Duymuyor musun Çeviri Portekizce
523 parallel translation
Duymuyor musun?
Não me ouviu?
Onunla gurur duymuyor musun?
Não te orgulha dela?
- Sam, beni duymuyor musun?
- Sam, näo me ouve?
Sen duymuyor musun, tatlım?
Não a ouves, querida?
Kendinle gurur duymuyor musun baba?
Pai, não está orgulhoso?
Bunu duymuyor musun?
Não ouve isto?
Götür beni buradan. Duymuyor musun?
Então me tire deste lugar.
Ailene karşı bir sorumluluk duymuyor musun?
Não tem senso de obrigação com sua família?
Yalnızlık çığlığımı duymuyor musun Bahia?
Não ouves O meu apelo solitário?
Don, beni duymuyor musun?
Don, não me está a ouvir? Quero ajudá-lo.
Hiç pişmanlık duymuyor musun?
Não estás arrependido?
Bu senin aşık ozanının sesi, duymuyor musun?
Karin. Estás a ouvir o teu namorado?
- Kendinle gurur duymuyor musun?
- Você não está orgulhosa?
- Duymuyor musun kızı?
- Não estás a ouvir?
Beni duymuyor musun?
Não me ouviu?
Dışarıdaki hırıltıyı duymuyor musun?
Nunca ouviu os rugidos dela?
Kaybol dedim, duymuyor musun?
Põe-te a andar, ouviste?
Bu odadaki o nahoş riya kokusunu duymuyor musun?
Não sentiste um cheiro desagradável a falsidade nesta sala?
Cinzia, trenin geldiğini duymuyor musun? Bir adam nasıl bu kadar aptal olabilir?
Cinzia, não ouves o comboio?
Duymuyor musun?
Escute, por que nós?
Duymuyor musun, savaşıyorlar!
Não está escutando? Fogos de artifícios!
Beni duymuyor musun?
Não me ouve?
- Onları duymuyor musun?
- Pode ouví-los?
İyi duymuyor musun?
Não ouvem?
Haydi sana sol vur diyorum duymuyor musun!
A diferença de peso é demasiada. Esquerda, já disse! Estás a falhar muito.
Duymuyor musun, Karin?
Karin, não me ouves?
Beni duymuyor musun?
Não me ouves?
Ahır koktuklarını duymuyor musun?
Não vê que cheiram a estábulo?
Duymuyor musun?
Não ouve?
Gurur duymuyor musun?
Não tens orgulho?
Duymuyor musun?
Não ouves?
Cathy? Beni duymuyor musun?
Cathy, ouviste-me?
İşte şu melodi - duymuyor musun?
Esta música... não a ouve?
Duymuyor musun Chrysagon?
Ouvides-me, Chrysagon?
Bizi duymuyor musun?
Você ouviu?
Burada oIanIarı duymuyor musun?
Não vês que temos visitas, não?
Bize yapmak istediklerinden endişe duymuyor musun?
Não te importa o que nos farão?
- Sen duymuyor musun?
- E você, não...?
Duymuyor musun beni?
Ouve-me?
Lütfen, beni duymuyor musun?
Por favor, não ouve?
Hiç kin duymuyor musun?
Não lhe guarda ressentimentos?
Yoksa benimle gurur duymuyor musun?
- Não está orgulhosa?
Duymuyor musun, oğlum?
Não ouves aquilo, meu filho?
Duymuyor musun? Sana söylüyorum!
Porque não respondes?
Beni duymuyor musun evlât?
Não me ouviu, rapaz?
Duymuyor musun?
- Que se passa?
Karnımdan gelen gurultuları duymuyor musun?
Nem pude agasalhar-me.
- Duymuyor musun!
- Patife
Aleyhindeki bunca tanıklığı duymuyor musun?
Não ouve todos os testemunhos que levantam contra ti?
Yoksa beni duymuyor musun!
Ouviste, pele vermelha?
Kim güvensizlik duymuyor, biliyor musun?
Sabes quem é que não é inseguro?