Dedikodu Çeviri Portekizce
1,817 parallel translation
Bana bir kanıt göster, bana dedikodu anlatma.
Dê-me alguma prova, não venha aqui me dizer...
Sonuca çok yakınız. Bence bu Dreamworks işi, tamamen dedikodu.
Tenho a certeza que isso da Dreamworks é um rumor.
Dedikodu yayılınca, nefret dolu mektuplar yazılmaya başlandı. Ama ben, Doktorun bundan maddi çıkar sağladığının kanıtını bulamadım. Ama insanların dili durmaz, değil mi?
Então, eles começaram a escrever cartas ameaçadoras, mas eu não encontrava provas de que o doutor se beneficiava financeiramente, mas as línguas falam, não?
Bir de Christiana diye bir kız var, o da Eamon'dan hoşlanıyor ve dedikodu yapıyor.
E uma rapariga chamada Christiana, que gostava dele, anda com mexericos.
Bunlar dedikodu.
Bem, na verdade são boatos...
Sadece şu ikisi onunlaydı, Ve gerçekten onu kapatmak için çalışmadılar. ama hiç dedikodu istemediklerini söylemiştin.
Aqueles dois com ele, não exatamente tentaram calar a boca dele, mas dava para ver que não queriam nenhum bate-papo.
5 milyar kişinin beslendiği, güldüğü hakkında dedikodu yaptığı bir malzeme olmuştu.
Algo para cinco mil milhões de pessoas se alimentarem, rirem, comentarem.
"Dedikodu günah mıdır?", diye sormuş.
"Falar da vida alheia é um pecado?" perguntou ela ao velhote.
Sayfa dokuzda, Fatima Zaad dedikodu köşesinde bak ne demiş
Olha para a coluna da Fátima Zaad.
Dedikodu mu?
Conversa fiada?
Dedikodu olsun istemeyiz.
Não queremos problemas de queixas na Polícia.
Dedikodu çıkarmak işallah.
Só espero que ele não vá espalhar a história por aí.
- Eğlenceli gey mi? Dedikodu, gey hayatı. Bilirsin eğlence işte!
Um gay intriguista, estilo de vida gay, sabe, divertido.
Haberler için harika bir kaynak mı yoksa dedikodu ve spekülasyon için bir moda mı?
É uma grande fonte de notícias ou uma fonte na moda de especulação e mexericos?
Ne çeşit dedikodu?
- Que tipo de rumores?
Bu dedikodu değil ki, havadis.
Não é coscuvilhice, são novidades.
Sonraki birkaç hafta dedikodu kazanı fazlasıyla kaynadı.
Durante as semanas seguintes, as intrigas da aldeia dominaram tudo.
- İtfaiyeciler de dedikodu yaparmış.
- Os bombeiros falam entre si, meu.
Dedikodu.
Apenas bisbilhotice.
Normalde dedikodu için yanıp tutuşan bu kadının bugünkü derdi ise kişiseldi.
Normalmente, ela estaria ansiosa para saber as bilhardices. Mas hoje Charlotte preocupava-se com um problema que também era dela.
Çok fazla dedikodu biriktiğinin farkındayım.
Eu sei. Temos muita bisbilhotice para pôr em dia.
Ölmüş birinin arkasından konuşmak hoş değil ama dedikodu dedikodudur.
Não é bonito falar assim dos mortos, mas rumores são rumores.
Dedikodu nedir?
Qual é o mexerico?
Bu iğrenç bir dedikodu.
É um espectáculo rasca.
Dedikodu çıkacak.
Você vai ser o assunto da cidade.
Burası günah çıkarma odası, peder, burada dedikodu yapamayız, değil mi?
E isto é uma confissão, padre. Não estamos a dizer mal de ninguém.
Dedikodu.
Cromo.
Düzgün şekilde becerebilirsek, şöhretini mahvedebiliriz, ama hakkında dedikodu yapmak şartta değil..
Se utilizado corretamente, pode arruinar a reputação, mas não necessariamente a pessoa a quem se deseja mal.
Isırdıktan sonra dedikodu yapmaya başlarsın.
Consegue ser tão mázinha.
Köydeki insanlar dedikodu yapmaya başlamıştı.
Mas as pessoas começavam a falar...
Belki altı ay önceydi, bir dedikodu vardı...
Há uns seis meses, houve um rumor.
Dedikodu yapacaklar.
Não podemos conversar.
Bir tek dedikodu sitesinde bile bir şey çıksa izlenme oranına yansıyor.
Claro, se um site de má língua divulga algo, a audiência cai.
Kırık kemikler, akciğerde delinme. Hepsi de dedikodu yüzünden.
Ossos partidos, um pulmão perfurado, tudo devido a um rumor.
Hiç dedikodu var mı?
Sabes de algum bom mexerico?
Komik ve dedikodu seviyor.
Engraçada e gosta de coscuvilhices.
Küllerim, bir zamanlar yürüdüğüm çimlerin üzerine beni gölgelemiş ağaçların altına.. ... hayranlık duyduğum güllerin üzerine ve yaslanıp, dedikodu yaptığım çitlerin yanına döküldü.
As minhas cinzas foram espalhadas sobre a relva que pisei... por detrás de árvores que uma vez me deram sombra... por cima de rosas que uma vez admirei... e em vedações, por cima das quais uma vez fiz cuscuvilhices.
Bunun dedikodu yapıp, kafa çekmek için bir bahane olduğunu sanıyordum.
Pensei que era apenas uma desculpa para mexeriquices e bebermos uns copos.
Dedikodu yapacaksak, tam adamına çattın.
Bem, quando se trata de bisbilhotice, sou uma miúda.
Muhtemelen dedikodu doludur, Tripp.
Certamente são boatos, Tripp.
Bir dedikodu hem de seninle Dan hakkında çirkin bir tane.
É um rumor... um muito feio sobre si e o Dan.
Pekâlâ, o zaman en başından müdire Queller ile dürüst olmalıydın fakat asıl mesele gençlerin internete dedikodu yollaması değil.
Está bem. Devias ter sido honesta com a directora acerca disso. Mas o verdadeiro problema não é adolescentes a mexericar online.
Çok kötü hissediyorum fakat Blair benim kariyerimi, geleceğimi tehdit eden bir dedikodu başlattı.
Sinto-me horrível, mas a Blair lançou um rumor que ameaçou destruir a minha carreira, o meu futuro.
Ve bu dedikodu çok aşağılayıcı.
E este rumor é... tão insultuoso.
Bu dedikodu unutulabilirdi fakat o sarılma tamamen aptalcaydı ve acayip uygunsuzdu bana ne oldu bilmiyorum.
Aquele rumor teria sido esquecido. Mas aquele abraço foi muito estúpido, e nada apropriado, e não sei o que me passou pela cabeça.
Yaptığın her şey kiminle seks yaptığım hakkında dedikodular yaymak hangi köşe başında kustuğum ya da Dekan Berube'ye Pete Fairman'i öldürdüğümü söylemeni her şeyi bir gün olgunlaşırsın diye affettim ama sen "Dedikoducu Kız" a Yale ve basın açıklaması hakkında dedikodu gönderiyorsun.
Tudo o que fizeste, desde espalhar rumores acerca da minha vida sexual, em que beco vomitei ou dizer ao Reitor Berube que matei o Pete Fairman. Perdoei isso tudo porque pensei que um dia irias crescer, mas colocar um furo na Gossip Girl acerca de Yale e sobre a permissão de notícia...
Senin ölümünün gerçek olduğuna, dedikodu olmadığına emin olacağım.
Eu assegurarei-me que a tua morte será real, não um rumor.
Waverly İlköğretimde bir dedikodu. Ne kadar ilgi çekici?
São rumores na Escola Primária de Waverly.
Şimdi, sizi ölü beyinli, dedikodu satıcıları sizin için kodlayım mı?
Agora, seus reporterzinhos de mexiricos do caralho, querem que soletre?
Çoğunlukla dedikodu.
Principalmente mexericos.
- Dan ve benim hakkımda bir dedikodu mu?
- Um rumor sobre mim e o Dan.