English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ D ] / Derhâl

Derhâl Çeviri Portekizce

972 parallel translation
Bayan Danvers'a derhâl onu görmek istediğimi söyleyin.
Diga a Sra. Danvers que quero vê-la imediatamente.
Onu derhâl görmek istediğimi söyleyin.
Diga que quero vê-lo imediatamente.
Derhâl yola çıkacağım ama sana bir şey diyeceğim Tommy ile konuşur musun?
Vou já para aí, mas falas com o Tommy?
- Bay Banks, Kay nerede? - Onu derhâl görmeliyim.
Bem, um minuto, Tia Hattie.
- Hâlâ onun yüzüydü. - Derhâl kapıyı açın!
Mas, continuava a ser a sua cara.
- Şimdi mi? - Şimdi, derhâl.
- Agora, imediatamente!
Montalvo'nun derhâl Madrid'e dönmesini ve kaderde ona feci felâket yaşatmak olan bu yabancılarla ilişiğini kesmesini istedi.
Queria que Montalvo voltásse imediatamente a Madrid... para não ter nada a ver com estes extrangeiros... que estavam destinados a trazer-lhe uma horrivel catástrofe.
Ancak, derhâl polisi aramanızı tavsiye ederim.
Mas agora sugiro que ligue para a polícia.
Rozetini ve silahını ver. Derhâl.
Quero seu distintivo e sua arma, já!
Buraya derhâl gelebilir misiniz acaba?
Posso sugerir que venha ter comigo imediatamente?
Araba 3-4. Derhâl 34 Elm sokağı caddesine intikal edip ev sahiplerinden birinin yaptığı şikâyeti araştırın.
Dirija-se imediatamente ao número 34 da rua Badoe... e investiguem uma denúncia.
Görevi olmayan herkesi arama sahasında istiyorum. Derhâl, parkları, alanları kanalizasyonu ve tünelleri arayın.
Que todos os homens disponíveis... rasteem os parques, campos, túneis e entradas de metro.
Huzuruma kabul edilsin derhâl ve hesap versin.
Que seja acusado... e trazido a nós.
Clarence Dükü için kesinleşmiş emirdir. Tez vakitte teslim edilsin ve derhâl idam cezasına çarptırılsın.
É uma ordem especial para o Duque de Clarence, uma ordem sumária para ser... executado à morte.
Lord Kardinal lütfen Kraliçe'ye gidip York Dükü'nü derhâl ağabeyine göndermesini söyler misiniz?
Senhor Cardeal, poderá Vossa Graça persuadir a Rainha a neste momento mandar o Duque de York saudar o seu augusto irmão?
Buna göre, siz Sayın Lorduma soruyor, bu gördüğü tehlikeden kaçmak için, onunla birlikte derhâl atlara atlayıp son sürat kuzeye gitmek ister misiniz diye.
Portanto, decidiu me enviar para saber de vossas intenções Se queres montar a cavalo com ele... e galopar o mais rápido possível para o norte, para evitar o perigo que sua alma adivinha.
Ayağına tez bir ulak derhâl Norfolk Dükü'ne gitsin. Ratcliffe, sen veya Catesby.
Que um amigo ágil traga o Duque de Norfolk!
- Onu öğrenemedim. - Orkestra şefi derhâl gelsin. - Baş üstüne.
O homem tem que ser detido e substituído por uma pessoa de confiança.
Derhâl Yüzbaşı Bowen'a teslim edeceksiniz.
Vai entregar os internados agora mesmo.
Sizi derhâl göndermek için emir aldık.
Temos ordens de evacuá-los imediatamente.
Derhâl hazır oluruz Papa cenapları fakat görevim gereği tavsiyem geri çekilmeniz ya da anlaşmaya razı olmanız olur.
Imediatamente, Santidade, mas é meu dever dizer-lhe... que deveria retirar ou negociar.
Derhâl, sinyor.
Vou já, senhor.
- Solange, derhâl gelmeniz gerek.
Menina Solange, precisa de vir imediatamente. Eu? .
Alais Richard'la evlenecek ya da topraktan derhâl vazgeçeceksiniz.
Alais casa com Richard ou tens de devolverjá o seu condado.
Karaşahin Lideri, Rota 2-3-0 ve derhâl üsse dönün.
Líder Blackhawk, vector 2-3-0... e regresse à base imediatamente. Terminado.
Derhâl birliğimize dönmek zorundayız.
- Exacto, o tufão provisório! Temos que voltar imediatamente para a nossa unidade.
Bunun üzerine derhâl orada bulunan temiz yüzlü bir görevlinin yanına gitti ve "Efendim, bu adam çocuklarımın gazlanacağını söylüyor." dedi.
A mulher foi logo ter com um oficial e disse-lhe : "Senhor, este homem diz que vão gasear os meus filhos."
Derhâl çalışmaya başlamalıydık.
Tivemos de começar logo a trabalhar.
Derhâl bana, "Bunu yapamazsın." dediler. Ben de, "Neden olmasın?" dedim. "Daha önce yapan olmadı." dediler.
Disseram-me logo que não iam conseguir e eu disse que não sabia porquê.
Togo derhâl, kabul edilebilir olduğunu söyledi. Akabinde hemen saraya gidip yetkilileri çağırdı.
Togo disse logo que era aceitável, e foi imediatamente ao Palácio pedir uma audiência.
" Bugün kaybedilecek bir gün binlerce yıl sürecek bir pişmanlığa neden olabileceğinden Molotov'la derhâl görüşmeniz istenmektedir.
"Já que adiar um dia " neste momento, pode resultar em mil anos de arrependimento, peço-lhe que fale imediatamente com Molotov. "
Ağırlık uçaktan ayrılır ayrılmaz derhâl keskin dönüş yaptım. Arkamda bulunan Sweeney ve Marquart da yaptı. Vuruş noktasıyla aramızda mesafe oluşturmaya çalıştık.
Assim que o avião perdeu aquele peso fiz logo uma curva acentuada, tal como o Sweeney e o Marquand atrás de mim, e tentámos distanciar-nos do ponto de impacto.
Vicki! Derhâl buraya gel. Sen de Jude.
Vicky, vem cá imediatamente e tu também Jude.
Savaşı derhâl bırakırlar.
Largam-na e ponto.
Yoldaş Başkan, Üçüncü Komünist Enternasyonel'e Amerikan Komünist İşçi Partisi adına derhâl bir delege göndermeyi ve bu delegenin...
Camarada presidente, proponho enviar um delegado a Moscou... para que o Comitê reconheça... o Partido Comunista Trabalhador da América,
Yoldaş Reed, Enternasyonel Yürütme Komitesi ne Komünist İşçi Partisi'ni ne de Komünist Parti'yi onaylamaya karar verdi ve iki partinin derhâl birleşmesini emrediyor.
Camarada Reed, a Comissão Executiva do Comitê... decidiu não respaldar nem ao Partido Comunista Trabalhador... nem ao Partido Comunista da América, e ordena que os dois partidos se unam.
Evet ama derhâl bir araba istiyoruz. - Ne işiniz var buralarda?
Precisamos de um carro muito rapidamente.
Derhâl.
Agora mesmo.
Derhâl buraya gelmezsen, bu bebeği paramparça edeceğim.
Se não saíres agora, vou desfazer as bonecas em bocados.
- Derhâl.
- Com certeza.
Derhâl.
Agora.
Bankanın adı ve kasanın numarası, derhâl.
O nome do banco e o número do cofre, já.
5.00 servisine derhâl yer buluyoruz.
Sentem-se para o serviço religioso das 5h.
Kendimizi toplayıp derhâl bu lanet işi bitirmeliyiz!
Temos de ir adiante com esta situação!
Derhâl Beyler.
Já!
Derhâl oraya gitmeliyim.
A Helen piorou.
Pekâlâ, sana ne yapacağımızı söyleyeceğim. Derhâl polis karakoluna gideceğiz.
Então, vamos fazer assim :
- Derhâl kes şunu.
- Já chega!
Derhâl!
Já!
Haberi alır almaz elimden bir şey gelir umuduyla derhâl buraya geldim.
Vim imediatamente para ajudar naquilo que pudesse.
Buradan derhâl gitmelisin.
É melhor sair daqui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]