English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ F ] / Farketmez

Farketmez Çeviri Portekizce

1,098 parallel translation
Hiç farketmez.
Isso não altera nada.
- Mutlu birşey olduktan sonra farketmez.
- Qualquer coisa, desde que seja alegre.
Ashley ve Wentworth'u öldürdüm. Bir veya iki kişi daha farketmez.
Matei o Ashley e o Wentworth, mais uma morte não faz diferença.
- Farketmez.
- Isso não importa.
Benim için farketmez canım, Ama üyelik başvurunda okulda kalacağını yazmıştın.
Não me faz diferença, querida, mas, na sua carta de matrícula, disse que ficaria na escola.
- Farketmez.
- Não faz mal.
2 ya da 200 kilo olması farketmez.
Não interessa se eram 2 ou 200 quilos.
Gerçekten. - Farketmez.
- É melhor que trabalhar.
Bizim için farketmez.
Nem nos cruzaremos.
Eğer Fransız veya Amerikalı ise farketmez.
Se és Françês, Americano, é tudo a mesma coisa.
Kimden olduğu hiç farketmez.
Não faz diferença de quem ele é.
Sen aldığın için sevecektir mavi veya kırmızı olması farketmez. Senin almış olman önemli.
Ele vai adorar, vindo de ti não porque é azul ou vermelho, mas porque foi dado por ti.
- Hiç farketmez senden olması yeter.
- Se é dado por ti, vou adorar.
Farketmez...
Não importa...
Farketmez.
Não interessa.
Benim için farketmez.
Não me importa.
Bence farketmez.
Não me interessa.
Farketmez!
Estou-me nas tintas!
Farketmez. Patlayan ilk gözyaşartıcılarda birliklerin altını ıslatıp tavşanlar gibi kaçışacak!
À primeira granada de gás lacrimogéneo, metade das tuas tropas molha as calças e foge.
Ölü olsa da farketmez yeter ki soğuk olmasın.
Não me importo que estejam mortas desde que não estejam frias demais.
Pekala, benim için farketmez.
Não faz diferença para mim.
- Farketmez.
- Na verdade não me importo.
Ee, farketmez "evet" mi farketmez "hayır" mı?
Não te importas se dançamos ou se não dançamos?
Farketmez.
Não há diferença.
Farketmez.
Não me importo.
Gerçekten farketmez.
Na verdade não me importo.
- Gerçekten farketmez.
- Na verdade não me importo.
Elbette farketmez ama, Percy ve Abzug'un telgraf gönderdiğini söylemiştin değil mi?
Nada exactamente, mas você disse que Percy e Abzug estão a enviar telegramas.
- Farketmez. Mesele bu değil.
- Isso não importa.
Farketmez, kaç tane öldürdün?
Mas mesmo assim quantos mataste?
Farketmez.
Como quiseres.
Peki bunu yapanı nasıl bulmayı düşünüyorsun? Yoksa farketmez mi?
Mas como é que vais encontrar quem o matou, ou isso não importa?
Onlardan biriysen nereye gittiğim farketmez, eğer değilsen...
Ou estás com eles e não importa para onde eu vá, ou não estás e...
Eğer kaçman için tek şansınsa bir yalanın ne kadar iğrenç olduğu farketmez.
Não importa o quanto uma vida é ridícula se essa é a tua única hipótese de fuga.
Beni ilgilendirdiğini mi sanıyorsunuz? Benim için farketmez! Hiç farketmez!
Pensa que isso me interessa?
Plütonyumla mı, köpek mamasıyla mı çalıştığın farketmez, çünkü sana hiçbir şey vermezler.
Não importa se trabalha em plutónio ou em alimentos para cães... porque o que lhe vão dar é nada.
Hiç farketmez. Baskı?
Eles não sabem o que é pressão.
Farketmez, kafiyeli olsun yeter.
Não importa, desde que rime.
Farketmez ben duyarım.
Eu ouço.
Benim için farketmez.
Não me faz nenhuma diferença.
Aslında hiç farketmez, değil mi?
Não importa, pois não?
Farketmez, Gant.
Não importa, Gant.
- Zaten pek farketmez. Adam mobil telefon kullanıyor.
- Não interessa, ele usa um telemóvel.
Farketmez.
- Não faz mal.
Benim için farketmez.
mas basta de mim.
Benim için farketmez.
- Acho que vou aceitar.
Farketmez, değil mi?
Nas tintas, hem?
- O farketmez.
- Ele não vai descobrir.
Bak adamım, benim için farketmez.
Não quero saber disso, meu.
Farketmez.
- Não interessa.
Gitmiş. Şehrin bir yerinde kırmızı Ferrarili bir uzaylı dolaşıyor.. Belki kimse birşey farketmez.
foi-se anda por ai um extra-terrestre algures num ferrari vermelho talvéz ninguém o veja o que fazemos pai não podemos chamar a polícia não podemos chamar o reboque nem sequer podemos chamar o Joe ele não pode ter ido muito longe

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]