Cumartesi akşamı Çeviri Portekizce
344 parallel translation
Cumartesi akşamı bilet bulabilir misin?
Arranjas lugar? Sábado à noite?
Cumartesi akşamı buradan kaçtı. Bu sabah 5.00'te döndü.
Ele saiu sábado à tarde e voltou hoje às 5 :
Ne de olsa cumartesi akşamı.
Hoje é sábado.
Her cumartesi akşamı kız arayıp duruyorum.
Passei a vida à procura de uma garota todos os sábados à noite.
Öyleyse cumartesi akşamı nasıl?
Que tal sábado que vem?
Cumartesi akşamı boş musun?
Você tem algum compromisso?
- Cumartesi akşamı.
- Sábado á noite.
Savunma makamı hızlı, sabırlı ve biraz disiplinli olursa... belki cumartesi akşamı dava karara bağlanabilir.
Com eficiência, súplica e um pouco de autodisciplina... por parte do advogado, talvez se chegue ao fim no sábado à noite.
Tankları taşıyan lokomotif Cumartesi akşamı tesisten ayrılıyor.
Camiões tanque saem da fabrica sabado.
Cumartesi akşamı Lautrec sergisine iki kişilik biletim var.
Tenho bilhetes para uma exposição do Lautrec, sábado à noite.
Cumartesi akşamı, Lautrec sergisine iki biletim var.
Tenho bilhetes para uma exposição do Lautrec, no sábado.
Hayır, Cumartesi akşamı işim var.
Despacha-te.
Cumartesi akşamınıza heyecan katmak için aklınıza bundan başka şey gelmiyor mu?
Não arranjam maneira de se entusiasmarem num sábado à noite sem ser assim?
Bizim burada olduğumuz bir Cumartesi akşamı, kadınların barakalara gelmesine izin veriyor.
Um sábado à noite por mês, enquanto trabalhamos aqui, ele deixa-as entrar nas casernas.
Her Cumartesi akşamı kasabaya gelirler.
Vêm à vila todos os Sábados à tarde.
Resimden göreceğin gibi Cumartesi akşamına dek birkaç kilo daha vermeli.
Como podes ver pela foto... ela ainda tem alguns quilinhos para eliminar antes de sábado à noite.
Sanırım bu işi Cumartesi akşamına bırakmalıyım.
Odeio fazer um trabalho destes especialmente no Natal.
Cumartesi akşamı olduğunun farkında mısın?
Você percebe que é sábado à tarde?
Hem de, dediğim gibi, cumartesi akşamında.
E, como eu disse, no sábado à tarde.
Cumartesi akşamı.
SÁBADO À NOITE
Cumartesi akşamı gelirsin sanmıştım. Özür dilerim, Pasquale.
Pensei que aparecias lá em casa no sábado à noite.
Cumartesi akşamı dostları davet etmek makul bir davranış.
É razoável ter visitas ao sábado à noite.
Cumartesi akşamına kadar bu dördünü tamamlarsanız şoförünüz diğer ikisini de size iletecek.
Se terminasse as primeiras quatro até sábado à noite, o seu motorista pode recolhê-las e entregar-lhe as outras duas.
Cumartesi akşamı işiniz var mı?
Estão livres no Sábado? - Porquê?
Anlıyor musun? Cumartesi akşamı bir partiye gidebilir miyim?
Posso ir a uma festa no Sábado?
Cumartesi akşamı, araba kazasında.
Quando? - Sábado.
Cumartesi akşamı.
Sábado à noite.
Kız kardeşim seni Cumartesi akşamı için yemeğe davet etti.
A minha irmã quer que vás jantar connosco no sábado.
Çok acil bir konu Bay Holmes,... yoksa sizi Cumartesi akşamı rahatsız etmezdim.
Trata-se de uma emergência, Sr. Holmes. Caso contrário, não incomodaria o seu serão de Sábado.
- Tamam, cumartesi akşamı bir parti veriyoruz.
- Vamos ter uma festa Sábado à noite.
Cumartesi akşamı size partinizde eşlik ve yardım etmek istiyoruz.
Gostavamos de os acompanhar Sábado e os ajudar naquilo que for possivel.
Ve dahası, bu benim son 20 yılda kulüpte viskimi içmeyi kaçırdığım tek Cumartesi akşamı. Ve bundan müthiş derecede rahatsızlık duyuyorum.
E mais, é a primeira vez em 27 anos que perco o sábado à noite de whist no meu clube, o que me incomoda profundamente.
Cumartesi akşamı, ailecek bowling oynayacağız. Tam saat 8'de.
Sábado á noite, competição familiar, ás 20h00 em ponto.
Cumartesi akşamı benim için bowling oynar mısın?
Jogas por mim, no sábado á noite?
Cumartesi akşamı, düşmanımız Stoatz ailesine karşı bowling oynayacağız.
Vamos jogar bowling contra os Stoatz, sábado á noite.
Hey, size bir cumartesi akşamımı feda ediyorum.
Eu vou abdicar de um sábado á noite.
Cumartesi akşamı bir şey yok.
Não há nada no sábado à noite.
Her Çarşamba ve Cumartesi akşamı orada oturur, hiç sektirmez.
Senta-se ali todas as quartas e Sábados à noite. Nunca falha.
O cumartesi akşamı Henry Gascoigne'u ölümüne ittikten sonra, katil amcanızın masasındaki mektuplarını karıştırdı.
Naquela noite de Sábado, após o assassínio de Henry Gascoigne, o assassino vasculhou a correspondência na sua secretária.
Zarfı amcanızın robdöşambrının cebine koydu, ve kılık değiştirip "Bishop's" Et Lokantası'nda yerini aldı. Ve böylece Henry Gascoigne cumartesi akşamı
Colocou a carta no bolso do roupão do seu tio e disfarçado dele, ocupou o seu lugar à mesa do Bishop's Chop House, de modo a parecer que Henry Gascoigne caíra e morrera, nesse Sábado à noite.
- Fakat o cumartesi akşamı, Mr. Lorrimer.
- Isso Sábado à noite, Sr. Lorrimer.
Cumartesi akşamı ne yapıyorsun?
- Não sei. Que fazes no sábado?
Kenar mahalle, cumartesi akşamı.
Zona residencial num sábado à noite.
Cumartesi akşamı saat 10.00 ve biz beyannamelerleyiz.
É sábado á noite, são 22 horas, e nós á volta de números.
Hadi ama, Cumartesi akşamındayız.
Vá lá, é sábado à noite.
Cumartesi akşamı için yapacak daha iyi bir şeyin var mıydı?
Tem algo melhor pra fazer num sábado à tarde?
Cumartesi akşam ilk futbol eğlencemiz var.
No sábado teremos o primeiro encontro de discussão de actividades.
Geçen Cumartesi akşamı.
No passado sábado à noite.
Cumartesi, akşam 8'de.
É sábado, ás 20h00.
Cumartesi, akşam 11 : 00 sevişme zamanı.
Sábado, 23h00, fazer amor.
- Cumartesi akşam.
- É sábado à noite.