Cristal Çeviri Portekizce
1,897 parallel translation
Bu yüzden üçünüzün oraya gidip karşıt-kristali çalmasını istiyorum.
É por isso que têm de ir roubar-lhe o anti-cristal.
O benim deniz aygırı tankının altında bulduğum on iki kenarlı kristal.
Isso é um cristal dodecaedro que encontrei no tanque das morsas.
Karşıt-kristalim.
O meu cristal anti-reversível.
Şimdi, defolun ve Mom'a kristal için teşekkür ettiğimi söyleyin.
Agora, rua! E digam à Mãe : "Obrigado pelo cristal."
Kristal için teşekkür etti.
Obrigado pelo cristal...
Şu an önemli olan tek şey bu kristal.
Agora, o que importa é o cristal.
Ve o kristale dikkat et.
E cuidado com esse cristal!
- "Kristal" diye söylenir, seni ahmak.
É "cristal", palerma!
Kendi pis yapışkan kristalini, benim ateş gibi kırmızı kristalimle birleştirmeye çalışacak.
Vai tentar juntar o seu cristal peganhento... -... ao meu cristal brilhante.
Karşıt-kristali bana ver.
Dá-me o cristal anti-reversível.
Oğullarım, kristal halen midesinde.
Meninos! - O cristal está na barriga dele.
Buraya Kristal Saray diyorlar.
Isto é o que chamamos de Palácio de Cristal.
Küçücük bir kristal tanesi bile C4'ten 80 kat daha güçlü.
Um só pequenino cristal, 80 vezes mais poderoso que o C4.
Her tetikleme yalnızca bir kristale has eşsiz bir frekansa sahip olacak şekilde programlandı.
Cada gatilho é programado para ter uma única frequência específica para um só cristal Hex.
Hex adında bir patlayıcı. Ses tetikleyicisiyle patlayan bir kristal.
É um cristal de detona com um gatilho sónico.
- Kristal mi?
- Um cristal.
Bir kristale bir futbol sahası.
Um cristal para um campo de futebol.
- Kristal patlayıcı.
- O cristal explosivo.
Kristal toplu birisi değil.
Não é das que vê numa bola de cristal.
Süpürgenle uç o zaman.
Leva um cristal.
The Glass Slipper için sizi Monica Strauss'a önerebilir mi bakalım.
Ver se os recomendaria a Monica Strauss para O Sapatinho de Cristal.
The Glass Slipper ne?
O que é O Sapatinho de Cristal?
Broadway için The Glass Slipper'ı sahneliyor.
Está montando O Sapatinho de Cristal na Broadway.
Şehrin her yanındaki The Glass Slipper afişleri var ya?
Viu os cartazes de O Sapatinho de Cristal?
Dördünüzü bugün buraya çağırdık çünkü Monica yarın sizi The Glass Slipper'ın seçmelerinde görmek istiyor.
Vocês quatro estão aqui hoje porque Monica quer que participem amanhã dos testes para O Sapatinho de Cristal.
The Glass Slipper Herkese Açık Seçmeler
O Sapatinho de Cristal Testes públicos
... kristal bir küre el falı bakılıyor.
FAIXA TEMA Uma bola de cristal Leitura da palma, luz de velas
Tarot kartları ve çay yaprakları bir de kristal küre Çingene öpücüğü ölüm kartı seni çağırıyor.
Cartas de tarot e folhas de chá Uma bola de cristal O beijo da cigana
Pekala, belki de şurada ki zeki şey... -... kristallerle oynuyordu.
Bem, talvez porque ali o génio andou a mexer no cristal de controle?
Belki de ikincil kristalleri ayarlayıp doğrudan...
Talvez se eu contornar o cristal secundário e for directo ao...
Üzgünüm, ben gerçekten eğer biz ikincil kristali ayarlarsak bizim...
Desculpe, eu honestamente pensei que se contornássemos o segundo cristal...
Geçit makrolarının olduğu bu kristali DHD'ye takacağız, boşluktaki ilk geçiti çevireceğiz,.. ... ve Yarıyol'a kadar bu şekilde gideriz.
Inserimos este cristal com os comandos da ponte, no DHD, discamos o primeiro Portal no vácuo, e estaremos de volta ao caminho, até a Intermediária.
İlk kristali al.
Agarra o primeiro cristal.
"Kristal küreyi at" komutunu vermemek için kendimi zor tutuyorum.
Estou tentado a dizer-lhe para ir através da Orbita do cristal.
- Pusula gibi bir şey olmalı.
é uma espécie de bússola de cristal.
Ickarus'a keta, * crystal gibi kafa yapan şeyler vermeni istemiyorum. - Keta, crystal yok. Anlaştık mı?
Não quero que o Ickarus tome keta, cristal, e essas coisas, ok?
- Kristal kafatası.
- A caveira de cristal.
Sanırım kristal kafatasıyla ilgili.
Eu acho que tem alguma coisa a ver com a caveira de cristal...
Keş Winehouse, kristal kafatası...
A janada da Amy? Caveira de Cristal?
Delirdiğimi düşüneceksiniz ama bu felaketlerin kristal kafatasıyla bir alakası var.
Eu sei que vocês pensam que eu sou maluco mas todos estes desastres, têm alguma coisa a ver com a caveira de cristal.
Camdan ayakkabılarla koşmak oldukça zor.
É bastante complicado correr, com estes sapatos de cristal.
Kristal kafatası.
A caveira de cristal.
Hayır, Indiana Jones ve Kristal Kafatası Krallığını seyrettim.
Não, foi porque vi o Indiana Jones e o Reino da Caveira de Cristal.
Kristal kürenin sunağı bu tarafta.
- O altar da caveira de cristal é por aqui. - Está bem.
Kristal olmadan kristal toptan bakmak gibi.
Como uma bola de cristal, sem o cristal.
Şeytanın nereye gideceğini bilmen için kristal bir küren olmalı.
Tens alguma bola de cristal que te dirá onde esse demónio vai estar?
Cüzdanı, büyükannemin bana verdiği elmas küpelerle yakabiliriz.
Podemos acendê-la com estes brincos de cristal que a avó me deu.
Kristalim nerede?
Onde está a merda do meu cristal?
Kristalim nerede? Kristalim nerede?
Onde está o meu cristal?
Hatırlamaya çalış, kristali en son nereye koymuştun?
Tenta apenas lembrar-te onde é que deixaste o cristal, ok?
- Anlaştık.
Nada de keta e cristal, entendes?