Fantasma Çeviri Portekizce
7,362 parallel translation
Biz birşey yapamayız ama Hayalet yapabilir.
Agora não podemos fazê-lo, mas o fantasma pode.
Bu konuda ona destek olacaksak.. .. ilk olarak Hayaleti Hyena Yolu.. .. açılış törenine davet etmeliyiz.
Para isso, precisamos de aumentar a importância do Fantasma, e vamos por começar a convidar o Fantasma para a cerimónia da Estrada Hiena.
Senden Hayalet'i ayarlamanı istiyorum.. .. bu işi güvenli evde yapacağız.
Eu preciso que me arranjes um encontro com o Fantasma, vamos fazê-lo na casa segura.
Ama şimdi, büyük resimde, Hayalet'e ihtiyacımız var.
Mas agora, numa visão mais ampla, precisamos do Fantasma.
Hayalet'in geri döndüğünü duydum.
Ouvi dizer que o Fantasma está de volta.
Hayalet ile temasa geç, buluşma gerçekleşecek.
Entra em contacto com o Fantasma, a reunião está a acontecer.
Hayalet ve BDK birbirlerine meydan okuyacaklar.
Há uma outra possibilidade do Fantasma e BDK aparecerem.
Hayalet ve BDK güvenli evde buluşacak. Tören alanında değil. Büyük ihtimalle de kişisel hesaplaşma için.
O Fantasma e BDK vão se reunir na casa segura, não no local da cerimónia, então isto, provavelmente, vai virar um assunto pessoal.
.. Hayalet dışarı çıkıyor.
Marcado como Fantasma está a sair.
Hayalet yalnız gelmiş.
Marcado como Fantasma está sozinho.
Hayalet Bashir'e ailesinin onuruna.. .. hakaret ettiğini söylüyor.
O fantasma diz que Bashir insultou a honra da sua família.
Hayalet ona 5000 $ verdiğini söylüyor.
O Fantasma diz que acabou de dar a ele 5.000 dólares americanos.
Hayalet, buna sevindiğini ama.. .. sorunun hala çözülmediğini söylüyor.
O Fantasma diz que sim, mas a dívida ainda não está resolvida.
Kızların gittiğini ve Hayalet'in bunu kabullenmesini istiyor.
As meninas foram-se, e que o Fantasma devia saber isso.
Hayalet görebileceğini söyledi.
O fantasma diz, "E tu vais vê-lo".
Hayalet isimli sivilin hayati tehlikesi var.
intenção hostil em relação ao civil marcado como Fantasma.
Bu Hayalet'in istediği şey.
Isto é o que o Fantasma quer.
- Kod Adı Hayalet olan şahıs onurlu bir ölüm..
66, Golf Niner Whisky, marcado como Fantasma estava á procura de uma morte honrosa, e tu só...
Kod adı Hayalet.
Marcado como Fantasma.
Hayalet araba.
- onde estava ele? - Um carro fantasma.
- Hayaletten değil, alarmdan geldi.
Não é um fantasma. É um alerta.
Loa benimle konuştu, Fantome.
As Loas falaram comigo, Fantasma.
Bir hayalet.
Um fantasma.
Bu hayalet senin bebeğini... - dünyaya götürmek istiyor.
Este fantasma quer levar o teu bebé para o mundo vindouro.
Naber? ! Quest!
O que se passa? Parecem que viram um fantasma, meu!
Adina Hayalet Cikti demistim.
Eu chamo-o de Impressora Fantasma.
Bu arada, ben işleri bitirdiğimde seni bir Tanrı'nın kulu bile bulamayacak.
Agora faço a minha magia, e és o caralho de um fantasma.
Thomas'ı bulduğumda bir hayalet görmüş gibi ağaçların orada yürüyordu.
Quando encontrei o Thomas... ele estava a sair do meio das árvores como se tivesse visto um fantasma.
- Bir hayalet mi?
- Um fantasma?
- Adam bir hayalet gibi girmiş çıkmış. - Evet.
O tipo entrou e saiu como se fosse um fantasma.
Ama Gotham'da Jason van Groot veya Skolimski yok. - Adam hayalet gibi.
Mas não há ninguém com esses nomes em Gotham, ele é um fantasma.
Hayalet olsam ben de burada yaşardım.
Se eu fosse fantasma, morava aqui.
Efsaneye göre, adamın hayaleti geceleri burada dolanıyor. Ruh eşinin yasını tutuyor. Bu dünyadan ayrılamıyor.
Diz a lenda que o fantasma do marido anda aqui de noite, de luto pela sua alma gémea, sem poder seguir em frente.
Bu ürkütücü çift cinayet yukarıdaki büyük yatak odasında yaşanmış. Donovan'ın hayaletini bulmak için en olası yer orası.
Esse assassinato duplo horrível ocorreu lá em cima no quarto principal, o local mais provável para achar o fantasma Donovan.
Bu odada gerçekten bir hayalet varsa EMF cihazım doğruyu söylüyorsa fena şeyler göreceğiz demektir.
Se literalmente tiver um fantasma no quarto, o meu EMF diz a verdade. Vamos ter uma aventura selvagem.
İkisi de peşinde oldukları hayalet tarafından öldürüldüğüne yemin ediyor.
Juram que o fantasma que procuravam matou-o.
Söylüyorum size. Raymond'ı bir hayalet öldürdü ve onu bulacağız.
A sério, Raymond foi morto por uma fantasma, e vamos encontrá-lo.
Hayalet olacak hâli yok.
Não estamos a olhar para um fantasma.
Henüz hayalet olmadıysan seninle işim bitince olacaksın.
Se ainda não és um fantasma, será quando acabar contigo.
Matanga Zumbido, Stetson'sa Raymon, Wesen olduğunnu fark etmeden, hayalet gördüğünü sandı.
Então, se Stetson é o Matanga Zumbido, o Raymond pensou filmar um fantasma - não viu que era um Wesen.
Gerçek hayaletti!
Era mesmo um fantasma!
Sen hayalet falan mısın?
É alguma espécie de fantasma?
Bu Naga Jolokia veya diğer adıyla Hayalet Biberi.
Isto é naga jolokia ou o pimento-fantasma.
Ve kardeşinin hayaleti değil.
E não é o fantasma do irmão. Certo.
Sindirmek için çok fazla Em ve alınma ama okuldayken Will'in hayaletini görüyordun.
Em, é muita coisa para assimilar e sem ofensa, mas andavas a ver o fantasma do Will na escola.
Tamam mı? Kardeşi de mahvoldu resmen.
Embrulhei o corpo num cobertor, arrastei-o para o elevador e parece que o fantasma dele ainda está no prédio.
Bunlar İslam'ın ruhunda vardır.
É o fantasma do Islão.
Kızımız tam bir hayalet.
A rapariga é um completo fantasma.
Hayalet hedef!
O alvo é um fantasma!
- Hayalet şehir.
Cidade fantasma.
Seni görmem lazım.
Fantasma, tenho de te ver.