English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ D ] / Duymuyor musunuz

Duymuyor musunuz Çeviri Portekizce

100 parallel translation
Duymuyor musunuz?
Não o faça?
Hiç pişmanlık duymuyor musunuz?
Imagina os remorsos que terás!
Rüzgârın getirdiği şu kokuyu duymuyor musunuz?
Conseguem cheirar, rapazes, o que o vento trás?
Duymuyor musunuz?
Consegues ouvir?
Beni duymuyor musunuz?
Não me ouviram? !
Bayan Petitgrew, duymuyor musunuz?
Menina Pettigrew, não me ouviu?
Duymuyor musunuz?
Não ouve?
Duymuyor musunuz?
Não estão a ouvir? !
- Viyolonsel sesini duymuyor musunuz?
- Não o ouve?
Arabayı duymuyor musunuz? O geldi.
Ouvi as carruagens.
Ağlama sesini duymuyor musunuz?
Está alguém a chorar.
Sesleri duymuyor musunuz?
Não o ouviu?
Bir kadına hiç ihtiyaç duymuyor musunuz?
Nunca sente a necessidade de uma mulher, Padre?
Beni duymuyor musunuz? !
Não me ouvem?
Radyoyu duymuyor musunuz?
Ouviram aquele rádio?
Duymuyor musunuz?
Vá lá, meninas, não ouvem?
Bütün bu yaptıklarım karşısında en ufak bir öfke duymuyor musunuz?
Não guardais qualquer ressentimento pelo meu arrebatamento?
Neler olduğunu duymuyor musunuz?
Ajude-a! Não vê o que se está a passar?
Öfke duymuyor musunuz?
Não há nenhuma ira em vocês?
Bay X, hiç pişmanlık duymuyor musunuz? Başkan Kennedy suikastine üzülmediniz mi?
Ministro X, você não até sente um pouco de remorso,..... entristecido por assassinato do presidente Kennedy?
Dışarı çıkın! Beni duymuyor musunuz?
Se estão a ouvir-me, respondam-me!
Duymuyor musunuz?
Não ouvem?
- İskoçyalı olmaktan gurur duymuyor musunuz?
Não se orgulham de ser escoceses?
Olanlardan suçluluk duymuyor musunuz?
Você não sente culpa nenhuma por isso tudo?
Aşıklar, duymuyor musunuz?
Meninos apaixonados, estão a ouvir aquela merda?
Duymuyor musunuz? Duymadınız mı?
Não me ouviram?
Babanızla gurur duymuyor musunuz çocuklar?
Não têm orgulho do pai, miúdos?
Yani bu insanları öldürdüğünüz için hiçbir sorumluluk hissi duymuyor musunuz?
Então, não sente qualquer responsabilidade por os ter morto?
Telefonun çaldığını duymuyor musunuz?
Não ouvem o telefone?
Bugünkü operasyonla ilgili hiç pişmanlık duymuyor musunuz?
Não lamenta nada do que aconteceu hoje?
Beni duymuyor musunuz, suda biri var.
Ei! Saia daí, senhor!
Aşıklar, duymuyor musunuz?
Romeo, ouviste?
- Duymuyor musunuz?
- Não ouviu?
Efendim, duymuyor musunuz?
Cavalheiro, não ouve?
Seslerini duymuyor musunuz, haykıran sesleri?
Não ouvem as vozes? As vozes que gritam?
Beni duymuyor musunuz?
Ouviram-me? !
Beni duymuyor musunuz?
Não estás a ouvir?
Duymuyor musunuz?
Está a ouvir mal?
Duymuyor musunuz! ?
O Warren morreu.
Ne dediğimi duymuyor musunuz?
Não me estão a ouvir?
Orada dışarıda ne olduğu hakkında en ufak bir merak duymuyor musunuz?
Não está nem um pouco curioso sobre o que há lá fora?
Fakat bazen gerçekten ne düşündüğünüzü söylemek için... karşı konulmaz bir arzu duymuyor musunuz?
Mas, às vezes, não sente um desejo asfixiante de dizer o que realmente está pensando?
Kıskançlık duymuyor musunuz?
Não o inveja?
Hiç rahatsızlık duymuyor musunuz? Onu teslim edeceğiniz için, yani.
- Não o incomoda?
Duymuyor musunuz?
Não ouves?
Duymuyor musunuz?
Ouviram?
Müziği duymuyor musunuz?
Passa-ma.
- Duymuyor musunuz? İnanamıyorum.
Não o ouve?
Kel olmaktan rahatsızlık duymuyor musunuz? Hayır. Hiç duymuyorum.
Não, acho surpreendente...
Bizimle yüz yüze konuşması gerekmiyor. Ve neyi neden yaptığını açıklamaya da gerek duymuyor. Dediğimi anlıyor musunuz?
Ele nunca tem de falar connosco cara a cara e nunca tem de explicar tintim por tintim porque faz o que faz.
Yırtıcı Kuş, Anka Kuşu, duyuyor musunuz? Hadi. Kimse duymuyor mu?
Raptor, Phoenix, estão à escuta?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]