Dedik Çeviri Portekizce
1,675 parallel translation
Tavuğa evet mi, hayır mı dedik?
Isso é um sim ou um não ao frango?
Buradan geçiyorduk bir bakalım dedik ne durumdasınız.
- Sim. Ei. Bem, nós estávamos só dirigindo pelas redondezas, e pensamos que talvez poderiamos vir ver que tipo de progresso você estavam fazendo.
Her şeyi geride bırakıp başaracağız dedik.
E disse mo que faríamos isso dar certo.
Uyku tutmadı. Sadece biraz takılalım dedik.
Não conseguíamos dormir, só queríamos dar uma volta.
Polis onları hastaneye götürdü ama seni bulmaları için zamanları yoktu. Biz de, biz buluruz dedik.
A polícia levou-os para o hospital, mas não tinham tempo para vir encontrá-lo, por isso disse que viriam apanha-lo.
Şaka yapalım dedik.. Kötü anılmak istemeyiz..
Sim, era apenas uma piada, uma brincadeira.
- Hop dedik.
- Afaste-se.
- Kendimize şöyle dedik...
- Chamamo-nos...
Evet, öyle dedik.
Sim, chamamos.
Sana sürpriz yapalım dedik G.
Pensámos que a surpreenderíamos, G.
Bizde bu zamanı değerlendirelim dedik. biliyorsun, tatil için.
E achámos por bem aproveitar para vir cá passar umas férias.
Borsacıymışsın gibi görün dedik.
- Dissemos para fingir que eras um!
Neyse, Barbara Bush, Vali Bush'un annesi dedik.
Então ela é a mãe do Governador George Bush.
- Clay Davis işinden sonra Organize Suçlar birimini kapatmaktan vazgeçip birkaç hafta Marlo'yu takip edelim dedik.
- Estamos com isto do Clay Davis e em vez de acabar com os crimes maiores, demorámos umas duas semanas a arranjar apoio para o Marlo.
Biz de "İşine!" dedik.
E nós : "Como queiras."
Dün buluşamadık, biz de kardeşime yarın gidelim dedik. Ve sana sürpriz yaptık.
- Já que não pudeste vir ontem, ficámos outra noite com a minha irmã para te surpreender.
Ve dedik ki bir saniye, beraber olduğumuz tüm erkekler tarafından terk edilmişiz.
Fomos rejeitadas por todos os homem com quem estivemos.
- Biz... ikimiz düşündük ve dedik ki biz bu durumdayken editörlüğe terfi etmem...
- Nós os dois sentimos que seria profundamente inadequado, uma vez que ia ser promovido a editor.
Hoş bir sürpriz olur dedik.
E achámos que seria uma surpresa simpática.
Ama annem gelince bir yukarı çıkalım dedik.
Mas já passa da nossa hora de dormir. Não é, mamã querida?
Yoksa beş kez mi "has... tir" dedik Quentin?
Ou foram cinco palavras "F", Quentin?
Biz de "İyi ama biz gene de patronu arayalım" dedik.
Respondemos : "Muito bem, mas ainda temos de ligar ao teu patrão."
Çünkü birbirimize dürüst olacağız dedik.
Porque dissemos que íamos ser honestos um com o outro.
"Artık yeter." dedik.
Nós dissemos, " Chega.
- Çabuk! Herkes dedik!
Isto é um assalto.
Yukarı dedik!
Mãos para cima!
Sinirlisin, dik başlısın dediğim dedik, onun gibi kimseyi dinlemek istemiyorsun.
Tu és teimoso, cabeça quente, e não queres ouvir, igualzinho a ele.
Fakat babam dediğim dedik biriydi ve bunu sen de biliyorsun.
Mas o meu pai era teimoso demais para ver isso, e tu sabe-lo bem.
Selam, Stan dedik. Yerlerde sürünme artık.
Stan, Toca a animar
Selam, Stan dedik. Çünkü kasabada daha yenisin.
Stan, Estás numa cidade nova
Selam, Stan dedik. Kim olduğunu sandın ki?
Stan, Quem pensavas que eras?
Stan, tüm hayallerini yıkabiliriz dedik.
Stan, Podemos esmagar os teus sonhos
Bugün sana karşı bir ölüm tehdidi oldu biz de seni daha güvenli bir yere taşıyalım dedik.
Houve uma ameaça de morte contra si hoje de manhã, então nós pensámos que seria melhor mudá-lo para este refúgio. Tudo bem, mas...
Girmek Yasak Dedik!
Não ultrapasse, maldição.
Birisi yönler konusunda pek iyi değil ve sonra buraya gelelim dedik.
E alguém não é muito boa em seguir indicações. E, bom... acabámos por chegar até aqui.
Bilmiyorum, daha alt tarafı bir merhaba dedik.
Não sei, mal nos cumprimentámos.
Biz sadece selam verelim dedik ve sanırım biraz heyecanlandık.
Só queríamos dizer olá e depois acho que me acobardei, por isso...
Yani, dünyada o kadar erkek olmasına rağmen ikimiz de bu adam için "Kabul ediyorum" dedik!
Entre tantos homens no planeta, dissemos ambas "aceito" a este tipo!
Hop dedik, Ricky.
Bolas, Ricky.
Hop dedik.
- Onde pensas que vai?
Neden bahsediyorsunuz? Dedik ya GPS'e katılmaya kararı verdik.
- Vamos integrar os SPG.
Adelaide'a gidiyorduk ve kahvaltı için sana uğrayalım dedik.
Estamos no caminho para Adelaide e..... pensamos que gostarias disto no café da manhã.
Billy, öldürmek yok dedik.
Billy, combinámos que não haveria mortos.
Bu adamla erkek erkeğe konuşmak daha iyi olur dedik sadece.
Ei, só pensamos em ter uma conversa homem a homem.
Sana olanları anlatmak için tüm olayların sonlanmasını bekleyelim dedik.
Queríamos esperar até isto estar terminado para te explicar o que aconteceu.
- Karnavala bi bakalım dedik.
- Pensámos em ir ver aquela "fiesta".
Çok meşgulsün, biliyorum. İçtimadan önce konuşalım dedik.
Com o seu horário corrido, é melhor conversarmos agora.
Hemen görmek istersin dedik.
Pensei que gostarias de ver isto imediatamente.
Evet, karım ve çocuklarımla bir kaç gündür şehirdeyiz. Biraz alışveriş yapalım, ekonomiye can verelim dedik.
Pois é, a esposa e as crianças estão aqui por uns dias, querem fazer umas compras, para dar um empurrãozinho na economia, sabe?
29 yaşında, kadın. İlk geldiğinde yanlış tanı koyduk ve kansızlık dedik.
Uma mulher de 29 anos a quem foi erradamente diagnosticada anemia.
Elimizdekini yaymadan önce onayını isteyelim dedik.
Queríamos a tua aprovação antes de divulgarmos o que temos. Está bem.