Dilerseniz Çeviri Portekizce
190 parallel translation
"Dileyin benden ne dilerseniz, efendim"
"Qual é o seu desejo, ó Amo da Lâmpada?"
Dilerseniz, randevu defterime bakabilirim.
Posso procurar na minha agenda, se quiser.
Dilerseniz diğer odada kalın.
Se quiser, pode ficar noutro quarto.
Nasıl dilerseniz.
Como quiser.
- Dilerseniz limitsiz.
- Até infinito se quiser.
Dilerseniz beni evinizden men edebilirsiniz.
Deve mandar-me embora, se o desejar.
Adamlarım ve şahsım emrinizdedir, bu yolda bizim size katılmamızı dilerseniz eğer.
Ponho-me com todo o gosto sob as suas ordens, Tenente, se nos convidar para nos juntarmos a si na perseguição.
Şimdi dilerseniz portrenize bakabilirsiniz.
Agora já pode ver, se quizer.
Dilerseniz, aynı saatte Alman Konsolosluğu'na gelmenizi tercih ederiz.
Preferimos que venha ao Consulado... -... à mesma hora, se quere.
Tam şuraya, dilerseniz, Bay Farnham.
Vai-se andando, Sr. Farnham.
Hasta şu anda dinleniyor, dilerseniz, Dr. Thissbaum'un izniyle tekrar gelebilirsiniz.
O paciente está a repousar agora, e volte quando o Dr. Thissbaum der permissão, se faz favor.
Sadece bırakın ya da dilerseniz, efendim, kuvvetle yere atın.
Basta deixá-la cair ou, se preferir, senhor, atirá-la com força ao chão.
Dilerseniz, Bay Keller, savunma tarafından iddia edildiği şekilde kanıt olan tabancanın hiçbir şekilde ateş almayacağını Mehkemeye ve jüriye gösterin.
Por favor, Sr. Keller, quer demonstrar ao Tribunal e ao júri que a Prova "B", do Estado, não poderia, eventualmente, disparar-se, da maneira reivindicada pelo réu.
Diğer delikanlıyı da. Ama dilerseniz...
Mas se quiser poderia...
Dilerseniz araştırın. Hayatım boyunca kanunlara karşı gelmedim.
Sempre cooperei com a justiça.
- Dilerseniz süt de var.
- Há leite, se quiser.
Ne dilerseniz dileyin sonuçlarına hazırlıklı olmalısınız.
O que quer que deseje, deve estar preparado para as consequências.
Ne dilerseniz dileyin, sonuçların tehlikesini göze almak zorundasınız.
Corre o risco de consequências, independentemente do que deseja.
Dilerseniz deneyebilirsiniz.
Podem tentar se quiserem.
Eğer hemen ondan özür dilerseniz, ki yapacağınızı biliyorum belki, ona gülmediğiniz konusunda kendisini ikna edebilirim.
Agora, se pedirem desculpa, como eu sei que o vão fazer, eu poderia convencê-lo que vocês não tinham realmente essa intenção.
Dilerseniz şu an aracı durdurur ve hiçbir şey demeden gitmenize izin veririm.
Se preferir, paro o carro e deixo-o ir sem mais delongas.
Eğer dilerseniz, bir araba çağırırım ve yarım saat içinde Batı Berlin'de olursunuz. Bilmiyorum.
Se quiser, daqui a meia hora está em Berlim Ocidental.
Fräulein Mann, dilerseniz, sizi indireceğim ama polise kesinlikle bir şey söylemeyeceksiniz.
Fräulein Mann, se quiser deixo-a sair, mas não diga nada à polícia.
Ne zaman dilerseniz.
Sempre.
- Dilerseniz kalabilirsiniz.
- Pode ficar, se quiser.
Dilerseniz, size gerçeğin ne olduğu hakkındaki düşüncemi söyleyeyim : O topraklardan uzakta bu postun hiçbir anlamı yok.
E se quiser que lhe diga qual é, para mim, a verdade... esta pele de carneiro, longe de sua terra... não tem mais significado.
Dilerseniz önce bir içki vereyim mi?
Enquanto esperam, desejam alguma coisa?
- Dilerseniz ben koyayım?
- Posso servi-lo?
Dilerseniz bana bir yardımda daha bulunabilirsiniz.
Se puder, faca-me outro favor.
"Bizim şehirlerimizde, yalnızca fahişeler Serbest olmakla kalmıyor.. .. dilerseniz metres diyelim..."
"Nas nossas cidades, não só são autorizadas as prostitutas, ou cortesãs, como preferirem chamar-lhes"
Dilerseniz biraz açık konuşalım Randall, olur mu?
Sejamos sinceros, por um momento. Muito bem, Randall.
Bana ne dilerseniz yapabilirsiniz, El Şerif.
Estou aqui para servir, El Sharif.
Dilerseniz, bir şeyler içelim.
Se quiser, podemos ir beber qualquer coisa.
- Dilerseniz bir soruşturma açabilirsiniz?
- Deseja abrir outro inquérito?
Bay Doyle, dilerseniz bebeğinizi görebilirsiniz.
Sr. Doyle, já pode ver o seu filho.
Neyim varsa sizindir.. Ne dilerseniz..
O que é meu, é teu.Podes pedir-me qualquer coisa.
Ne dilerseniz dileyin.
Tudo o que desejarem.
Ama dilerseniz bu görevde sizinle çalışalım, bana karşı olmayın!
É jovem e inexperiente, mas se quer continuar a trabalhar, vai colaborar comigo e não agir contra mim!
Bay Burnett, dilerseniz siz de bize katılabilirsiniz.
Sr. Burnett, tenho muito gosto que venha também.
Dilerseniz lambam var.
Tenho aqui uma luz, se preferir.
Dilerseniz, dümeni de alabilirim.
Se desejar, eu assumo o terminal.
Dilerseniz, Yıldızfilosu'na kadar bize eşlik edebilirsiniz...
Se quiser, pode acompanhar-nos até à Frota, onde nós...
Dördüncü Hanım, eğer özür dilerseniz kalkabileceğinizi söyledi.
A primeira Senhora disse que podes levantar-te se pedires desculpa.
Bir çeşit zihin olimpiyatları diyebilirsiniz, dilerseniz.
São como uma espécie de jogos Olímpicos da mente, a bem dizer.
Saldırın bana, eğer dilerseniz.
Ataquem-me, se quiserem.
- Günaydın, efendim. - Dilerseniz benimle gelin.
Vá ao hospital, veja como estão os rapazes.
Dilerseniz, biraz daha getirebilirim.
Se desejar, Sr. Stevens, posso colher mais alguns.
Nasıl dilerseniz.
Como queira.
Baylar, dilerseniz çekilebilirsiniz.
Podem-se retirar, se desejarem.
Nasıl dilerseniz Bay Castle.
Como desejar, Sr. Castle.
# - Seans da ayarlarız dilerseniz
Venha vê-lo para nos conhecermos melhor.