".
- Carr, ne bok yedin böyle?
- Todd, que merda é esta?
Belki E! 'nin "En İyi 100 Sezeryan" listesine girer.
Talvez se arranje lugar no Top 100 das Cesarianas do Jimmy Carr.
Çünkü onu tekerlekli sandalyesiyle oturttuğum an ve hikayesini anlattığında Carr County'teki hiçbir jürinin istediğimiz paranın üç katını vermemesi imkansız.
Porque quando o puser a depor na sua cadeira de rodas, e ele contar a sua história, não há um júri no condado de Carr que não nos vá dar 3 vezes o que estamos a pedir.
- O "çocuk" benim Shakespeare öğretmenim bayan Carr.
Aquela "colega" é a minha professora de Shakespeare, Mna.
O, bayan Carr mı? "Benjamin Button" * hastalığı mı var yoksa?
Carr. Aquela é Mna. Carr?
Dan, bu da bayan Carr.
- Olá. Dan, esta é a Mna.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]