English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ C ] / Ciğ

Ciğ Çeviri Portekizce

819 parallel translation
... koyu tenli veya açık çiğ külbastı yapmak için hepsini yaparlar kıyma Johnny'nin viskisi hep sıcaktı... ... ve Jimmy asla ısınamazdı Georgie tutardı ellerinden...
Se vêem porventura
... koyu tenli veya açık çiğ külbastı yapmak için hepsini yaparlar kıyma John gömüldü ve Jimmy öldü Georgie'yi vurdular talan yaptı diye ama kan halen kırmızı ve devam ediyor orduya asker alımı askerler yaşarlar topların gürültüsünde Ümit Burnundan Cooch Behar'a kadar bir gece yağmur altında çıkarsa karşılarına farklı bir ırk koyu tenli veya açık çiğ külbastı yapmak için hepsini yaparlar kıyma...
Uma raça estrangeira De tez branca ou trigueira Podem bem fazê-la Em mil pedacinhos
- Çiğ mi?
- Cruas?
Bir Andrews'a çiğ havuç ikram etmek ha.
Oferecer uma cenoura crua a uma Andrews.
Bizi nasıl hayal diyordunuz, hayvan kürklerine bürünmüş ve çiğ et yerken mi?
Imaginou-nos com peles de animais e a comer carne crua?
Üzerine bir parça çiğ biftek koy.
- Claro.
Ben en yakın gazete bayiine götürün, kartpostallarınızı çiğ çiğ yiyeyim.
Leve-me ao quiosque mais próximo e mastigo um monte dos seus postais.
Çiğ yenilecek.
Certo.
Tüm gece boyunca, kaba ve çiğ davrandın. Asla beyefendi değildin.
Toda a noite te achei grosseiro, gabarolas e pouco cavalheiro.
Karıma gidip eşyalar için yardım etmezsem beni çiğ çiğ yiyecek.
Se ficar, posso perder. Se não for ajudar com a bagagem, a minha mulher esfola-me vivo.
Karın her halükârda çiğ çiğ yiyecek seni. Hadi ama!
Ela esfola-te de qualquer maneira.
Çiğ pancar ve havuç.
Beterrabas cruas e cenouras.
Sevgilim çiğ istiridye mi istersin yoksa salamura domuz mu?
Queres umas ostras cruas, querido, ou um prato de porco salgado?
Hapse atılırsa orada onu çiğ çiğ yerler.
Se o apanharem na prisão, fazem dele pâté de foie gras.
Sonra da çiğ tutmadan içeriye almalıydın.
E devia ter sido levado para dentro antes do orvalho cair.
Çiğ balık yediğinde, biraz da olsa taze su vardır.
Há água quando se mastiga o peixe cru.
- Daha önce çiğ balık yememiştim.
- Nunca comi peixe cru antes.
Çiğ bir hayattan kalan duygusuz birine bakmaktasınız, bayım.
Vê os tristes restos de uma vida bem vivida.
- Erkekleri çiğ çiğ yer!
Come homens vivos!
Belki biraz çiğ et ya da süt istiyordur.
Talvez ele goste de carne crua, ou um pouco de leite.
Her gün kulaklarının arkasını yıka, büyük, şişman bir fil olmak için de çiğ patateslerini yemeyi unutma.
Lava-te de trás das orelhas todos os dias e come as tuas batatas cruas, para seres um elefante grande e gordo.
Yarın çiğ yumurta yemek zorunda kalacak!
Amanhã, terá de chupar um ovo cru!
Birisi sandviçin içine çiğ soğan dilimi koymuş.
Alguém pôs uma fatia de cebola na sandes.
Hayvan çiğ mi yenmeli yoksa pişirilmeli mi?
Trata-se de saber se o cão será comido cru ou cozido.
Ama bu sefer mesele köpeğin çiğ ya da pişirilerek yenmesi değil tek amaç kâğıt oynamak.
Mas, agora, não se trata de saber se vão comer um cão cru ou cozido... mas apenas de jogar cartas.
Şu çiğ damlaları da kurumadı gitti.
Gostaria eu que estas lágrimas como orvalho subissem do chão.
- Çiğ.
- Crus.
Stanley'e çiğ et vereceğim, böylece hırsızlık yapmayacak.
Vou dar carne crua ao Stanley, para que ele não ande a roubar.
Gerçekte daha önce çiğ etle hiç uğraşmadım, Stanley.
Na verdade, nunca mexi em carne crua, Stanley.
Yine de çiğ zarar vereceğinden yelkeni ve ağır misinaları eve götürmek iyi olacaktı.
levar a vela e as linhas para casa... porque o orvalho as danificava.
Yalan söylemeye ya da bir şey saklamaya kalkmayın, yoksa sizi çiğ çiğ yerler.
Não tentem mentir nem esconder nada, ou serão esfolados vivos.
Çiğ.
Crus.
Yanlış yerde oynarsan seni çiğ çiğ yerler.
No lugar errado, eles o comem vivo.
Boynuna herzaman bir çiğ renkli fular takar.
Usa um lenço colorido à volta do pescoço.
- Ne yani, böyle çiğ mi yiyeceğiz?
- Assim cruas? - Claro.
Dün geceki gibi çiğ olmasın.
Não o quero cru como o de ontem á noite.
İnsanoğlu çiğ süt emmiş!
As pessoas mudam!
Sincapları ve yakalayabildiği bütün kedileri çiğ çiğ yiyormuş.
Come esquilos crus e todos os gatos que consegue apanhar.
O boğa seni çiğ çiğ yiyecek.
Aquele touro vai fazer-te num oito.
Kahvaltıda 2 çiğ yumurta ve bir kâse baldan başka bir şey yoktu.
Só tenho dois ovos crus e uma caneca de mel para o pequeno-almoço.
- Sizi çiğ çiğ yiyebilirim.
- Estou capaz de vos matar!
Ve çiğ et ne olacak?
E o que dizem da carne crua?
Çiğ etin senin üzerinde ne gibi etkisi var, Rosita?
Que efeito tem a carne crua em ti, Rosita?
Çiğ çiğ yenerek ölmek utanç verici olur.
Seria uma pena ela acabar, como aquelas múmias lá fora.
yemekler, güzel yemekler... nasıl göründüğü önemli değil... yanık, az pişmiş ya da çiğ olsun... aşçının da neye benzediği önemsiz...
comida, gloriosa comida mas que interessa o aspecto? queimada, crua, cozida que me interessa o cozinheiro
- Çiğ yumurta, jelatin, otlar.
- Um ovo cru, gelatina e ervas.
ÇIĞ BÖLGESİ
ZONA DE AVALANCHES
Çiğ kurbağa mı?
Então? ! É uma rã crua?
"Çıtır, çiğ, kemikli, gerçek, ölü kurbağa" kovuşturma istemiyorsanız.
"Rã morta, verdadeira, com ossos, crua e crocante", se quiser evitar problemas legais.
Malcolm Peter-Brian - Teleskop-Adrian Şemsiyelik - Jasper-Çarşamba Kakim Yiyen-John - Çiğ Sebze Arthur-Norman-Michael Featherstone-Smith Northgot-Edwards-Harris Mason Frampton-Jones - Meyve Yarasası-Gilbert Williams-Keşke Gidebilseydim - Jenkin Tiger Drawers-Pratt-Thompson...
Malcolm Peter-Brian - Telescópio-Adrian Cesto de Guarda-Chuvas - Jasper-Quarta-Feira Furão-Peru-John - Vegetal Cru
Çiğ değil, pişmiş.
Mas não crua, cozinhada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]