English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ E ] / Elaine

Elaine Çeviri Portekizce

2,056 parallel translation
Elaine, Elaine.
Elaine.
Yardım edin.
Elaine.
Elaine nerde?
A Elaine?
Elaine, artık sende bir bebek sahibi olmalısın.
Elaine, tens de ter um bebé!
Elaine, Long adasına taşın ve bir bebek yap.
Elaine, muda-te para Long Island e tem já um bebé.
Elaine geçenlerde balık yediğinden bahsediyordu.
A Elaine contou-me sobre o salmão que comeu no outro dia.
"Elaine, artık sende bir bebek sahibi olmalısın."
"Elaine, tens de ter um bebé!"
Elaine, salyangozlar bile doğum yapabilmek için Alaska'da Şişi'ye kadar göç ediyorlar.
Elaine, os moluscos vão do Alasca ao Chile só para tentarem com um molusco fêmea.
Bana asla söylemezler bile Elaine.
Eles nunca me dirão, Elaine.
- Elaine, erkekler kadınlara her türlü şeyi söyler.
Elaine, um homem diz qualquer coisa para sacar uma mulher.
Elaine, bir keresinde kadının birine ingilizce olarak aynen şunu söyledim :
Elaine, uma vez disse a uma mulher que tinha inventado a frase :
Elaine, hayatımı bir anda değiştirdin.
Elaine tu mudaste a minha vida.
Elaine hakkında.
É acerca da Elaine.
Elaine?
A Elaine?
Elaine.
Elaine.
Elaine'i almam lazım.
Vou buscar a Elaine.
Eee, merhaba, Elaine, Jerry.
Olá, Elaine. Jerry...
Elaine, sana harcamanı izin verdiğim miktarın iki katı bu.
Elaine, isso é o dobro do que a autorizei a gastar!
Elaine Benes.
A Elaine Benes.
Bu bir turbo, Elaine.
É um turbo, Elaine!
Elaine Benes.
Elaine Benes.
Elaine, golf sopalarını bulmuşsun.
Elaine, encontrou os tacos.
Elaine, sen yap.
Elaine, faça-o você.
Hey, Elaine.
Olá, Elaine.
- Elaine. - Merhaba.
Elaine.
Elaine, seni son zamanlarda fazla çalıştırdığımı biliyorum.
Elaine, acho que tenho andado a dar-lhe um pouco de trabalho a mais.
İnkar etmene lüzum yok, Elaine.
Não vale a pena negá-lo, Elaine.
- Yargıç Mack tarafsız biridir. Genç annelerin oluşturduğu firma... - Şimdi olmaz, Elaine.
- O Juiz Mack é firme com advogados jovens.
Teşekkür ederim, Elaine.
Obrigada.
Evet, Elaine, Sanırım sana benzemek gibi bir şey olmalı. Aksi!
Estou a sentir como é ser como tu.
Seni her fırsatta özledik, Elaine.
- Sempre.
Elaine? - Sizi uyardım. Bu ofis seks kokuyor.
Este escritório está sexualmente carregado.
Eğer, ben, sen ve Elaine bir araya gelirsek, bu sıkıntıyı atlatabiliriz.
Se conversarmos com a Elaine, podemos fazer isto desaparecer.
Elaine ve şu kadınların salakça şikayetleri..,
Provavelmente este pedido estúpido da Elaine e das mulheres.
Bir şey istiyor. Ne? - Elaine.
A Elaine não quer melhorar o trabalho dela.
Eğer Elaine'in davasındaki talepler kabul edilmezse buradaki kadınların kaçı yarın iş bırakmaya hazırlanıyor?
Se não cedermos ao vosso pedido, quantas de vocês irão embora amanhã?
Yani Elaine bizi gerçekten bu duruma soktu mu?
A Elaine apanhou-nos?
Onları Elaine kışkırttı.
A Elaine tinha-as na mão.
Elaine, Ally hakkında herhangi birine, herhangi birşey söyledin mi?
O que quer dizer com "além do serviço de acompanhamento"?
Baroya, Elaine'in söylediklerine inandığımı söylemedim.
Mas não me atirei a ele com um bom perfume.
Bu, Elaine Vassal. Senin asistanlığını yapacak.
Esta é a Elaine, a tua assistente.
Bence, Elaine bana neler olup bittiğini anlatırken bilmemı istediği tek şey, bunları sadece kendisinin yapabileceğiydi.
Acho que ao dizer-me o que tem feito.. ... a Elaine quer que eu veja que ela é a única a fazê-lo.
- Teşekkür ederim, Elaine.
Também juntei as páginas da restrição anterior. Obrigada, Elaine.
Onlara ayrıca insanların iş deştirmelerinin zor olduğunu da hatırlattım.
Eu lembrei-os que é difícil quando as pessoas mudam de emprego. - Apenas perdi uma moção, Elaine.
John, Bu Ally McBeal.
- Agora não, Elaine. John, Ally McBeal.
Belki de Elaine'in ortalarda çok fazla dolaşması... yüzündendir.
Estar perto da Elaine, uma parte dela desabrochou em mim.
Sen bir aptalsın, Elaine.
- Elaine, és uma tonta.
Peki bunun sınırını nasıl belirleyeceksin, Elaine?
- E qual é o limite?
Hiçbir şey kaçırmadın Elaine.
- Nada.
Whip, Elaine, bizim takımı kuralım. - Tamamdır.
Obrigado pela vossa disponibilidade.
- Sadece bir dava kaybettim, Elaine. Ben de onlara öyle söyledim.
- Foi o que eu lhes disse.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]