Düzelir Çeviri Portekizce
556 parallel translation
Her şey düzelir.
"Vai dar tudo certo."
Belki her şey düzelir, Joey.
Talvez corra tudo bem, Joey.
Buradan ayrıldığımızda o da düzelir.
quanto menos tempo cá ficarmos, melhor é.
Bir şeyler yediği zaman düzelir.
Ela ficará boa, mal coma alguma coisa.
Sen çiğnemeye devam et, düzelir.
Continue a mastigar com eles e tudo correrá bem.
Düzelir.
Ela vai ficar bem.
- Bahse girerimki düzelir
Não, mas aposto o pagamento de uma semana que estará antes do amanhecer.
Perdeleri asınca düzelir.
Assim que eu abrir as cortinas isso passa.
Pasaportunuzla paranız size iade edilse, hafızanız düzelir mi?
Ela melhoraria se lhe devolvêssemos o passaporte e o dinheiro?
Birazdan düzelir.
Ele já ficará bem.
Elbet bir gün düzelir her şey.
Conto que há-de acabar tudo bem.
30 güne kadar düzelir.
Estará melhor dentro de trinta dias.
Ayaklarım düzelir düzelmez ondan daha hızlı kaçacağım.
Assim que recupere as pernas, adiantarei-lhe.
Teftiş komitesi gelince bir şeyler düzelir sanıyordum.
Sim. Acreditei que o comitê de investigação ia arrumar as coisas por aqui.
- Gerdanın da düzelir.
Como essas barbelas.
Yakında her şey düzelir.
É só uma fase. Daqui a pouco passará.
Dilerim her şey düzelir.
Esperemos que acabem brevemente.
Hoşça kal Giannelli. Hoşça kal Öyle deme belki her şey düzelir.
Conseguimos arranjar tudo, não achas?
Düzelir.
Vai ficar bem.
Unutma, her şey zamanla düzelir.
Lembra-te de que é sempre mais escuro antes da aurora.
Düzelir.
Ela fica bem.
Herşey düzelir, efendim.
Dará tudo certo.
Eminim ki düzelir.
Tenho a certeza disso.
Düzelir şimdi.
Não é nada.
Birkaç saate düzelir.
Estará bem daqui a umas horas.
Yüzme stiliniz hiç önemli değil, zamanla düzelir.
E não se preocupe com o estilo. Isto vem depois.
- Düzelir.
- Tudo bem.
Dayanılmaz bir ağrı başımda, birader bayım. Kahvaltıdan sonra düzelir.
Uma dor horrível na cabeça mas espero que me passe depois do almoço.
Ben araya girmeseydim, ilişkiniz düzelir miydi sence?
Achas que teriam reatado se eu não me tivesse metido?
- İyi bir adamdı. - Tatlım, bu kadar karamsar olmasana! - Düzelir, bebek, her şey düzelir.
Vais ficar bem, querida.
O kaledeki asma köprüyü onarırız ve görüşün düzelir.
Uma hospedaria. Aí repararemos. Iremos à ponte levadiça mais à frente do castelo e aí minha visão talvez melhore.
- Beyin tedavisinden sonra düzelir.
- Ficará bem depois do tratamento.
Yakında düzelir baba.
Ela fica bem, Pai.
- Düzelir.
- Comporá-se.
- Düzelir.
- Tudo estará bem.
- Ne ile düzelir?
- Que é preciso fazer?
- Birkaç zayıf noktamız var, düzelir.
- Temos alguns pontos fracos.
Caligula yönetimde olduğuna göre, işler düzelir belki.
Talvez as coisas melhorem agora que Calígula governa.
Sadece derisi biraz yaralanmış. Ufak bir operasyonla düzelir.
Tão somente uma ferida, uma operação menor.
Tamam, birazdan düzelir.
Ela vai ficar bem.
Düzelir.
Ele deve voltar a si.
- Sadece başını vurmuş, az sonra düzelir.
Só uma ferida na cabeça. Vai recuperar depressa.
"Ona bir dokunabilsem, her şey düzelir." dedim.
"Se pudesse tocar-lhe, tudo estaria bem."
Merak etme düzelir.
Nunca cresce tanto como a outra.
Geri döndüğümde düzelir her şeye yeniden başlardım.
Voltava me sentindo bem e limpo e começava de novo.
Onu terk et, herşey düzelir.
Se o deixares, ficas bem.
Bir kere daha kazançlı bir işte bulunduğumda hiç şüphesiz durum düzelir. Oh, akademik bir yaradılış elbette ki.
Contudo, é certo que as coisas vão melhorar quando eu voltar a ter um emprego melhor remunerado.
Belki moralim biraz düzelir.
Talvez me faça sentir melhor.
Hadi, düzelir şimdi.
Vamos tomar um copinho.
- Düzelir birazdan.
- Vai ficar óptima.
Umarım düzelir.
Esperemos que se resolva.